Ana SayfaArşivSayı 17Bolşeviklerin Din Tartışması

Bolşeviklerin Din Tartışması

Bolşeviklerin Din Tartışması

 

Ekim devrimi sonrası Bolşeviklerin din sorununu tartıştığı iki yazıya yer veriyoruz. Yazıların alındığı kitabın editörü William G. Rosenberg’in aşağıdaki “Sunuş”unu Sina Güneyli, özetleyerek çevirdi.

Ortodoks din adamları 1917-1921 döneminde Bolşevizme karşı acımasız saldırılarda bulunmuşlardır. Tüm-Rusya Kiliseler Kongresi, General Kornilov’un sağ-kanat darbesini desteklemiş ve Bolşevikleri “İsa’nın açık ve gizli düşmanları, …, şeytanın destekçileri, …, cehennem ateşinde yanacak ve kuşaklar boyu lanetlenecek olanlar” biçiminde değerlendiren Tihon’u patrik seçmiştir. Tihon’un görüşleri 1918’de geniş bir çevreye dağıtılmıştır. Yine Kilise iç savaşta Beyazları desteklemiştir.[1]

Bütün bunlara karşı Bolşevik tepkisi gerektiğinde bir kurum olarak kiliseye karşı hareket etmek, ancak bireylerin kişisel dini inançları sorununu rafa kaldırmak olmuştur. 1917 yılında kilise toprakları diğer bütün topraklar gibi ulusallaştırılır ve köylülere dağıtılır; aile ve evlilik üzerindeki kilise kontrolüne son verilir; devlet okullarında ve özel okullarda din eğitimi yasaklanır. Kilisenin kurumsal gücünü zayıflatmak ve kamu işlerindeki rolünü ortadan kaldırmak için her türlü çaba gösterilir ancak bireysel dini inançlara dokunulmaz. Patrik düşmanca Bolşevik karşıtı konuşmalarından ötürü ev hapsinde tutulur. 1918’de kabul edilen “İnananların duygularını incitmeden, kitleleri önyargılarından kurtaracak sistematik din karşıtı propaganda” yapılmasını isteyen Parti Programının 13. Maddesi uygulanır.[2]

İç savaşta din karşıtı cephede çok az şey yapılır. Bunun için Bolşeviklerin parası, kaynağı ve enerjisi yoktur. Bazı dönemlerde, kilisede ve komünist hareketin genelinde partinin ve örgütlü dinin bir arada yaşama ortamının oluşabileceği mümkün görülmüştür.[3]

S. Kheglund’un “Komünizm ve Din” yazısı 1920’lerin ilk yıllarında bu düşüncenin nerelere kadar uzandığını göstermektedir. S. Kheglund (Carl Zeth Konstantin Höglund) İsveç sosyal-demokrat ve genç sosyalist hareketinin sol kanat liderlerindendir. 1917-24’te İsveç Komünist Partisinin liderleri arasına katılır. “1924’te oportünistliğinden ve Komintern’in 5. Kongresi kararlarına açık muhalefetinden ötürü Komünist Partisinden atılır.”[4] Kheglund, dini inançların özel olarak kaldığı ve “sınıf-politik kurumlarda” dile getirilmediği sürece komünizmle uyuşmaz olmadığını düşünür. Hatta dini bilinç devrimci politikayı destekleyebilir. Partinin kendini din karşıtı olarak tanımlaması ve harekete yararlı olabilecek elemanları korkutup kaçırması ihtiyatsızdır. Din karşıtı propaganda değil, üretim koşullarının değiştirilmesi “ruhsal kurtuluşa” götürecektir.[5]

Böylesi görüşler militan Bolşevikleri alarma geçirir. Emilyan Yaroslavsky (1918’de sol komünist ve Militan Ateistler Birliğinin ilerdeki başkanı) gibi parti üyeleri, Kheglund’un “yumuşaklığını” sosyalist inşayı tehlikeli biçimde zayıflatan teori ve pratiğin potansiyel ölümcül ayrımı olarak değerlendirirler. Kendini “işçi sınıfının kurtuluşu için bilinçli öncü savaşçıların birliği” olarak gören bir parti “ruhani hayallerin temsil ettiği bilinçsizliğe, cehalete ve cehalet taraftarlığına” ilgisiz kalamaz. Komünist parti din karşıtıdır çünkü dinsel öğretinin yanlışlığı kapitalist kurumlar, değerler ve alışkanlıklar için ideolojik bir tampondur. Din geçmişin tehlikeli bir mirasıdır.[6]

1923’te yayınlanan Yaroslavsky’nin Kheglund’a yanıtı örgütlü bir din karşıtı hareketin başlangıcına işaret eder. Yine de partide pek çok kişi dikkatli olunmasını ister. Önceleri parti organı yerine “özel bir birlik” olan “Militan Ateistler Birliğinin” çalışmasına 1925’e kadar izin verilmez. 1924’teki 13. parti kongresi kiliselerin keyfi olarak kapatılması gibi önlemleri ‘şiddetle kınar’. “Din Karşıtı Ajitasyon ve Propagandanın Düzenlenmesi” hakkındaki karar “işçilere ve köylülere, onların çıkarlarına dinin hizmet etmediğini göstermek ve onlara dini kavramlar yerine bilimsel bir bakış açısı kazandırmak” için daha derin ve daha sistematik bir çaba gösterilmesini ister.[7]

Tarihin bir dönemine ışık tutan bu iki yazıyı dikkate sunuyoruz.

 



[1] William G. Rosenberg (Editor), Bolshevik Visions, First Phase of the Cultural Revolution in Soviet Russia, Part I The Culture of a New Society: Ethics, Gender, the Family, Law and Problems of Tradition, 1990, The University of Michigan Press, s. 217.

[2] A.g.e, s. 217.

[3] A.g.e, s. 217

[4] V. İ. Lenin, “Sol” Komünizm, Bir Çocukluk Hastalığı, Çev.: Muzaffer Kabagil, Ankara 1978, Sol Yay., s. 160.

[5] Rosenberg, a.g.e, s. 218.

[6] A.g.e., s. 218.

[7] A.g.e., s. 218.

Yazarın Diğer Yazıları

Aynı kategoriden yazılar