Ercüment Özkaya
İsmaililer: Bir Muhalefetin Öyküsü
Patlamaların ışığında bir tahlil denemesi
Kendisini yeryüzündeki tek gerçek ve meşru İslâmî yönetim olarak gören, “cihad” ve “fetih” hedefleriyle halifelik ilânında bulunan bir örgütün önünde sonunda küfür cephesinde saydığı bir devletle “eşitler arasında bir ilişki”den (o da şimdilik) azına razı olması da beklenemezdi zaten.
Ankara’daki Son Saldırı, Suriye Bağlantısı ve YPG “Terörizmi”: İnanmak yetmiyor inandırmak da gerek
Bunlar Davutoğlu’nun insan, şahıs, kul (abd) ve vatandaş sıfatlarıyla inandığı şeyler. Davutoğlu’nun başbakan sıfatıyla inandığı başka şeyler de var. Meselâ Davutoğlu, Ankara’da 10 Ekim 2015 tarihinde 102 cana mal olan bombalı saldırının –normalde birbirinin izine kurşun sıkan uzlaşmaz iki düşman olan- PKK ile IŞİD’in ortak eylemi olduğuna, 17 Şubat 2016 tarihinde 29 cana mal olan patlamanın ise Suriye Kürtlerinin örgütü YPG tarafından gerçekleştirildiğine inanıyor.
Erdoğan, Putin ve Suriye’de Çarpışma
Değişen konjonktürde tutunma çabaları ya da belki, “binilmiş bir alâmete gidiliyor kıyamete”
Ve bu noktada da Erdoğan, itildiği çaresizliğin zorlamasıyla, talihin yüzüne güldüğü sıralarda dünya siyasetinde bağımsız değilse bile özerk bir oyuncu olmaya çalışırken elinde tutmaya çok önem verdiği üçüncü bir kozu yani Rusya kartını da harcamayı göze aldı.