Hizmet Sınıfı

Hizmet Sınıfı*

 

 

Karl Renner

Halihazırda anılan değişikliklere ek olarak, daha az önemli olmayan bir başka (değişiklik) de vardır. Ekonomik bakımdan, kapitalist, qua kapitalist (kapitalist olarak), bir dolaşım ajanıdır ve bizatihi böyle olarak, açıklamış olduğumuz gibi, kendi işlevlerini kerte kerte devralan ücretli yardımcılardan yararlanır. Bu ajanlar ücretli işçi değillerdir;onlar üretmezler, ama üretilmiş olan değerleri tasarruf ederler. Kapitalist ekonomi var olduğu sürece, onların hizmetleri de toplumsal bakımdan gereklidir.[1] Kapitalist, bu hizmetleri kar için; idareci, bir maaş bir ücret ya da bir kar-payı (komisyon) için yerine getirir.

1. Kamu Hizmeti

Kamu hizmeti bu düzenlemenin bir modeli olarak sermayeye hizmet etmiştir. Devlet tarihsel bakımdan, ikili bir işlev görmüş bulunmaktadır: dış ve iç güvenlik (ordu ve polis) ile, yasa yaratılması ve yönetilmesi (yasama ve yargı). Gelişmemiş para ekonomisiyle feodal dönemde, devlet memurlarına onlara toprak ve serf sahipliği verilerek, ve papazlara da kilise tarafından benzeri bir tarzda ödeme yapılırdı. Kendi ajanlarına maaş ödemeye ilk başlayanlar, kent burjuvaları ve burjuva-devlet oldu.

            Maaş, doğası gereği ve elde ediliş tarzı bakımından, ücretten, temelden farklıdır. Maaşlı kişinin ürettiği şey bir meta, bir “ekonomik” mal değil, yasa ve düzendir. Yasa ve düzen, onun çok az iş yapmasını sağlayacak kadar güvenceli kılındığı zaman, onun çalışması da en etkili duruma gelir. En iyi jandarma salt var olarak etkili olan kişidir; tıpkı, yerleşik otoritesiyle bir yargıcın, tartışmalı durumlar sayısını sınırlaması gibi. Bir maaş ödenmesi, haftadan haftaya gıda ve barınak sağlamak değil; birey yaşlandıkça iyileşen ve bir emekli maaşıyla sonuçlanan bir yaşam biçemi ve bir aile durumu oluşturmak anlamına gelmiştir. Maaş tüketici için, herhangi bir ekonomik karşılık olmaksızın, yani, ekonomik süreç içinde kazanılmış olmayan ama, hükümet vergi ve resimleriyle bundan zorla çıkarılmış olan para karşılığında, metalar sağlar ve tüketim için kullanılır. Bu yüzden maaşlar dolaysız ya da dolaylı vergiler yoluyla, toplumun artı değerinin daha çok çeşitlenmesini temsil eder.

            Etkin kapitalist, yardımcılarına aynı tarzda ödeme yapar ve kendisinin etkin olmaktan çıkması ölçüsünde, yardımcılarının yanısıra, işçi olarak değil de, memur ya da hizmetli olarak çok özel şekilde davrandığı tüm idare ajanlarına, vekillerine de ödeme yapar.

2. Özel Hizmetli

Aynı tarzda kendi yürütücü ajanlarını yaratanlar yalnızca devlet ve ekonomik girişimler değil, ama gerçek ekonomik sürecin yanısıra (özellikle dolaşım alanında) gelişmiş olan tüm yeni birlikteliklerdir de. Çoğunlukla onlar bu “hizmetli ilişkisi”ni -önceleri kısmen benzeşimsel çizgilerde (haftalık ya da aylık ödeme, hizmet süresiyle ilgili anlaşmalar, çıkarma koşulları) yapılandırılmış olmakla birlikte- bir ücretli emek ilişkisi yaratmayan bir sözleşme aracılığıyla saptarlar. Hizmet ilişkisi, daha belirtik bir şekilde tröst ilişkisi durumuna gelmesi ölçüsünde, daha sağlam biçimde oturma eğilimi gösterir. Az çok hiyerarşik bir norm olarak hizmet kuralı emek sözleşmesinin yerini alır. Bu konum resmen doğrulanır ve işten çıkarma ancak özgül durumlarda, çoğu kez de yalnızca bir hakemin ya da bir yargıcın kararıyla mümkün olur.

            Önceleyen gelişimin kısa bir dökümü bu tür bir yasal ilişkinin önemli ölçüde genişlediğini ve varlığı bununla düzenlenen insanlar sınıfındaki olağanüstü sayısal artışı ortaya koymaktadır. Hizmet sınıfı kesin teknik anlamıyla işçi sınıfının yanısıra ortaya çıkmıştır. “Hizmet sınıfı” anlatımı yalnızca ilkel bir teknik düzeyde olsa bile, gerçek emek sarfeden ve çoğunlukla ayni olarak ödeme yapılan “hizmet sınıfı”ndan temelli bir ayrımı belirtir. Üç temel biçim ayırdedilebilir; ekonomik hizmet (idareciler, vb.) toplumsal hizmet (genlik hizmetlerinin dağıtımcı ajanları) ve kamu hizmeti (kamusal, resmi ajanlar).

3. Bir Kasttan Bir Sınıfa

Geleneksel bakımdan bu yeni toplumsal katmanlar önceleri hem maddesel, hem de entellektüel bakımdan işçi sınıfına karşıt idiler. Çoğu kez burjuva orta sınıftan devşirildikleri ve onların maaşı, onların mülkiyet gelirini tamamladığı için, mülksüz sınıfla birlikte sınıflandırılamazlardı. Başlangıçta, sosyolojik bakımdan kast (papazlık kastı, entellektüeller, subay kastı, memurlar kastı) denilebilecek bir şey oluşturuyorlardı. Bu kastlar genel toplumsal çevreden, tikel niteliklerle ayrılmışlardı ve topluma karşıt olarak ortaya çıkmışlardı. Bu kastların karakteristik bir özelliği, onların toplumun tüm katları ve katmanlarına dek yayılmış olmasıydı; başkomutandan sıradan askere, kardinalden köy papazına, büro başkanından büro hademesine, vb. dek. Aynı kast tini hem üst hem de alt kademeleri rütbe ve dışlayıcılık sevgisiyle doldurmakta ve onları bir bütün olarak halka karşıt duruma getirmektedir. Bu bakış açısından, tarihsel devrimler çok sık olarak bütün halkın yönetici bir kasta karşı savaşımının, ya da, farklı kastlar arsındaki üstünlük savaşımının (ruhani hiyerarşiye karşı laik-bürokrasi, askersele karşı sivil) sonucuydular.

            İkinci Dünya Savaşı öncesinde, hizmet sınıfı bir kast ile, bir sınıfın sınırındaydı. Faşizm yalnızca burjuvaziden ve köylülerden değil, ama bu kastlardan da, onların kast gururunu gıdıklayarak ve onların üstünlük konumunu korumayı vaad ederek, destek sağlayabildi. Farklı ulusal koşullara göre,totaliteryan devlet kendisini ilk kertede papazlar kastıyla (İspanya, Dollfuss) askeri ve bürokratik kastla (Almanya), entellektüellerle (İtalya), ya da yeni idarecilerle (komünizm) desteklemiştir. Enflasyon, para düzenlemeleri, bunalımlar, savaş ve yenilgi bu yanılsamaları yerle bir etmiştir.

            En kısa döküm hizmet işlerindeki insanlar katmanının salt bir kast olmaktan çıkmış olduğunu ve gerçeklikte, kast tini bütünüyle ölmüş olmasa bile, bir sınıf durumuna gelmiş bulunduğunu -hizmet sınıfı biraz önce betimlenmişti- bizlere gösteriyor. Bunun üyelerinin çoğunluğu pratikte mülksüzleşmiştir; zira, onların kalıt aldığı mülkiyet bugün ya değersizleşmiştir, ya da, en azından toplumsal bakımdan anlamsızdır. Bu yüzden hizmet sınıfı yaşam biçemi bakımından, yükselen işçi sınıfına yakındır ve sınırda da, onunla kaynaşma eğilimi taşımaktadır. Güçlü ekonomik girişimlerin (demiryollları, posta, su, aydınlatma ve enerji sunumu) ulusallaştırılması ve belediyeleştirilmesi kamu hizmetleri ve özel istihdam arasında, işçinin durumuyla hizmetlininki arasında bir köprü oluşturmuş ve bu köprüyü geçerken, kast tini ortadan kaybolmuştur. Bu olayların yakından incelenmesi ve politik bakımdan değerlendirmesi, demokratik sosyalizmin sonuçtaki başarısı açısından azami önem taşımaktadır.

            Öte yandan, sendikal savaşım işçi sınıfının geniş kesimler için, memurlarinkine benzer bir yasal statü kazanmıştır; sendikal sözleşme bir tür hizmet kuralı durumuna gelmiştir. Teknolojik devrimin bir sonucu olarak, makinelerin “hizmet görmesi”ni sağlayacak çok miktarda çalışma (iş) ortaya çıkmıştır ve sayısız mesleksel görev de, sanki bunlar kamu hizmetindeki konumlarmışçasına, giderek daha fazla sorumluluk gerektirmektedir.

            Çözümlememiz, Marksist olduğunu ileri süren birçok kişinin toplumda sınıf oluşumunun gerçek incelenmesine ve en başta da, sınıfların süregen yeniden yapılanmasına, nasıl yüzeysel ve özensiz bir biçimde yaklaştığını gösteriyor. Bu olgusal altkatmanın, toplumsal temelin geçen yüzyılda bütünüyle dönüştürülmüş olduğu; Marx’ın Kapital‘inde ortaya çıktığı (ve bilimsel olarak da, ortaya çıkmak zorunda bulunduğu)şekliyle işçi sınıfının artık var olmadığı apaçık ortadadır. Geriye yalnızca, komünistlere; yönetici gibi dünyaya sunulacak yeni kastın erk savaşımında koçbaşı olarak, yahut da, onların anlamadığı ve sonuçta nefret ettiği, daha yüksek bir uygarlığı -Sovyet bürokrasisi ve hiyerarşisinin yeni yarattığı da içinde olmak üzere, tüm kast yönetimini hepten dışlayacak bir uygarlığı- ortadan kaldıracak bir dinamit olarak hizmet edecek olan, dar bir déclassés (sınıfsızlar) katmanı kalmaktadır.

 
 


* Wandlungen der modernen Gesellschaft’dan (1953) aktaran: Avusturya Marksizmi, Der.. Tom Bottomore, Patrick Goode, (Çeviren belirsiz), Türkçe basıma der.: C. A. Kanat, İstanbul 1992, Kavram Yay., ss. 155-59.

[1] Gelecekteki bir toplumsal düzende, bunlar dolaşım ajanları yerine, dağılım ajanları durumuna geleceklerdir ve göstermiş olduğumuz gibi, dağılım dolaşımı düzenleyenlerden daha farklı yasaları izler.

Yazarın Diğer Yazıları

Aynı kategoriden yazılar