Ana SayfaGüncel YazılarPolitik Marksist Olmak: Kaypakkaya

Politik Marksist Olmak: Kaypakkaya

Komünist devrimci önder İbrahim Kaypakkaya’nın kaybının 50. yılı anısına Partizan tarafından 27-28 Mayıs’ta Viyana’da düzenlenen Uluslararası Kaypakkaya Sempozyumuna TvP adına katılan yazarımız Jülide Yazıcı’nın bildirisini ilgiye sunuyoruz. Başlığı sonradan ekledik.

*

Merhaba yoldaşlar,

Ben, Türkiye’de Marksizmi teorik ve ideolojik olarak geliştirme amacıyla yayınlar yapan Teori ve Politika kolektifinin bir üyesiyim. Çok önemli olan bu etkinliği izlemek ve kolektifimiz adına kısa bir konuşma yapmak için Partizan’dan yoldaşlar tarafından davet edildim. Umuyorum ki katılımımız, bize, burada bulunan diğer çok önemli örgütlerle temas kurma fırsatı sağlayacaktır. Öncelikle onlara bu davet ve bu fırsatı verdikleri için teşekkür ediyorum.

Biz, İbrahim Kaypakkaya isminin, sadece Türkiyeli Marksistler için değil, dünya Marksist hareketinin tarihsel gelişimi açısından da çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu bakımdan, bu kadar kalabalık bir topluluğun Kaypakkaya’nın ve onun Marksizme katkılarının kıymetini bilmesi, onu anmak için uluslararası düzeyde bir etkinlik düzenlemesi çok mutluluk verici. Kolektifim adına etkinliğin düzenleyicisi olan Partizan’a da teşekkür etmek istiyorum.

Ayrıca burada uluslararası komünist harekette önemli bir yere sahip olan Peru Komünist Partisi ve şu an çok sıcak ve belirleyici bir mücadelenin içinden geçen Filipinler Komünist Partisi gibi örgütler var. Konuşmama başlamadan burada bulunan bütün devrimci örgütlere saygılarımı sunuyorum.

 

Viyana sempozyum3

 

**

Burada bulunan örgütlerin ekseriyeti Marksist-Leninist-Maoist konumu benimsiyor ve Kaypakkaya’yı bu konumun bir temsilcisi olarak önemsiyor. Birçok devrimci örgüte göre, Kaypakkaya’yı Mao’nun öğrencisi yapan, Türkiye ve Çin’in ekonomik ve politik koşulları arasında benzerlikler tespit etmesi ve Çin’de başarıyla uygulanmış olan köylülüğe dayalı uzun süreli gerilla savaşının Türkiye koşulları için uygunluğunu ileri sürmesidir. Oysa biz, ne Mao’nun ne de Kaypakkaya’nın yaklaşımının özünün köylülüğe dayanan ve gerilla biçiminde yürütülen bir askeri strateji olduğunu düşünüyoruz. Bizim için Mao’nun ve Kaypakkaya’nın evrensel ve tarihüstü önemi başka bir gerçekte yatıyor. Bu, Mao’nun ve Kaypakkaya’nın “politik Marksistler” oldukları ve evrensel Marksist tarihsel diyalektiği kendi ülkelerinin koşullarına uyarlayarak işlettikleri gerçeğidir.

Politik Marksist olmak, Marksizmin tüm dünyada geçerli doğrularını tekrar etmek demek değildir. Politik Marksist olmak, Marksizmi belirli bir yer ve zamanın somut koşulları içerisinde cereyan eden bir güç mücadelesi olarak yeniden şekillendirmektir. Politik Marksist olmak, belirli koşullarda, mücadele edilecek iktidardaki somut düşmanı belirlemektir. Politik Marksist olmak, bu somut düşmana karşı mücadele etmek için hangi somut halk kesimlerine dayanmanın en sonuç alıcı seçenek olduğunu belirlemektir. Politik Marksist olmak, düşman bilincini berraklaştırmak için hangi somut ve tarihsel ideolojiden kopmak ve hangi ideolojilerle ittifak kurmak gerektiğini belirlemektir.

Farklı coğrafyaların, ülkelerin ve farklı tarihsel dönemlerin farklı koşulları vardır. Bu yüzden de her farklı ülkede gelişen büyük devrimci hareketler Marksizm içerisinde kopuşlar gerçekleştirmiş, ona yeni boyutlar katmıştır. Marksizmin hareket halindeki diyalektiği bu kopuşlarda yatmaktadır. Marksizmin yanına Leninizm eklenmiş, Leninizm’in yanına Maoizm eklenmiştir. Yine Küba, Vietnam, Peru gibi ülkelerdeki önemli devrimci hareketler kendine özgü koşullar içinde kendine özgü pozisyonlar geliştirmiştir. Örneğin, Peru Komünist Partisi’nin, Marksizmin Latin Amerika’da yerelleştirilmesinin olanakları üzerine çalışan Mariategui’den beslenmesi bu diyalektik bakışın en önemli örneklerinden biridir. Yine, bugün Filipinler Komünist Partisi’nin büyük direnci ve uzun soluklu savaşı Filipinler’in özgül koşullarına uygun politikaların geliştirilmiş olmasında yatmaktadır.

Viyana sempozyum1

İbrahim Kaypakkaya, Lenin ve Mao’nun tarihsel yapıtlarında işlediğini gördüğümüz Marksist devrimci diyalektiği Türkiye’de başlatan isimdir. Daha önce Türkiye’de bir tür İkinci Enternasyonal Marksizmi sürüyordu. Kaypakkaya Türkiye’nin ilk politik Marksistidir. Çünkü, Türkiye’nin devlet yapısının analizinden yola çıkarak, Türkiye’de yürütülecek somut bir mücadelenin ana hedefinin, emperyalistler değil, TC devleti olduğunu ortaya koymuştur. TC devletinin düşmanlaştırılması için gerekli ideolojik hamleyi yapmış, ve devletin kurumsal ideolojisini oluşturan Kemalizmden, ve onun düşünsel ayaklarını oluşturan Aydınlanmacılık ve modernizmden tam bir kopuş gerçekleştirmiştir. Tarihsel ve politik gerilimleri analiz ederek, Kürt köylüsünün, devlete karşı yürütülecek somut mücadelenin temel dinamiklerinden biri olabileceğini saptamıştır. İbrahim Kaypakkaya, somut düşmana karşı somut mücadelenin koşullarının araştırılmasının ismidir. Onun kimi tespitlerinde, dönemsel olan ve bugün geçerli olmayan unsurların olması talidir; onu, diğer politik Marksistler gibi aşılmaz kılan, onun somut güç mücadelesinin olanaklarının araştırılmasına ilişkin yönelimidir.

Lenin, Mao ve Kaypakkaya, cüretle, kimileri tarafından revizyonist ve Marksizmden sapmış olmakla suçlanmak pahasına, Batı Marksizminin işçicilik ve Aydınlanmacılık gibi yanlışlarını düzeltmeyi ya da Marksizmin temel eserlerinin Çin, Rusya ve Türkiye gerçeklerini anlamak bakımından boşluklarını doldurmayı bildiler. Bunlar Marksizmin tahrifatı değil, bir tarihsel diyalektik içinde geliştirilmesidir. Bugün bizlerin de en çok ihtiyaç duyduğu şeyin, sosyalizmi hedefleyen örgütlü iktidar mücadelesini kendi zaman ve mekânlarımızda nasıl hayata geçirebileceğimiz üzerine kafa yormak olduğunu düşünüyoruz.

50 yıl önce düşmana kahramanca direnerek şehit olan Ibrahim Kaypakkaya’yı, geçtiğimiz Ağustos ayında Filipinler devleti tarafından katledilen Ka Laan, Ka Bagong-tao ve diğer sekiz devrimciyi, iki sene önce yitirdiğimiz Başkan Gonzalo’yu ve bütün devrim şehitlerini saygıyla anıyorum. Son olarak TvP adına hepinize tekrar saygılarımı sunuyorum.

Yazarın Diğer Yazıları

Aynı kategoriden yazılar