Ana SayfaArşivSayı 51-52Devrimcinin İlmihali: Neçayev

Devrimcinin İlmihali: Neçayev

Süleyman Yılmaz Bulduruç

Mağlup devrimci, egemenin yok etme pratiğinin konusudur. Egemen, mağlup ettiği devrimcinin bedenini yok eder, onu lanetler. Devrimcinin bedeniyle birlikte eyleminin tüm etkilerini silmeye çalışır. Başarıyla uygulandığında, bu eylem sonunda, egemenin fiili zaferi moral zafere dönüşür. Şiddetle bastırılan, yok edilen çığlığın ardından zaferini ilan edenin şarkısı farklı tonlarda duyulur.

Egemenin şarkısını çalmayan, onun orkestrasına dahil olmayan enstrümanların ayrıksı sesleri, bu seslerin etkileri izlenmelidir. Özellikle bir devrimcilik sürecini açan her örnek, sonuçları ve etkilerinden bağımsız, izlenmeyi hak eder. Bu örnekler arasında ise üzerine en çok lanet çekenler özel bir dikkati hak eder.

Bu yazı, Marksist devrimciliğin öncesinde ama onunla aynı tarihsel coğrafyada, kısmen ona öncellik teşkil eden ve etkide bulunan bir devrimciyi ve onun yarattığı devrimcilik türünü konu alacaktır.

Bir kölenin oğlu, bir devrimci

12 Şubat 1861’de Rusya’da toprak köleliği kaldırıldı. İlerlemeye dönük atılan bu adım zamanla köylülerin kendi topraklarına sahip olma umutlarını yok etti. Toprak fiyatları ikiye katlandı ve köleliğin kaldırılması köylülerin sefaletini derinleştirmenin ötesine geçemedi. Rus toplumunda çalkantılar yaratan köleliğin kaldırılması, politik etkiler doğurmakta gecikmedi. Çoğu radikal, köylülerin ‘toprak ve özgürlük’ talebi doğrultusunda bir hareketin gelişmesini bekliyordu ama bu hareket, 1868-69 yıllarında, artık eski köle çocuklarının da kabul edildiği üniversitelerde, öğrenciler arasında uç verdi. Dostoyevski’nin ‘Suç ve Ceza’sından tanıdığımız ‘Raskolnikov’ o dönemin çok sayıda öğrencisini tanımlamak için iyi bir örnektir.

1968 öğrenci eylemlerinin yüz yıl öncesinde, yine öğrenciler tarafından Rusya’da başlatılan eylemlerin politik sonuçları, ilginç bir tesadüfle, 1968 öğrenci eylemleriyle benzerlik taşır. Rusya’daki öğrenciler başlangıçta öğrenci sorunlarıyla, kendi yaşam koşullarının iyileştirilmesiyle ilgilenir. Bu amaca yönelik büyük toplantılar düzenler, ne yapılması gerektiğini tartışır, talepler belirler. Belirlenen talepleri içeren dilekçeler kaleme alınır, imza toplanır.

Öğrencilerin bir araya geldiği ve birçok konunun tartışıldığı bu toplantılar, kitlenin politikleşmesi için uygun koşulları yaratmıştı. Tartışılan konular daha genel sorunlara, çarlığın eleştirisine doğru ilerlerken, aynı süreçte tartışma grupları içinden gizli çekirdek hücreler çıktı. Sınırdan kaçak sokulan yasak yayınların okunduğu ve tartışıldığı birçok grup oluştu. Bir tür politik sıçrama yaşanıyordu. Tüm yasaklamalara ve yasakların ihlali sonucunda ağır cezalar alma riskine rağmen devrimci fikirler hızla yayılıyordu.

Kalabalık toplantılarda genellikle konuşmayan ama konuşulacak konuların belirlendiği gizli toplantıların düzenlenmesinde rol oynayan bir papaz okulu öğretmeni dikkat çekmeye başladı. İki odalı lojmanı gizli toplantıların mekanlarından biriydi. Radikal fikirleri benimsiyor, dilekçe vermekle, dayanışma fonları oluşturmakla sınırlı öğrenci pratiğinin toplumsal sorunlara açılması, daha genel bir politik karakter kazanması gerektiğini savunuyordu. Eğitiminin onlardan zayıf olması ve tecrübesizliği nedeniyle öğrenciler arasında etkisi zayıftı, sözlerine pek itibar edilmiyordu. Dar toplantılarda özellikle ilgilendiği kişilere fikirlerini anlatıyor, devrimci bir örgütten, bu örgütün köylüler ve askerler arasında ilişkileri olduğundan bahsediyor, radikal öğrenci gruplarını bu büyük devrimci örgütün çatısı altında birleştirmenin planlarını kuruyordu.

Sergey Neçayev isimli bu papaz okulu öğretmeni, Moskova’nın 200 mil kadar kuzey doğusunda kalan İvanovolu bir kölenin oğluydu. Babası ve dedesi at arabalarına tahta koşum takımı ve dükkanlara tabela yaparak geçimlerini sağlıyorlardı. Annesi dikiş dikiyor, babası işsiz kaldığında bir meyhanede garsonluk yapıyordu. Neçayev önce bir fabrikada ayak işlerine baktı, sonra dedesinin yanında, boya atölyesinde çalıştı. 13 yaşına girdiğinde kölelik kaldırılmıştı. Bir okulda hademeliğe başladı ve yaşamı değişti. Hademelikle geçen yıllar boyunca okuma yazmayı öğrendi. Zor koşulları nedeniyle tam anlamıyla okuma yazmayı 16 yaşında öğrenebilmişti. Uzun bir uğraş sonucu 19 yaşında diplomasını aldı. İlkokullarda din dersi vermesini sağlayacak sınavı da geçti ve Petersburg’daki papaz okuluna atandı.

Neçayev, hafif kıvırcık saçları ve kalın dudaklarıyla, pek dikkat çekmeyen tipik bir yoksul Rus köylüsü görünümündeydi. Bu görünüşü ona ilerde kimi yararlar sağlayacaktı. Sırf bu görünüş özellikleriyle bile eski kuşak Rus radikalleriyle arasında ciddi farklar vardır. Neçayev’in zamanının radikal öğrenci grupları içinde önceki kuşağın sembolleşmiş isimleri, Sibirya’daki Çernişevski ve Mikhailov ile yurtdışındaki Herzen, Ogarev ve Bakunin’di. Yurtdışındaki sürgünlerin üçü de toprak sahibi sınıftan gelen kültürlü Rus aristokrat kökenliydi. Herzen, hiçbir zaman devrimci görüşlere yakınlık duymamış tipik bir reformistti. Gençliğin radikalleşmesiyle gözden düşmüş, bir zamanlar gizlice elden ele dolaşan “Kolokol” (Çan) isimli dergisi okuyucu bulamadığından çıkmaz olmuştu. Bir romantik olarak çağının liberallerindendi. Tutkulu bir şair olan Ogarev ise bu tutkularını politikada hayallerle ifade etmişti. Ünlü ‘Toprak ve Özgürlük’ makalesi “Kolokol”un prestijli zamanlarında yazılmış, Rus radikallerine ilham vermişti.

Bakunin ise öğrenciler arasında tartışmasız bir efsaneydi. Devrimci eyleme ilişkin çekinmesizliği ile sempati topluyordu. Tutuklanması, Sibirya’dan kaçışı ve diğer serüvenleri dilden dile aktarılıyordu. Ancak Bakunin’in Rusya içinde herhangi bir politik eylemi, ilişkisi ve etkinliği yoktu. Onu bir göçmenken sürgün yapan gıyabında aldığı ilk cezanın nedeni, ‘Almanya’da Gericilik’ başlıklı erken tarihli çok ses getiren yazısıydı. Bakunin’in ele avuca sığmaz tutkusu ve devrimci girişimleri, çoğunlukla, oluşan bir sürece katılmak biçimindeydi ya da bir girişim bile yaratamayan, hiç hayata geçmeyen planlardan ibaretti. Yine de Neçayev’e eski kuşak içinde en yakın olan, onun planlarına destek olabilecek kişi yaşlı Bakunin’den başkası değildi. Ancak bir noktaya kadar! Neçayev devrimciliği romantiklikten politik bir eyleyişe dönüştürdüğü oranda Bakunin’le arasındaki mesafe de açılmıştı.

Neçayev’in planlarını hayata geçirmesi için bir otoriteye, kendini kabul ettirmesini sağlayacak bir referansa ihtiyacı vardı. Bu nedenle, öğrenciler üzerinde yazıları ve kişilikleriyle saygı gören, etkili olan sürgünlerle bağlantı kurması gerekiyordu. Planını yaptı. Şubat 1869’da polis tarafından sorgulanışını bir senaryoyla birleştirdi ve ilk komplosunu hayata geçirdi. (Bu tarihte sorgulandığına dair bir not arşivlerden çıkmıştır.) Sonraları Rus devrimciliğinde önemli bir yer edinecek olan Vera Zasulich aracılığıyla öğrencilere iki not ulaştı. Zasulich’in elindeki notlardan Neçayev’e ait olanda tutuklandığı, bilmediği bir kaleye götürülmek üzere olduğu ve öğrencilerin onun için ellerinden geleni yapmalarını istediği yazılıydı. Diğer notta ise bir öğrenci, Neçayev’in notunun nasıl eline geçtiğini anlatıyordu. Hızla giden arabadan bir not atılmıştır ve notu alan eğer öğrenciyse üzerinde yazılı adrese ulaştırmasını isteyen bir ses duyulmuştur..! Bunun üzerine hemen gösteriler başladı ve Neçayev’in akıbeti soruşturuldu. Sonuç, gösterilere katıldıkları tespit edilen öğrencilerin okullarından atılması ve memleketlerine yollanması oldu.

1869 Mart’ı başlarında Neçayev Cenevre’deydi. Rus sürgünlerinin merkezi olan bu kente hikayesi hazır bir şekilde gelmişti. Rusya’da bir örgütü vardı ve bu örgütün temsilcisi konumundaydı. Tutuklanmış ve kaçmayı başarmıştı. Bakunin tarafından hemen kabul edildi. Bu kabulün altında Bakunin’in I. Enternasyonal içinde izlediği siyasetin etkileri olsa gerek. Rusya’da devrimci bir örgütün varlığı ve Bakunin ile bağı, Bakunin’e avantajlar sağlayan bir durum olarak kayda geçecekti. Ama tüm bunların ötesinde Bakunin’in mizacı böyle bir kişiyi kabul etmesi için yeterliydi. Neçayev ile birlikte çalışmaya başladılar. Birlikte bildiriler ve broşürler yazdılar. Neçayev’in ‘Halkın İntikamı’ (Narodnaya Rasprava) örgütünün yazılı materyallerinin çoğu gibi şifreli ‘İlmihal’ de bu döneme aittir.

Ancak Neçayev, 1860’ların devrimci Rus tipine benzemiyordu. Genç kuşaktan gelenler de dahil olmak üzere, çoğunluk, devrimci olmayan dönemin doğal akışına ayak uydurmuştu. Bir tür romantik devrim düşüncesiyle hareket ediyorlardı. Bakunin’in sayısız planı da bu romantik esinin izlerini taşıyordu. Hiçbiri hayat bulmayan ve hayat bulması için adım atılmayan sayısız gizli örgüt planı…. Neçayev ise en başından beri, pratik bir devrimci olarak sınırsız enerjisiyle yola koyulmuştu. Tüm çekiciliği de bu kararsızlar diyarında kararlı ve zorlayıcı olmasından geliyordu.

Neçayev, Bakunin’den 12 Mayıs 1869 tarihli “Bu belgeyi taşıyan kişi Dünya Devrimci İttifakı Rusya Servisi yetkili temsilcilerinden biridir. No: 2771” biçiminde düzenlenmiş bir belge aldı. Neçayev’in geliş amacı düşünüldüğünde belge fazlasıyla tatmin edicidir. Söylemeye gerek yok, böyle bir İttifak hiç olmamıştır. Bakunin Neçayev’in oyununu oynamak ister ya da ikisinin oyunu birbirini tamamlar.

Geriye finans sorunu kalmıştı. Bu da komünizmi seçmiş zengin bir Rus toprak sahibi olan Bahmetiyev’in, Pasifik’te örnek bir komünist toplum kurma projesini hayata geçirmek amacıyla yola çıkmadan önce, Rusya’da devrim propagandası için Harzen ve Ogarev’e teslim ettiği 800 sterlinlik fondan karşılanır. Herzen biraz da ısrarların etkisiyle, bıkkınlıkla fonun yarısını Neçayev’e teslim eder.

Halkın İntikamı davası

Neçayev hiç oyalanmadan, Ağustos 1869’da ‘Halkın İntikamı’ broşürleriyle birlikte Romanya üzerinden Rusya’ya giriş yaptı. Moskova’yı üs seçerek hızla örgütlenmeye girişti. Yaptıkları, o güne kadar bilinen hiçbir radikal grubun pratiğiyle uyuşmuyordu. Gizliliği esas alıyor, şiddeti savunuyor, farklı isimler kullanıyor, kılık değiştiriyor, yoldaşlarına farklı sosyal çevrelere girmelerini ve taraftar bulmalarını öğütlüyordu. Örgüt, her şeyin eşitçe karşılandığı, disipline dayanan, sürekli yeni eleman kazanmayı hedefleyen bir yapıya sahipti. Öğrenci çevrelerinin ve sürgün gruplarının bir türlü bir sonuca varmayan tartışmalar yapma alışkanlığına karşı refleks olarak deneyimli devrimcilerin deneyimlerine güven öne çıkarılıyordu. Örgütte her devrimci kendisinin lider olacağı beş kişilik bir hücre oluşturuyordu. Böylelikle örgütte hiçbir devrimci kendi denetimindeki dört devrimciden başkasını tanımıyordu. Sadece bir kişi bir üst kademede yer alabiliyordu. Bir numaralama sistemi vardı ve devrimciler kendilerini üye yapan hücre lideri dışında tüm diğer üyeleri numaralarıyla biliyorlardı. Örneğin, ilk beş kişilik hücrenin 3 numaralı üyesi bir hücre kurduysa, üyeler, 31’den 34’e kadar numara alıyordu. 32 numaralı devrimcinin hücresi 321’den 324’e kadar numaralanmıştı.

‘Halkın İntikamı’ Neçayev’in merkeziyetçi disipliniyle yürütülen görevlendirme sistemine sahipti. ‘Devrimcinin İlmihali’ni öncelikle kendi pratiğinde yaşam tarzı olarak edinen Neçayev, örgüt tarafından verilen görev ve talimatların disiplinle uygulanmasını, her hücrenin hücre liderinin talimatlarını yerine getirmesini öne çıkarıyordu.

29 Kasım 1869’da siyasi polis bir kitapçının dükkan ve evini aradı. ‘Halkın İntikamı’nın çok sayıda yazılı belgesi; polisin haberdar oldukları dışında yeni bildiriler, “19 Şubat Halkın İntikamı Teşkilatı 1870” başlıklı üzerine balta figürü yapıştırılmış not defteri, şifreli bir broşür ve polisi teyakkuza geçiren “Halkın İntikamı No: 1” başlıklı belge ele geçirildi. “Halkın İntikamı No: 1”de bir dizi suikast için çağrı yapılıyor, içişleri bakanı, siyasi polis amiri ve siyasi polis generalinin de içinde bulunduğu üst düzey memurların yer aldığı öncelikli hedef listesi yer alıyordu. Polis, hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmadığı, içine sızamadığı, ‘Uluslararası Devrimci Dünya Birliği’ne bağlı Rus birimiyle yüz yüze gelmişti. Tam bir panikle operasyonlara hız verildi.

Baskında yakalanan belgelerde, birkaç gün önce cesedi bulunan akademi öğrencisi İvanov’un da ismi geçiyordu. Böylece İvanov ile ‘Halkın İntikamı’ arasında bağ kuruldu. İvanov üst hücrenin üyesiydi ve verilen görevleri yerine getirmemekte ısrar ediyordu. Neçayev kurallarında tavizsizdi, sonuç olarak İvanov hücrenin diğer dört kişisinin kararıyla ihanetten suçlu bulundu ve öldürüldü. Operasyonlarda neredeyse tüm hücreler yakalandı. Polis adım adım Neçayev’e yaklaşıyordu. Tüm çabalarını onu yakalamaya yoğunlaştırdı ancak ona ulaşamadı. Neçayev, yöntemlerinin de yarattığı bulanıklıktan faydalanarak adı etrafında bir efsane örerek ortadan kayboldu. Polis, çoğu yirmili yaşlarda 152 kişiyi gözaltına almıştı. Bunlardan 79’u 1 Temmuz 1871’de başlayacak ‘Halkın İntikamı’ davasında yargılandı.

Neçayev, Ocak 1870’te Cenova’da ortaya çıktı. Artık adsız sansız bir sürgün değil, her tarafta Rus ajanlarınca aranan önemli biriydi. Bakunin onu sığınağı olan Locorna’ya çağırdı ve güvenlik garantisi verdi. Çok geçmeden ikilinin ilişkisi bir daha tamir olmamak üzere bozulacaktı.

Bu dönemde, I. Enternasyonal tarihinde ‘Neçayev Olayı’ olarak bilinen ve Bakunin’in Enternasyonal’den atılmasında diğer nedenlerle birlikte rol oynayan olay yaşandı. Neçayev ile ilgili genel yargılar, Halkın İntikamı davasının bu yargıları beslemesi olayın asıl boyutudur. Ancak Bakunin’in Neçayev ile bağlantısı tek başına bir şey ifade etmemekteydi. Neçayev Locorno’ya geldiğinde, yaşadığı mali problemler nedeniyle Marx’ın Kapital’ini bir Rus yayıncı için Rusça’ya çeviren Bakunin, önceden 300 ruble avans almış ve çoktan tüketmişti. Çeviri ilerlemiyordu ve bu durum sıkıntı verici bir boyuta ulaşmıştı. Neçayev’in Locorna’ya gelmesi ve enerjisi öncelikli işler çıkarıyordu. Neçayev, Bakunin’in sıkıntısına kendi yöntemiyle kestirme bir çözüm getirerek onu bu külfetten kurtardı. Yayıncıya, Halkın İntikamı Merkez Komitesi adına yazılmış, Bakunin’i rahat bırakmasını söyleyen balta figürlü bir tehdit mektubu ulaştı… Bu mektup iki yıl kadar sonra Marx’ın eline geçecekti.

Yaşanan finans sorunu nedeniyle yarısı daha önce kullanılan Bahmetiyev Fonu akla geldi. Herzen ölmüştü. Kalan 400 sterlin Bakunin’in çabalarıyla ve Ogarev’in desteğiyle Herzen’in varislerinden istendi ve alındı. Bu arada Herzen’in ünlü dergisi Kolokol’un kontrolü de Neçayev’e geçti.

Sürgünle gelen yalnızlık

Neçayev’in sürgündeki faaliyeti zamana yayılmış bir yalnızlaşmadır. Onun sık kullandığı ifadeyle, “İnsanları sevmek, onları ateş hattına sürmektir. Bütün mesele dağınık ve faydasız ayaklanmaları birleştirmek ve bu dağınık patlamalardan büyük bir devrim yaratmaktır”. Bu mantık aynı zamanda devrimci grupları birleştirip büyük bir örgüt yaratma hedefini de ifade eder. Ama sürgün koşullarında bu amaca yönelik pratik işlemedi. Örgütünün temsilcisi olarak Neçayev, tüm enerjisiyle işe giriştiyse de sürgün grupları, hem pratik mücadele konusunda çekimserdi hem de Neçayev’in otoritesini tanımamak gibi büyük bir günaha sahipti! Yöntemleri kısa sürede aleyhine döndü. Neçayev “Kolokol”u altı sayı çıkarabildi. Bu sayılarda Bakunin de dahil eski kuşağı, sürgünleri ve onların liberal yaşamlarını eleştirdi. Neçayev, efsanesine yeni katlar çıkmaya çalıştı.

Politik etkinliği zayıfladıkça, Neçayev, çevresini kontrol etmekte de sıkıntı yaşıyordu. Bakunin’in kimi yazışmalarına el koymuştu. Bu konu kendisine sorulduğunda, “Tamamen yanımızda olmayan karşımızdadır ve bu nedenle onlara yönelik tedbirler almak zorundayız” yanıtını vermekten çekinmiyordu. Bakunin, Neçayev’in Londra’ya gidişi esnasında Londra’daki çevresini Neçayev’den uzak durmaları yönünde bir mektupla uyarmıştı. Mektubunda Neçayev’in fikirlerini şöyle özetliyordu: “Bütün kişisel ilişkiler, bütün dostluk duyguları, doğanın sağladığı bütün bağlar onun için yok edilmesi gereken birer kötülük, çünkü o bütün bunları devrimci örgütün kontrolü dışında gelişen, üzerinizdeki etkisini azaltan güçler olarak algılıyor”. Neçayev’i şu şekilde tarif ediyordu: “… kendisini bilmeyecek kadar hırslı, mesela devrimci hareketi kendi kişiliğiyle özdeşleştiriyor. Tam anlamıyla bir egoist değil, kendisini korkunç şekilde riske ediyor ve sıkıntı dolu bir hayat sürüyor”.

Neçayev iki yıllık sürgün yaşamında siyasi olarak neredeyse tamamen dışlanmıştı. Halkın İntikamı davası onsuz sonuçlanmış ve onun siyasal nedenlerle değil İvanov’un öldürülmesi olayı nedeniyle iadesi istenmişti. İsviçre hükümeti, Rusya’nın talebini karara bağlamış ve 1872 Ağustos’unda Zürih’te yakalanan Neçayev’i Ekim’de Rusya’ya teslim etmişti.

Neçayev, Komünist Manifesto’nun ilk Rusça yayıncısıdır. Kendi görüşlerinin kuramsal temeli olarak da Manifesto’yu gösterir. Ancak bu etki daha çok bir tür pratik kaygıdan olsa gerek… Neçayev’in Enternasyonal’in Rusya için yayınını çıkarmaya çalıştığı ve N. Utin’in bunu engellediği biliniyor.

Rus sürgünler arasında özellikle ilk dönemler Neçayev’in etkisi hissediliyordu, her ne kadar bu etki zamanla zayıflasa da onun bitmez tükenmez enerjisi övülüyordu. Enternasyonal’in Rusya Bölüm Başkanı N. Utin bu durumdan rahatsızdı. Eylül 1871’de Londra konferansında Neçayev ile ilgili rapor yazma görevi Utin’e verilmişti. Utin’e göre “Neçayev tam bir deliydi ve onunla siyasi anlamda dalga geçilmeliydi”. Ayrıca “cahil Rus gençliği” onun etkilerinden korunmalıydı..! Utin’in asıl hedefi Bakunin’di. Neçayev’den sorumlu olanın Bakunin olduğunu belirtiyordu.

I. Enternasyonal’de Bakunin-Marx çatışmasında ‘Neçayev’, Bakunin’in sıkıştırılmasında öne çıkan konu başlıklarından biri olarak görüldü. Engels’in Theodor Cuno’ya 24 Ocak 1872 tarihli mektubu bu çatışmanın biriktirdiği yargıları taşır. O zamanın öne çıkan algısı ile hareket eden Engels, mektupta, Neçayev hakkında “….ya bir Rus ajan provokatör ya da öyleymiş gibi davranmıştır” değerlendirmesi yaparken “Bakunin’in Rus dostları arasında daha nice kuşkulu kimseler var” diyerek bu değerlendirmenin asıl hedefi ortaya koyar.

Zamanla bu yaklaşım, devrimcilik konusunda anarşist ve Marksist ayrımların oluşmasına kaynaklık etti. Teorik sonuçları olmakla birlikte esasta pratik karakter taşıyan bu ayrım, 1800’lü yılların son çeyreğindeki politik devrimciliğin anarşizmle birlikte anılmasına, Marksizmin ise tarihsel solcu/devrimci sınırlarda kalmasına yol açan nedenlerden biri oldu.

Neçayev’in ideolojik olarak anarşist olduğu söylenemez. En azından bunun söylenebilmesi için bazı şerhler düşmek gerekir. Neçayev, Bakunin ile ilişkisi nedeniyle, daha sonra Bakunin’le bağları kopmasına rağmen anarşizme kalmıştır..!

Halkın İntikamı davası Neçayev’in yokluğunda tamamlanmış ve önemli etkiler doğurmuştu. Daha önce ulaşılması oldukça güç olan gizli devrimci belgeler, Neçayev’in şifreli ‘İlmihal’i de dahil yasak yayınlar, siyasi polisin devrimciliği teşhir etme amaçlı stratejisi sonucu tüm mahkeme tutanaklarıyla birlikte resmi gazetede yayınlanmış, böylece tüm Rusya’ya yayılmıştı. Bu durum polisin amaçladığının tam tersi sonuçlar doğurdu ve devrimcilere yönelik sempatiyi artırdı. Ayrıca mahkeme sonuçlarına da etki etti. Neçayevciler davalarına sahip çıktı ve mahkemede mağdur-suçlu konumunu reddederek Çarlığı yargılamaya giriştiler. İvanov’un öldürülmesine karışanlar dışında kalanlar oldukça hafif cezalara çarptırıldı. Sürgüne gidenler gittikleri yere devrimci fikirleri de taşıdılar.

Neçayev hem ana davaya dahil edilmedi hem de tecrit edildi. ‘Halkın İntikamı’ üyeleri kurban olarak sunuldu. Neçayev her şeyin sorumlusu, yoldaşlarını bile kandıran, onları ‘sermaye’ olarak gören lanetli bir karakter olarak kaldı. Cinayet yargılaması için tesliminin ardından, hızlı bir yargılamayla 20 yıl Sibirya madenlerinde kürek cezası ve ömür boyu Sibirya’da yaşamaya mahkum edildi. Yargılama boyunca mahkemeyi tanımadı, haklarının alındığını sembolik törende, teşhir direğinde “Yakında burada bir giyotin olacak. Üç yıl geçmeden despotların ilk Rus giyotiniyle kesilen başları yuvarlanacak” diye haykırıyordu. Sibirya’ya hiç götürülmeden ünlü Peter Paul Kalesi’nin gizli bir bölümü olan Aleksei Ravelin’de hücreye atıldı. Birçok kaynağa göre onu artık ölü kabul etmeliydik. Ekim devrimi ile birlikte Çarlık arşivleri açıldığında bu bilgi tamamen değişti. Neçayev’in devrimciliğine kendisi tarafından yazılmayan ‘gerçek’ bir efsane eklendi…

Halkın İradesi davası

1880 Aralık ayı başlarında ‘Halkın İradesi’ Merkez Komitesi toplantısına üyelerden biri bir mektupla gelmişti. Şifreli yazılmış birçok parçadan oluşan mektup Neçayev’den geliyordu. Bomba etkisi yarattı. Halkın İradesi, Neçayev’in açtığı devrimcilik sürecinin izleyicisiydi. Neçayev’in ilkeleri ve örgüt modelinin sürdürülmesiyle ve eylem hedefleriyle Halkın İntikamı’nın doğrudan devamı olan Halkın İradesi kimi yıpranan yanları revize etmişti sadece. Bazı üyeler ilk davada da yargılanmıştı. Mektup geldiğinde Çar suikastı üzerine çalışılıyordu. En son 5 Şubat 1880’de Kışlık Saray’da başarısız bir girişimde bulunmuşlardı.

Neçayev 8 yıldır Ravelin’de tutsaktı. Bu onun devrimci ilkelerinin sınandığı bir dönem olarak anılmayı hak eder. Neçayev’in Ravelin’de adı yoktu, o 5 numaralı mahkumdu orada. Örgütü hakkında yarattığı gizem sayesinde sakladığı sırları ele geçirmek isteyenler tarafından sürekli gözlem altında tutuluyordu. Ülkede herhangi bir gelişme olduğunda kendisiyle mülakat yapılıyordu. Bu durum karşılıklı oynanan oyuna, bir sinir harbine dönüşmüştü. Neçayev, zamana yayılan yıpratıcı çatışmada, istenilenleri vermeden kimi imtiyazlar kazanmanın yollarını buluyordu. Hükümet, 1875’te, devrimcilere bir operasyon yapmayı hedefliyordu. Bir general Ravelin’e gelerek Neçayev’den devrimcilerin örgütlenme yapısı, yöntemleri ve araçları hakkında bilgi vermesini istedi. Neçayev’in herhangi bir bilgisi yoktu ama devrimcilere ihanet etme teklifini şiddetle reddetti. General, karşısında oturan ve tutsak olduğunu bile fark etmeyen bu adama tehditler yağdırmaya başladı. Neçayev sinirlendi ve generalin suratının ortasına burnunu kıracak bir yumruk indirdi…

Ravelin, güvenlik gerekçesiyle basit, eğitimsiz askerlerle çevriliydi ve bu durum Neçayev için yeni bir olanak oluyordu. En iyi bildiği bire bir örgütlenme yöntemini bıkmadan uygulayarak gardiyanlar üzerinde etki sahibi olmaya başladı. Generale attığı yumruk ve sonrasında herhangi bir ceza almaması ona prestij kazandırırken, dışarıda Çara yönelik suikast girişimlerinin gerçekleşmesi de gardiyanların gözünde saygınlığını artırıyordu. Neçayev gardiyanların yoksul köylü yaşamını çok iyi biliyordu. Sabırlı çabaları o kadar etkili oldu ki, zamanla Peter Paul Kalesi’nde ve dışarıda olan bitenle ilgili düzenli bilgi edinmeye başladı. Askerleri, güvenilirler ve daha az güvenilirler diye sınıflandırdı, her birinden diğerleri hakkında bilgiler aldı. Onları hücreler halinde örgütleyerek sorumlular atadı. Yeni örgütünü oluşturdu. Halkın İradesi eylemleri onun propagandası için güç sağlıyordu. Her zamanki tutumuyla büyük örgütün iş başında olduğunu, Çarın çok yakında öldürüleceğini söylüyordu.

Çarın trenine düzenlenen saldırı sonrası Halkın İradesi liderlerinden Shireov tutuklanmış, Ravelin’e atılmıştı. Neçayev hemen onunla iletişime geçti, Halkın İradesi hakkında bilgi aldı. İçeride kurduğu örgüt aracılığıyla Merkez Komiteyle bağlantı kurdu. Geçen 8 yıl enerjisinden hiçbir şey eksiltmemişti. Firarıyla ilgili planlar sundu, örgüt yapısına yönelik öneriler iletti, birtakım komplolar için fikirler sıraladı. Halkın İradesi ona “yalanlarla devrim yapılamayacağını” boşuna açıklamaya çalıştı ve onun kendi fikirleriyle kurduğu bağı, zor koşullara dayanma gücünü görünce bundan vazgeçti. Onun zorluk çıkaracağı fikrini edinmişlerdi. Tüm güçleriyle Çara yönelik suikaste yoğunlaştıklarını ilettiler Neçayev’e, ki bu doğruydu. Halkın İradesi her zaman oldukça dar bir çekirdek örgüt olmuştu. Neçayev, ilkelerine bağlıydı ve kendisiyle ilgili istisna yapmaya yönelmedi. Halkın İradesi’ne, militanları, hücresinde bir yoldaş olarak takip edeceğini iletti.

1 Mart 1881’de Çar II. Aleksander ‘Halkın İradesi’nin suikastine uğradı. Bu sefer sonuç başarılıydı. Çar öldü. Saldırıdan birkaç gün önce örgütün liderlerinden biri yok olmuş ve üzerinden Neçayev’den gelen şifreli mesajlar çıkmıştı. Ravelin’de hücre hapsinde olan Neçayev’in suikastle herhangi bir ilişkisi olabileceğine ihtimal verilmedi.

Neçayev’e Halkın İradesi’nin son bildirisi 23 Ekim 1881’de ulaştı. Neçayev artık kendi başının çaresine bakmanın yollarını arıyor, kendi olanaklarıyla kaçmanın planlarını yapıyordu. Örgütten tek isteği firar sonrasında saklanacağı yerin ayarlanması ve bir silahtı. Ancak Halkın İradesi tamamen dağılmıştı. Herhangi bir yanıt alamamıştı. 16 Kasım’da ise aniden yeni gardiyanlar ortaya çıktı ve tüm eski gardiyanlar tutuklandı. Neçayev daha önce ceza hücresi olarak kullandığı hücreye alındı. Neçayev’le işbirliği yapan 69 asker, onbaşı, çavuş askeri mahkemede yargılandı, çok ağır hapis cezalarına çarptırıldı, bazıları idam edildi.

Neçayev, 21 Kasım 1882’de öldüğünde 35 yaşındaydı. Hayatının son on yılını hücrede, Ravelin’de geçirmişti. 10 yılın öyküsü 1917’de Rus arşivlerinden çıkana kadar adı zaman zaman devrimcilere ‘küfür’ olarak anımsandı.

Neçayevcilik ve devrimcilik

Neçayev bir teorisyen değildir, saf anlamıyla devrimci davanın uygulayıcısıdır. Adı, daha o hayattayken ‘küfür’ olarak anıldı, yöntemleri yargılandı. Neçayevcilik dendiğinde yalan, komploculuk, düşmana uygulanacak tekniklerin yoldaşlara uygulanması anlaşıldı. Karikatür olmanın ötesine geçmeyen bu değerlendirmeler ve algılamalar, devrimci alan açmaya çalışan, devrimci eyleme yönelen tüm devrimci kuşakların yüz yüze kaldığı suçlamalarla benzerlik taşır. Neçayev’in yanılgısı da sonraki kuşaklara bir tortu olarak kalmış ve adı reformist eğilimce devrimcilere karşı çoğunlukla olumsuz anlamda kullanılmıştır.

Neçayev’in görüşlerini açıkladığı çalışmaları, pratik kaygılarla 1869’da Bakunin ile beraber olduğu dönemde yazdığı metinlerdir. İkinci sürgün döneminde, özellikle, tek başına çıkardığı ‘Kolokol’un altı sayısında, daha çok ilk dönemde ifade edilen anlayışın uygulanması ve günlük pratik ihtiyaçlara endeksli eleştiriler vardır. 1869 metinleri ise zamanlaması ve üslubu nedeniyle Bakunin’e atfedilir. Ancak özellikle ‘Devrimcinin İlmihali’ aidiyet tartışmasının dışında kalmıştır. ‘Devrimcinin İlmihali’, doğrudan Neçayev’in pratiğiyle örtüştüğü ve onun hayatı boyunca izini sürdüğü devrimcilik tarifi olduğu için Neçayevciliğin ana kaynağı kabul edilecektir.

‘İlmihal’ herhangi bir kuramsal gerekçeye, dışsal bir ideolojiye ihtiyaç duymaksızın, devrimci olmayı temel başlangıç önermesi olarak alır. Devrimci olmak başlı başına kendine yeten bütünlüklü bir ideolojidir. Devrim devrimcinin pratik hedefidir ve onunla arasına girebilecek her türlü engel reddedilmelidir. Dolayısıyla devrimcilik herhangi bir nesnelliğe bağlı, sonsal konumlanma, koşullu bir pratik değildir, her türlü eylem için önceden kabul edilmiş normatif temelin ta kendisidir. ‘İlmihal’, bu yönüyle. politik devrimcilikten çok devrimler için reaksiyoner bir etik konum tanımlamış olur: Marksizmi ‘devrim’ olan, koşulsuz önermesi “Devrime hizmet eden her şey ahlaki, onu geciktiren her şey ise ahlak dışıdır” olan bir etik. Tanımlamanın nirengi noktası olan devrimcilik, pratik bir eylem olarak, tüm diğer değişkenlerin ona göre konumlandığı, onunla ilişkisinde anlam kazandığı merkezdir.

Ereksel içeriği olmayan bu devrimcilik tüm politik karakterini de bu noktada kazanır. Mevcut iktidarla, iktidarın temeli olan toplumsallıkla en ufak bir bulaşıklık olumsuzlanır. (Devrimci) sadece lafla, kendi iç dünyasında değil, yaptıklarıyla, medeni olduğunu iddia eden vahşet dünyasıyla ve bu dünyanın kanunları, gelenekleri, adetleri, ahlaki değerleri ile olan bağlarını koparmalıdır. Bu dünya içinde yaşarken amacı onu yok etmek olmalıdır. Bu konumun olumsuzlanan mevcut düzene karşı tavizsizliği, devrimciliği öteleyecek herhangi bir koşula izin vermemesi, pratiğinin ana yönüdür., ‘Devrimci’ konumun herhangi bir erek için ötelenmesi kabul edilemez. Mevcut olana yönelik yıkıcı pratiğin bu tarzda olumlanması ise doğal olarak şiddeti öne çıkararak politikaya açılır.

Neçayevciliğin ana omurgasını ‘birey olarak devrimci’ oluşturmaz. Her ne kadar ‘İlmihal’de devrimci bireye sesleniliyor olsa da öne çıkarılan devrimci örgüttür. Neçayev’in örgüt vurgusu, ona yönelen tepkilerin yoğunlaştığı en önemli noktadır. Öğrenci ve sürgün çevreleriyle yapılan yoğun tartışmalar, bu tartışmalar sırasında saptanan liberal yaşam ve pratiksiz devrim lafzı karşısında duyulan tepki, piramit biçimindeki bir merkeziyetçiliği esas alan örgütün öncelikli olmasını sağlayan koşullardır. Neçayev’in örgüt ve devrimci pratik arasındaki bağlantıyı ‘pratik için örgüt’ anlayışıyla kurması ‘gizlilik’ vurgusu ve profesyonelliği öne çıkarır. Neçayevciliğin örgütü profesyonel devrimciler örgütüdür ve ‘İlmihal’de bu örgütün profesyonellerinin nasıl olması gerektiği tanımlanır. Neçayev hakkındaki eleştiri ve suçlamalarda öne çıkan ise Neçayev’in örgütün sermayesi olarak devrimcileri görmesidir. Buradan hareketle yoldaşlarını kullandığı suçlaması türetilir. ‘İlmihal’de şöyle denilmektedir: “Her yoldaş, ikinci veya üçüncü dereceye mensup bazı devrimcileri komuta ediyor, onların hepsi onun payına düşen devrimci sermaye parçaları olarak düşünülmeli. O bu parayı idareli bir şekilde harcamalı ve azami derecede fayda elde etmeyi başarmalı”. Bu anlayışın devrimciler için ölçütü devrimcinin “devrimci amaca sağladığı fayda”dır. Eleştirilerin eksik bıraktığı, görmezden geldiği ise hiçbir devrimcinin, Neçayev’in de, bu tanımlamanın dışında olmamasıdır.

Neçayevcilik özellikle şiddet konusunda öne çıkar. Neçayev’in sınırlı pratiğinde ciddi bir şiddet örneği yoktur ancak sürdürülen Neçayevci süreç etkin bir şiddet örgütü olarak Neçayevci örgütü işaret eder. Politika ve şiddet üzerine yapılan çalışmalarda Neçayev’in ismine sıkça rastlanır. Sağduyulu reformistlerin erken uzak görüsüyle oldukça sık alıntıladıkları, ‘bakın işte’ diye ibretlik görüşler olarak sundukları ‘İlmihal’in yaklaşımı tam da bu kınamaya karşı sert ve bütünlüklü karşı konumu işaret eder. “(Devrimci) bir tek bilim tanımalıdır ‘yıkma bilimi’.” Mevcut olana, hedefe oturana yönelik reddediş pratik bir reddediştir. Şiddet, etkili gerçek bir konuma işaret etmektedir. Burada şiddet ile politika arasında kurulan dolaysız bağ dikkat çekicidir.

Olana yönelik reddin metafizik içeriği, en başta, kabul edilen devrimciliğin genel geçer bir konum olmasıyla ilgilidir. Devrimcilik tarihsel sınırlarına indirgenemezdir. İktidar karşısında devrimcilik denklemi bu açıdan iktidar ufkundan yoksundur. Daha doğru bir ifadeyle, iktidar ufku Neçayevci bir devrimci için politik intihar anlamına gelir. Yıkıcılık temeline sahip Neçayevcilik herhangi bir dış olumlamaya, örneğin kitlelere ihtiyaç duymaz. Herhangi bir kabul ya da ret mekanizmasına, kendi ilkelerine uygunluk dışında, tabi tutulamaz. ‘Kuruculuk’ ile kurulacak hiçbir bağlantısının olmaması anlamında devrimci varlığını eyleminden alan, eylemi bittiğinde ortadan kalkan pratik bir kategoridir. Metafizik devrimcilik ‘kuruculuk’ kategorisini genel geçer kurar.

Devrimci yeni bir insandır. Kişisel ilgileri, duyguları, sevgi bağları ya da kendine ait malı mülkü, hatta ismi dahi yoktur. Sahip olduğu her şey bir tek ilgiyle, tek bir düşünceyle ve tek bir tutkuyla sınırlıdır: Devrim. Böyle bir devrimcilik tanımlandıktan sonra bu devrimciliğin yaşadığı dünyaya karşı savaşçı olması olağandır.

Amaç-araç ilişkiselliği ve amaç için aracın meşruluğu tartışması Neçayevcilik için bir anlam ifade etmez. “Devrime yoldaşlık eden her şey onun (devrimci) için iyi, ahlaki, karşı çıkan her şey ise ahlaksızca ve canicedir”. Devrim ölçütünden başka herhangi bir ölçüte ihtiyaç duyulmaz. Amaç doğrultusunda tanımlanan devrimci için de bir ölçü öne sürülemez. Dolayısıyla devrimciyi ve devrimciliği nesnel bir ölçüye vurarak yola çıkan her türlü ahlaksal kınama ‘İlmihal’in karşı etiğine toslar. O, sizin değer yargılarınızı havaya uçuracağız, der.

 

Not: Biyografik bilgiler için Olanaksızı İsteyen Adam: Sergey Nechaev kitabı ana kaynak olarak kullanılmıştır. Kaynakçada belirtilen diğer eserler bu eserle karşılaştırılarak değerlendirilmiştir.

 

 

Kaynakça

Edward Hallett Carr, Romantik Sürgünler, Çev.: Şamil Beştoy, Chiviyazıları Yayınevi, İstanbul 2001

Edward Hallett Carr, Michael Bakunin, Çev.: Pelin Siral, İletişim Yayınları, İstanbul 2009

Jacques Duclos, Birinci Enternasyonal, Çev.: Ö. Ufuk, Sorun Yayınları, İstanbul 1998

Marx – Engels, Seçme Yazışmalar 2 (1870-1895), Çev.: Yurdakul Fincancı, Sel Yayınları, Ankara 1996

Walter Laqueur, “Bomba Felsefesi”, Silinen Yüzler Karşısında Terör, Der.: Cemal Güzel, Ayraç Yayınevi, Ankara 2002

Yves Michaud, Şiddet, Çev.: Cem Muhtaroğlu, İletişim Yayınları, İstanbul 1991

Michael Prowdin, Olanaksızı İsteyen Adam Sergey Nechaev, Çev.: Taner Ayyıldız, Epigon Yayınları, İstanbul 2003

Yazarın Diğer Yazıları

Aynı kategoriden yazılar