Yeni kitap Çin Halk Cumhuriyeti ile dayanışma çağrısı yapıyor
Çeviri: Mehmet Yücel
Çevirenin ön notu: Okuyacağınız metin, Çin ile ilgili bir kitap üzerine değerlendirme yazısı. Yazıda kitaptan aktarılan şu pasajın önemine dikkat çekmeliyiz:
“Bazıları ÇKP’nin kapitalizme teslimiyetini gizlemek için Marksizme sadece sözde hizmet ettiğine inanıyor, ancak böyle bir komplonun 40 yıldan fazla bir süredir devam ettiğine ve ÇKP liderliği tarafından binlerce akademisyen, on milyonlarca ÇKP üyesi ve yüz milyonlarca Çin vatandaşı ile birlikte organize edildiğine inanmak için çok fazla hayal gücü gerekiyor…”
Sözü edilen “bazıları” arasında maalesef “hayal gücü” yüksek bir hayli sosyalist örgüt ve kişi mevcut. Oysa Çin herkesi kendini düşünmeye zorlayan bir deneyim sunuyor.
***
Carlos Martinez’in Doğu Hâlâ Kızıl – 21. Yüzyılda Çin Sosyalizmi (The East is Still Red – Chinese Socialism in the 21st Century) adlı kitabına ilişkin aşağıdaki değerlendirme yazısı Sosyalist Çin’in Dostları danışma grubu üyesi ve ChinaSquare editörlerinden Dirk Nimmegeers tarafından kaleme alınmıştır. İlk olarak Hollandaca olarak ChinaSquare’de yayınlanmış ve Belçikalı alternatif medya web sitesi De Wereld Morgen‘de yeniden yayınlanmıştır. Yazar tarafından İngilizceye çevrilmiştir.
*
Çin’e karşı olumlu bir tutum takınmak bugün affedilemez görünüyor; gerçekten de bugünlerde Çin’e saldırmayı reddedenler bile öfkeyle eleştiriliyor. Politikacılar ve gazeteciler, tüm riskleri göze alarak yeni soğuk savaşa yardım eli uzatmaya hevesli görünüyorlar.
Barış ve iklim aktivistleri, sendikacılar ve diğer ilerici vatandaşlar için bu akışa karşı çıkmak zor bir görevdir ve bu birçok farklı şekilde yapılabilir. Örneğin, Çin’in farklı olduğuna dikkat çeken ve böyle olmasına ‘izin verildiğini’ düşünen gözlemciler var. Bu gözlemciler Çin’in tarihsel ve mevcut koşullara uyum sağlayarak refah, yüksek teknoloji, sürdürülebilir enerji kaynakları ve kendi kendine yeterlilik yaratmanın bir yolunu bulduğunu ve bunun da halkını memnun ettiğini kabul etmektedir. Bazı yayıncılar Çin’in Konfüçyüsçü geleneklerine saygı duyarak kendi kapitalizm biçimini yarattığına inanmaktadır. Diğerleri ise destekçilerine ve kamuoyuna ‘yenemiyorsan onlara katıl’ sloganı altında Çin ile işbirliği yapmaya mahkûm olduğumuzu söylüyor. Bu, ayrışmadan ziyade riskten arınmadan bahsetmeyi tercih edenlerin motivasyonu olabilir. Daha cömert ve olumlu bir görüş ise Çin’i, bağımsız bir yol izleme hakkını talep ettikleri ve hepsinden önemlisi bir dünya savaşını önlemek istedikleri için desteği hak eden yükselen ekonomiler arasında sıralıyor.
Yukarıdaki görüşler, ya kendileri de Çin’in ‘gerçekten sosyalist’ bir ülke olmadığına inandıkları için ya da ‘Çin modelini taklit etmek’ istemekle suçlanmaktan çekindikleri için Çin’e verdikleri destekte fazla ileri gitmek istemeyen sol örgütler tarafından da aşağı yukarı paylaşılmaktadır. Sol görüşlü yayıncı ve barış aktivisti Carlos Martinez ise özgün ve farklı bir bakış açısından yola çıkıyor. Doğu Hâlâ Kızıl, 21. Yüzyılda Çin Sosyalizmi adlı kitabıyla, Çin’i savunmak isteyen ya da ona ve hükümetine saldırmayı reddeden okuyuculara, özellikle de solculara açık bir şekilde sesleniyor. Hedef kitlesini Çin’i gönülsüzce değil, hakiki nedenlerle desteklemeye çağırıyor. Jeopolitik tartışmalarda Çin’in yanında yer almaya ve tam da Halk Cumhuriyeti’nin sosyalist karakteri nedeniyle Çin hükümeti ve ÇKP ile dayanışma göstermeye çağırıyor.
Carlos Martinez, Soğuk Savaşa Hayır kampanyasının kurucularından biri olarak tanınıyor ve kendi web sitesinde ve bir dizi sol medyada üretken bir yazar. Şu anda yayınlamakta olduğu ‘büyük Çin kitabı’ kendisinin ve diğer Sosyalist Çin’in Dostları’nın makalelerine dayanıyor. Bu, aynı zamanda Martinez ve bazı arkadaşları tarafından kurulan ve yönetilen web sitesinin açık adı. Doğu Hâlâ Kızıl‘ın yazarı, Çin’in Batılı düşmanları tarafından yapılan en kötü niyetli suçlamalardan bazılarını savuşturuyor. Çağdaş Çin’in başlıca başarılarını detaylı bir şekilde ve birçok referansla açıklayarak, bunların neden gerçekten tarihi nitelikte ve önemde olduğunu açıklıyor. Martinez bunu yaparken, Batı’da bizlerin bu başarıları sıklıkla küçümsediğimiz ya da görmezden geldiğimiz gerçeğine duyduğu inançsızlığı ve öfkeyi de ortaya koyuyor. Halk Cumhuriyeti hakkındaki gerçekleri ortaya çıkaran Martinez, aynı zamanda bir barış aktivisti olarak Çin hakkındaki tüm iftiraların ve politikacılarına yönelik aşağılama ve düşmanlığın, halkı gerçek bir dünya çatışmasına dönüşebilecek bir sonraki savaşı desteklemeye veya kabul etmeye hazırlamayı amaçladığından korkuyor. Bu açıdan Martinez’in analizi geniş barış hareketinin analiziyle paralellik gösteriyor. Ancak Martinez’in farklılaştığı nokta, motivasyonunu Marksist dünya görüşünden alıyor olması. Bu da özel bir bakış açısı yaratıyor.
Martinez, Çin sosyalizminin doğasına ilişkin tartışmaya sağlam temellere dayanan ve okunması keyifli bir katkıda bulunuyor. Yazar, giriş bölümünde ve anlatısı boyunca çeşitli argümanlarla ‘Doğu’nun hâlâ kızıl olduğunu’ savunuyor. Biz burada bunlardan ikisine değinmek istiyoruz. Çin Komünist Partisi’nin hedeflerine ve tarihsel başarılarına baktığımızda, Çin Halk Cumhuriyeti’nin sosyalist doğası açıkça ortaya çıkmaktadır. Ülkenin liderleri, aşırı yoksulluğa karşı en güçlü ve geniş tabanlı zaferi elde etmeyi, COVID19’a karşı verdikleri örnek mücadelede milyonlarca hayat kurtarmayı, ortalama yaşam süresini onlarca yıl artırmayı ve alternatif enerji yaratmada dünya şampiyonu olmayı başardılar. Örneğin “Çin ekolojik bir medeniyet inşa ediyor” başlığını taşıyan 6. Bölüm, Çin’in bugün dünyanın en acil görevlerinden biriyle nasıl başa çıktığını ele alıyor. ChinaSquare.be geçtiğimiz Aralık ayında bu bölümün Hollandaca ön baskısını yayınladı.
Carlos Martinez, ünlü Marksist düşünürlere ve seçkin Çinli ve yabancı uzmanlara göre, sosyalizm olmadan bunun imkânsız olacağına dikkat çekiyor. Martinez, “ABD ya da Britanya’nın ortalama vatandaşı, hükümetin kitlelerin çıkarlarına odaklanan bir dizi önceliği benimsemesi durumunda kesinlikle mutlu olacaktır. (…) Ne yazık ki, kapitalist toplumda zenginlik ve güç arasındaki yakın korelasyon, kitlelerin çıkarlarının hiçbir zaman birinci öncelik olmadığı anlamına gelmektedir” diye ekliyor.
Martinez ayrıca şöyle yazıyor: “Bazıları ÇKP’nin kapitalizme teslimiyetini gizlemek için Marksizme sadece sözde hizmet ettiğine inanıyor, ancak böyle bir komplonun 40 yıldan fazla bir süredir devam ettiğine ve ÇKP liderliği tarafından binlerce akademisyen, on milyonlarca ÇKP üyesi ve yüz milyonlarca Çin vatandaşı ile birlikte organize edildiğine inanmak için çok fazla hayal gücü gerekiyor…” Yazar, Çin sosyalizmi için her açıdan sürdürülebilir bir gelecek öngörüyor ve bunu neden böyle gördüğünü “Çin Sovyetler Birliği ile aynı kaderi paylaşacak mı?” bölümünde tartışıyor.
Doğu Hâlâ Kızıl‘daki gerekçeler herkesi bir anda ikna etmeyecektir, ancak okuyucuları kesinlikle düşündürecektir. Martinez yararlandığı kaynakları eleştirel bir gözle incelemeye davet ediyor ve okuyucuları bu kitapla kendi tartışmalarını yürütmeye zorluyor. Ekteki Tavsiye edilen okumalar bu konuda çok yardımcı olabilir.
Çin’de iktidar partisi, geleneksel olarak sosyalist hareketlerin başına bela olmuş iki önemli, belki de en önemli soruna çözüm bulmuş görünüyor. İlk sorun, sosyalist bir ülkede, devam eden ve düşmanca kapitalist dünya egemenliğinin son derece zor bağlamında refah yaratma sorunudur. ÇKP bunu kendi liderliği altında planlama ve piyasanın doğru sinerjisiyle gerçekleştiriyor. İkinci görev, çoğunluğun siyasi iktidarı fiilen kullandığı bir sistemi örgütlemektir. Parti bunu bir yandan zorunlu olarak siyasete hâkim olarak, çünkü çoğunluğun çıkarlarının her zaman göz önünde bulundurulmasının tek garantisi budur, diğer yandan da ‘tüm demokratik süreç’ boyunca sürekli olarak halk kitleleriyle diyalog halinde kalarak yapar. Yukarıdaki her iki meseleyi de ele almak için ÇKP, mükemmel olmasa da tatmin edici yaratıcı çözümler denemektedir. Parti bunu yaparken emperyalist kuşatmanın yanı sıra bürokrasi, yolsuzluk ve diğer ‘insani faktörlerle’ de mücadele ediyor ve bunu başarıyla yapıyor. Carlos Martinez, Sosyalist Çin’in Dostları’nın eş editörü Danny Haiphong’un yardımıyla, “liberal demokrasi”nin evrenselleşmesi başlıklı ekte bunu inandırıcı bir şekilde açıklığa kavuşturuyor.
Martinez’in Halk Cumhuriyeti’ni kopyalanacak bir model olarak lanse ettiğinden şüphelenilmemelidir. Tıpkı Çinliler gibi o da ‘Çin özelliklerine sahip’ ifadesini eklemenin öneminin ve uygunluğunun farkındadır. Ancak ona göre bu, Çin sosyalizminden uzaklaşmaya ya da onu reddetmeye (ve kesinlikle ona saldırmaya) yol açmamalıdır. En azından, ÇKP’nin pek çok yeni ve bazen cesur kavrayışı diğer Marksist ve ilerici ülkelere ve hareketlere ilham verebilir. (Martinez burada diğerlerinin yanı sıra Vietnam’ı da örnek olarak gösteriyor). Böylesine büyük ve takdire şayan bir geçmişe sahip sosyalist bir ülkenin hayatta kalması, diğer Üçüncü Dünya ülkeleri ve genel olarak Sol hareketler için cesaret verici olmalıdır.
Şu çok açık olabilir: Doğu Hâlâ Kızıl, öncelikle ve giriş bölümünden başlayarak sol görüşlü okuyuculara hitap etmeyi amaçlıyor. Ancak kitabın, kendilerini bu kitle arasında saymayan, ancak ilgili ya da kaygılı küresel vatandaşlar olarak görenler için de aynı derecede faydalı olacağına şüphe yok. Gerçekten de kitap, yoksulluk, savaş ve iklim krizinin fırtına bulutlarının artık üzerimizde dolaşmadığı bir geleceğe giden yolu gösteriyor.
Kaynak:
https://socialistchina.org/2023/06/11/new-book-calls-for-solidarity-with-peoples-china/