Ana SayfaGüncel YazılarDemokratik Halk İktidarı Vergilendirme Yetkisine Sahiptir

Demokratik Halk İktidarı Vergilendirme Yetkisine Sahiptir

Filipinler’de Hükümet ile Komünistler Arasındaki Barış Görüşmeleri İptal Edildi

Filipinler Cumhuriyeti ile Filipinler Komünist Partisi hegemonyasındaki Filipinler Ulusal Demokratik Cephesi arasındaki barış görüşmelerinin gecikmeli olarak yapılması beklenen beşinci turuna katılmak için tarafların temsilcileri Oslo’ya gitmeye hazırlanırken Filipinler Cumhurbaşkanı Duterte’nin aniden görüşmeleri iptal ettiği haberi geldi. Duterte’nin görüşmeleri iptal gerekçelerinden birini Filipinler’in Maocu komünistlerinin nüfuz bölgelerinde faaliyet yürüten özel şirketlerden aldığı “devrimci vergi” oluşturuyor. Duterte’ye göre, komünistler bu vergiden vazgeçmeliydi.

Halkların Demokratik Kongresi’nin 10 ila 12 Kasım’da İstanbul’da düzenlediği “Kapital’den Ekim Devrimine Ekim Devriminden Devrimlere Sempozyumu”nda hareketlerinin mücadele deneyimi üzerine bir konuşma yapan Filipinler Ulusal Demokratik Cephesi yetkilisi Jose Danilo Borjal, politika anlayışlarının “Savaşırken konuşmak!” olduğunu söylüyordu. Borjal, şimdiki konjonktürde, “Yalnızca savaş”ın gündemde olduğunu vurguluyor.

Jose Danilo Borjal
Jose Danilo Borjal

Yaklaşık 50 yıllık bir savaş deneyimine sahip olan Filipinler Komünist Partisinin kurucu lideri ve halen Hollanda’da sürgünde yaşayan Jose Maria Sison, “devrimci vergilendirme” konusuna ilişkin görüşlerini kısa bir makaleyle dile getirdi.

Demokratik Halk İktidarı Vergilendirme Yetkisine Sahiptir

Jose Maria Sison
(Filipinler Komünist Partisi Kurucu Başkanı)
(Filipinler Ulusal Demokratik Cephesi Başdanışmanı)

Çeviri: Burak Obruk

Filipinler’de Demokratik Halk İktidarının (DHİ) hazırlığı, kuruluşu ve gelişimi, 26 Aralık 1968 tarihli Demokratik Halk Devrimi Programı, Nisan 1971 tarihli Siyasal İktidar Organlarının İnşası İçin Bir Kılavuz, Ekim 1972 tarihli Demokratik Halk İktidarının Tesisi İçin Bir Kılavuz, Filipinler Ulusal Demokratik Cephesi’nin (FUDC) 1973 ve 1977 tarihli tüzük ve programları ve FUDC tarafından 5 Temmuz 1996’da kabul edilen 1948 Cenevre Sözleşmesinin Uygulanacağına Dair Taahhütname gibi birçok temel belge dizisiyle açıklanmış ve ilan edilmiştir.

DHİ, Filipin halkının özgür iradesi ve işçi sınıfı ile köylülük arasındaki temel ittifaka dayanan bir yapılanmaya sahiptir. İşçi sınıfının ve onun devrimci partisinin sınıf önderliği altında halkın ulusal kurtuluş ve demokrasi mücadelesini tamamlamayı hedefler. DHİ mütevazı bir başlangıç yapmışken, ABD güdümlü büyük kompradorlar ve toprak ağalarının hükümetine karşı silahlı devrimci mücadele ve birleşik cephe çalışmaları sonucunda Filipinler’deki 17 bölge ve 71 şehrin büyük bölümünü kaplayan 110’un üstünde gerilla cephesiyle esas olarak yerel siyasi iktidar organları formunda büyüdü ve yaygınlaştı. Kırsal tabanlı devrimci hükümet ile kentsel tabanlı gerici hükümet 1969’un ilk çeyreğinden beri sürmekte olan iç savaşın taraflarıdır.

DHİ köyden başlayıp daha üst düzeylere (mahalli idare veya belde, ilçe, il ve bölge) doğru giden kapsayıcı bir idari yapılanmaya sahiptir. Köy temel düzeyindeki yerel siyasi iktidar organları Filipinler Komünist Partisi (FKP) yerel biriminin inşası, çeşitli ezilen sınıf ve kesimlerin devrimci kitle örgütlenmeleri, kitle örgütlenmelerinin halk milisleri ve öz-savunma birimleri yanında halk eğitimi, kitle seferberliği, ekonomi, savunma, sağlık için beş temel alt komitenin ‒halka daha iyi hizmet vermek daha fazla alt komite olmasına bağlıdır‒ inşasını da içeren çeşitli konsolidasyon yollarıyla tayinle belirlenen mahalli örgütlenme komitesinden seçimle gelen devrimci komitelere kadar gelişim gösterir.

DHİ halk eğitimi, toprak reformu, üretimin arttırılması, finans, sağlık, yerel savunma, halk ordusunun desteklenmesi, kültürel ilişkiler ve arabuluculukla hallolacak basit meseleler ya da halk mahkemesince yapılacak yargılamalara ilişkin genel yönetim ve denetim programları geliştirmek ve kampanyalar örgütlemek gibi kapsamlı bir dizi göreve sahiptir. Belirtilen görevleri yerine getirmek için DHİ, kitle hareketinin kazanımları ve kolektif üretimden fayda sağlayan insanlardan gönüllü katkı; halk için faydalı ve gerekli olduğu değerlendirildiğinden kendilerine izin verilen kâr amaçlı faaliyet yürüten özel kuruluşlardan zorunlu vergi almalıdır.

Gönüllü katkılar, tarım ve tarım dışında çalışan işçilerin artan ücretleri, düşen toprak kirası ve faiz miktarı, toprak kirasının ve tefeciliğin ortadan kaldırılması, tarımsal ürünlerin üretici fiyatının artırılması, artan tarımsal ve tarım dışı üretim ve tüm topluluk için ya da halk ordusu yararına kooperatif üretim yapılması sonucunda çalışan kitlelerin elde ettiği kazanımlardan sağlanabilir. İşçi ve köylülerden gönüllü katkıların en gelişkin standartları sendikal mücadele ve toprak reformunun uygulanmasına ilişkin olarak ortaya çıkar. FKP tarafından yayınlanan ilk kapsamlı belge olan Toprak Reformuna Dair Devrimci Kılavuz; zengin köylüler, aydınlanmış üst tabaka, girişimciler ile tarım, bahçecilik, ormancılık, balıkçılık ve el sanatlarıyla uğraşan tüccarlardan alınan zorunlu verginin yanı sıra gönüllü katkılara dair hükümler de içermektedir.

Jose Maria Sison
Jose Maria Sison

Toprak reformu ve üretimin artırılması sonucu en büyük miktarda tahıl katkısı yoksul ve orta köylülerden gelmektedir. En büyük miktarda nakit katkı ise sendikal mücadelenin bir sonucu olarak nispeten büyük işletmelerdeki tarım dışı işçilerden gelmektedir. Katkılar gönüllü kabul edilir, çünkü katkıda bulunan kişiler ailelerinin ihtiyaçlarını, mahsulün ve diğer geçim araçlarının halihazırdaki durumunu göz önüne alarak, hangi oranda ödeme yapacaklarını ilgili organlarla görüşebilirler.

Bir bireyin, kurumun, ortaklığın ya da başka herhangi bir varlığın başkalarının emek gücünü satın alarak kâr elde ettiği herhangi bir ekonomik etkinlikte işçilere adil ücretler ödenmeli ve vergiler uygun organlar tarafından belirlenen oran ve standartlara göre ilgili işletme tarafından DHİ’ye ödenmelidir. Özel işletmenin bir önceki yıla ait brüt hasılatının belirli bir yüzdesi DHİ tarafından talep edilebilir. DHİ’nin en yüksek nakit geliri zorunlu vergilendirmeden elde edilmektedir. Vergilendirme zorunludur, çünkü bunun yapılmaması borcun yanı sıra para cezası uygulanması veya işletmenin çalışma ayrıcalığı ve izninin kaldırılması anlamına gelmektedir.

DHİ, Filipinler’in ulusal sanayileşme ve toprak reformu yoluyla ekonomik olarak kalkınması ile doğal kaynakların akıllıca kullanılması ve korunmasını gözetir. Halk iktidarı, odunculuk, madencilik ve tek ürün yetiştiren büyük çiftlikler gibi çevreyi yıkıma uğratan ve kirleten, nehirleri ve sudaki yaşamı zehirleyen, heyelan, sel ve kuraklığa neden olan, temel besin üretimini aksatan, esas olarak ve yalnızca birincil metaları (odun, maden cevheri ve tarım ürünleri) ihraç eden ve reforma elverişli araziyi sınırlayan işletmeleri yasaklar. Kâr elde eden işletmelere, yalnızca, hammadde üretimleri ulusal sanayileşme, yerli gıda, barınma ve halkın diğer ihtiyaçlarına hizmet ettiği sürece vergilendirmeye tabi tutularak izin verilir.

DHİ tarafından toplanan vergiler gerici hükümetin topladıklarına kıyasla küçüktür, ve ancak ilk olarak halkın yararına olan toplumsal ve ekonomik programlarda, ikincil olarak da DHİ kadrolarının geçimi ve yönetim çalışmaları ile Yeni Halk Ordusu’nun sürekliliği ve büyütülmesinde kullanılır. Çeşitli kitle örgütlenmeleri ise üyelik aidatları, kooperatif projeler ve DHİ’den bağımsız olarak girişebilecekleri diğer kaynak yaratma faaliyetleriyle ayakta durur ve büyür.

Devrimci iktidarın tam aksine, gerici iktidar, vergilerini gelir vergisi ve satın aldıkları mal ve hizmetlerin fiyatına çoktan işlenmiş olan tüketim vergileri şeklinde esas olarak emekçi halktan ve orta toplumsal tabakadan ve ancak ikincil olarak daha düşük oranlarda büyük şirketler ile gelir sıralamasının yukarılarında bulunan bireylerden temin eder. Neoliberal rejimde emekçi halk ile diğer yoksullaşan kitleler yüksek vergilerden ve temel malların pahalılığından muzdaripken şirketler ve zenginler vergi indirimlerinin keyfini çıkarır.

Yarı sömürge ve yarı feodal bir ülke olarak Filipinler ihracat için hammadde üretimine bağımlıdır ancak yine de döviz kazancı her zaman ithal edilen mamul madde ve diğer ürünlerin tutarının çok altında kalmaktadır. Ticari açık, kaynak kullanımını ulusal endüstriyel kalkınmadan uzaklaştırıp ekonomiyi tarımsal, endüstri öncesi ve yarı feodal gibi daha geri düzeylere bağımlı kılan sömürücü sınıflar için lüks tüketim ürünlerinin, askeri ekipmanların, yapı malzemelerinin, lüks yapılanma ve yolsuzlukla yürütülen altyapı projeleri için malzemelerin ithalatıyla sürekli ağırlaştırılmaktadır.

İhracat gelirleri, yurtdışında sözleşmeli çalışan işçilerin döviz gelirleri, çağrı merkezi çalışanlarının kazançları ve bugünlerde spekülatif sermayenin (finansal piyasalardaki portfolyo yatırımları) gerileyen kazancı ticaret açığını, düşen kâr gelirlerini, yabancı tekellerin ülkeden çektiği sermayeyi ve birikmiş dış borç amortismanını karşılamaya hiçbir zaman yetmez. Böylece birikmiş dış borcun ekonomi üzerindeki ağır yükü, alınan yeni kredilerle sürekli olarak artmaktadır.

En kötüsü, gerici hükümetin tahsil ettiği vergilerle oluşturduğu bütçenin büyük bölümünü birikmiş dış borç ödemesine, işletme ayrıcalıklarını elinde tutan ve yemeye doymayan bürokratları beslemeye, halkı denetim ve baskı altında tutmak için askeri, polisi, paramiliter grupları, gizli istihbaratı finanse etmeye ve ölüm mangaları ile özel operasyonları fonlamaya ayırmasıdır.

Gerici hükümet, devrimci hareketi 48 yıllık silahlı devrimci mücadele süresince hiçbir şey beceremediğini söyleyerek alaya almaktan hoşlanıyor, ancak yine de devrimci güçlerin ve halkın temsilcisi olarak FUDC ile barışı müzakere etmeyi zorunlu görüyor. Gerici hükümet, Demokratik Halk İktidarının, Filipinler Komünist Partisi’nin, Yeni Halk Ordusu’nun ve devrimci kitle hareketi ile müttefiklerinin ülke çapındaki varlığını ve artan gücünü ancak yalancıktan inkâr ediyormuş gibi yapabilir.

Yeni Halk Ordusu’nun 29 Mart 1969’da Filipinler Komünist Partisi tarafından kurulmasından bu yana devrimci güçler ve halk birçok şey başardı: Yalnızca yüzlerce FKP kadro ve üyesinden on binlercesine, dokuz otomatik tüfekten binlercesine (AFP’nin iddia ettiği 4000 rakamının da çok ötesinde), birkaç bin kitle eylemcisinden milyonlarcasına ve Tarlac’ın ikinci bölgesinden ülkenin 71’den fazla ili ve 17 bölgesine ulaştı. Gerici hükümet bir 50 yıllık savaşa daha hazır olmakla övünüyor. Ancak bu, devrimin tam zaferi için gerekenden daha uzun bir zamandır.

28 Kasım 2017

https://josemariasison.org/the-peoples-democratic-government-has-the-power-of-taxation/

Yazarın Diğer Yazıları

Aynı kategoriden yazılar