Tvit’ler

    Tvit’ler

(Seçmeler)

 

6 Oca 2021: Devlet birçok alanda hükmünü “alaturka diktatörlük” ile yürütüyor ve devletlu bu alanda çok rahat. Ama Türkiye’nin bir de “alaturka demokrasi” boyutu var. Boğaziçi’nde ortaya çıkan ve Tayyip Erdoğan’ın rahatını kaçıracak mesele bu boyutla ilgili.

6 Oca 2021: Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, akademik kadrosu, Senatosu ile yetersiz kayyıma kendi yordamınca direniyor. Bu gerilimli gerçek, Tayyip devletinin kurumsal hegemonyasının genişlemesine karşı etkisi kendinden kat be kat büyük bir sorun.

6 Oca 2021: Boğaziçi Üniversitesi kayyımı, Tayyip devletinin kurumsal, ideolojik, kadrosal, kültürel çapsızlığının çarpıcı bir kanıtı oldu şimdiden. Tayyip Erdoğan, İstanbul Sözleşmesi’nin ardından, Türkiye gerçeğinin kendi saflarına kadar işlemiş boyutunun sinir ucuna bir kez daha dokundu.

4 Oca 2021: Boğaziçili öğrenciler, okullarda yaprak kıpırdamayan günlerde, Tayyip Erdoğan’ın kayyımına karşı dirençli mücadele örneği sergiledi. Öğrencinin elindeki polis kaskı, Tayyip devletinin kurumsal hegemonyasını genişletme çabasına radikal itirazın simgesidir.

2 Oca 2020: Artık Marksizme “şekere bulanmış mermiler” mi atıyoruz? Biz, Marksizme, tarih ve politikayı bir kez daha üstlenmesi için acı mitralyöz ateşi açmanın mücadelesini veriyoruz.

2 Oca 2020: Çin’de sosyalizmi tartışan yazarın “Çin’de özgülleşen Marksizm”, “sosyalizm ekonomiden fazladır” gibi yaklaşımlarını Mao’nun Marksizmi adına önemsiyoruz ve tartışmaya değer görüyoruz.

2 Oca 2020: Biz bugün Çin’in tarihsel bakımdan sosyalist bir ülke olduğu görüşündeyiz. Bu anlayışın, birçok komünisti son derece rahatsız ve huzursuz ettiğini biliyoruz elbette. Ama tarih, bizim rahat etmemiz için hareket etmiyor.

2 Oca 2020: Biz bugün Çin’de gerici bir politik iktidarın olduğunu ve ona karşı devrimci mücadele yürütülmesi gerektiğini savunuyoruz. Çin, politik sosyalist bir ülke değildir.

2 Oca 2020: Sosyalizm deneyimleri, ezilenlerin binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihindeki en başarılı örnekleridir. Bunları geçmişin konusu kılmamak için tarihi anlamalı ve bir kudret mücadelesi olan politikayı başarmalıyız.

2 Oca 2020: Çin’in önümüzde cereyan eden tarihi bizi sorumluluğa çağırıyor. Mao’nun başaramadığı neyi başardı “revizyonistler”? Evet; kendi biyolojik varlığına bağlı idiyse kader, büyük komünist Mao, başaramamıştır. Neden?

2 Oca 2020: Deng’i Marksist kabul etmiyoruz. Ama bu adam, Mao ölmeden önce partinin önderlik makamındaydı ve gerçek bir politik mücadele yürütmeden partiye hakim oldu. Devrim için ölmeyi çok iyi bilen Çin komünistleri neden savaşmadı “revizyonist” Deng’le?

2 Oca 2020: Bugün Çin’deki bir komünist devrimcinin görevi, iktidara egemen olmak için politik mücadele yürütmektir. Evet, sosyalist bir ülkede komünist olmayan bir parti iktidardadır. Bu paradokstur ama gerçektir.

2 Oca 2020: Ne Sovyetler Birliği Stalin’in ölümüyle kapitalist bir ülke oldu, ne de Çin Mao’nun ölümüyle… Bu ülkelerin komünist partilerinin önderliğinde artık Marksistler yoktu ancak Sovyetler Birliği, 1991’de çökünceye kadar tarihsel olarak sosyalist bir ülkeydi. Bugün Çin de öyledir.

2 Oca 2020: Tarihin bu sorularına Marksizmin bilim bileşenini devreye sokarak da yanıt verilebilir. Marksistlerin, geçmişin devrimci başarılarının avuntusuyla bu yükümlülüğe direnmesi, onları ütopyacı zavallılar durumuna düşürür sadece.

2 Oca 2020: Tarihin önümüze koyduğu bu soruların pratik-politik yanıtı var mıdır? En geçerli yanıt başarılı devrimlerdir ve Marksist devrimciler bu geçerli yanıtı vermekten çok uzak görünüyor bugün.

2 Oca 2020: Devrim için gözlerini kırpmadan ölüme giden komünistler “revizyonist hainler”e karşı neden mücadele etmedi ya da edemedi? Karşı-devrimi neden devrimi karşıladıkları gibi karşılamadı komünistler?

2 Oca 2020: Marksizmin üç bileşeninden biri tarihi anlamaktır. Tarihsel süreçleri öfkemize ya da tepkimize kapılarak anlayamayız. Stalin öldükten sonra Sovyetler Birliği’nin, Mao öldükten sonra Çin’in sessiz sedasız kapitalist olması tarihsel materyalist bir açıklama olamaz.

19 Ara 2020: Mücadelenin “direnişçi tarz”ı, düşmanın eylemlerini izlemek durumundadır. Meselemiz, mücadeleyi “atılımcı tarz”a dönüştürmektir. Varsın devlet dirensin devrimcilerin saldırısına karşı…

19 Ara 2020: 19 Aralık katliamıyla devlet, devrimci mücadeleye karşı önemli bir mevziyi kazanmıştır ve devrimci mücadele 20 yıldan beri o mevzi olmaksızın sürdürülmeye çalışılmaktadır.

19 Ara 2020: 19 Aralık, devlet denilen düşman aygıtıyla mücadelede başa gelebilecek sayısız olaylardan önemli biridir sadece. Mücadelemizin geçmişinde çok sayıda 19 Aralık vardı ve mücadelemizin geleceğinde de çok sayıda 19 Aralık olacağını bilmeliyiz.

19 Ara 2020: 20 yıl önce yapılan 19 Aralık katliamında şehit düşen devrimcileri saygıyla anıyoruz. Yiğit devrimcileri duygulara kapılan anmalarla hatırlamak, onların ne için hapiste olduğunu ve şehit düşerken taşıdıkları kimliği gözden kaçırmaya yol açar.

17 Ara 2020: Mevlana’yı devletlu ile birlikte barışsever solcular da sevgiyle ansın. Biz onu Marksist-Leninist Garbis Altınoğlu’nun yazısıyla anmayı yeğliyoruz: “Mevlana Celaleddin-i Rumi: Burjuvazinin Sevgilisi”.

17 Ara 2020: Ömrü boyunca ezilenlere düşman, ezenlerin sözcüsü olmuş Mevlana, 17 Aralık 1273’te Konya’da öldü. Mevlana, kim iktidar olursa onun adamı oldu. Bir isyanda ölen oğlunun cenaze törenine “devlete isyan edenin namazı kılınmaz” diye katılmadı.

16 Ara 2020: 5- İbrahim Kaypakkaya’nın tertemiz adını bugünlerde kabaran çirkefe bulaştırmaya çalışmak açık bir suçtur. Bugünkü çirkefte Kaypakkaya ile ilgili en küçük bir öğe dahi yoktur ve olmamalıdır.

16 Ara 2020: 4- Savunmacılığın yeri değildir. Eğer sol içinde taciz varsa, vardır. Artık mesele bunları temizlemektir. Beyan, ilk temel adımdır. Ardından, her bir olay tekilliğinde ele alınmalı ve sorumlulukla sonuçlandırılmalıdır.

16 Ara 2020: 3- Marksizm, bugün, politik ve teorik kapsamının zorunlu bir gereği olarak, kadın mücadelesinin her iki boyutuyla içeriden ilişkilenmenin uygun yöntemlerini bulmakla yükümlüdür.

16 Ara 2020: 2- Patriyarka ve devlete karşı kadın mücadelesinin yol, yordam ve yöntemleri farklıdır. Birinde kullanılan silahın ötekinde işlevsiz olabildiği göz önüne alınmalıdır.

16 Ara 2020: 1- Patriyarkaya ve devlete karşı mücadele, kadın mücadelesinin birbirine indirgenemez ve öncelik sıralamasına tabi tutulamaz iki boyutudur. Geçtiğimiz haftadan beri art arda gerçekleştirilen teşhirler, patriyarkaya karşı mücadelede önemli bir uğrak olmuştur.

6 Ara 2020: Kürsü yazısı: “Kültür Piyasası ve Örgütlenme Üzerine: Yeni bir Avangard” Yazan: Oğulcan Yiğit Özdemir

1 Ara 2020: “Halklar kural olarak, hak ettikleri ya da lâyık oldukları bir rejim altında yaşamışlardır. Ve gelişmeler karşısında sessiz kaldıklarında ya da daha kötüsü gerici egemen sınıfların şu ya da bu fraksiyonunun âleti olduklarında onları eleştirmek ve suçlamak, komünistlerin görevidir.”

1 Ara 2020: “Aslına bakılırsa tarih boyunca yaygın olan durum, halkların yönetici elitlere boyun eğmeleri, karşı koymamaları, onların peşinden sürüklenmeleri ve hattâ pek çok durumda onların suç ortakları olmalarıdır.”

1 Ara 2020: Kürsü yazısı: “Halklar Sustuğunda…” Yazan: Garbis Altınoğlu

28 Kas 2020: “Rusya Müslümanları şeklindeki homojen bir toplamı ifade etmeye yönelik bir kavram boş gösterendir Türk-İslam tezi savunucularının ürünüdür Müslüman ve Türk kesimlerin iç savaş süresince Kızıl Ordu ile ittifak kurması Bolşeviklerin siyasetinin zenginliğinin ve esnekliğinin sonucudur.”

28 Kas 2020: Ulaş Töre Sivrioğlu: “Lenin, 1904’ten beri Hindistan’dan, Çin’den, Doğudan doğmakta olan demokratik mücadele dalgasını görüyordu ve bu hareketlerle ilişki kurma fikrine hazırdı.”

28 Kas 2020: Ekim Devrimi anısına düzenlediğimiz panel Ulaş Töre Sivrioğlu’nun “Sovyetler Birliğindeki etnik ve dini siyasetin Müslüman doğu ülkelerine etkisi” başlıklı sunumu ile devam ediyor.

28 Kas 2020: Osman Tiftikçi: “Bolşeviklerle ilişkileri açısından Rusya Müslümanları farklılık gösteriyorlardı. Örneğin Azeriler Rusya’nın en ilerici işçilerindendi.”

28 Kas 2020: Sovyetler Birliği’nde etnik ve dinsel sorun canlı yayınından: “Bolşeviklerin, 3 yıl içinde Rusya’nın Pertograd ve Moskova dışındaki topraklarına da hakim olmasını sağlayan, uluslara özerklik tanıma hamlesiydi.”

28 Kas 2020: Metin Kayaoğlu: “Lenin’den önce işçi sınıfı dışındaki kesimlerden bahsetmek Marksizmin dışına çıkmak anlamına geliyordu., Leninizmin Marksizmi dönüştürmesiyle, ezilen halkları kapsamaya çalışmamak Marksizmin dışına çıkmak anlamına gelmeye başladı.”

27 Kas 2020: Ezilenlerin tarihteki en başarılı eylemi olan Ekim Devrimi anısına düzenlediğimiz panelde büyük devrimimiz ve büyük kuruluşumuzun “ulusal ve dinsel sorun”a yaklaşımı tartışılacak.

26 Kas 2020: Bileşeni olduğumuz Halkların Demokratik Kongresi’nin binasına dün gece baskın yapıldı. HDK, başkaldıran ezilenlerin gözaltı ve operasyonlarla bitirilemeyecek mücadele okuludur. Saldırılara karşı HDK’yi savunmaya devam edeceğiz.

25 Kas 2020: “Ulusal haksızlık kadar proleter sınıf dayanışmasının gelişmesini ve güçlenmesini geciktiren hiçbir şey yoktur. İşte bunun için, ulusal azınlıklara ödün verme ve hoşgörüyle davranma hususunda yetersiz kalmaktansa aşırı gitmek daha iyidir.” (Lenin)

25 Kas 2020: Büyük Lenin sesleniyor: “Bir egemen ulusun bireyleri olarak bizim, tarihsel pratikte öteden beri ezilen uluslar ve topluluklara yapmadığımız zorbalık kalmamıştır. Üstelik zorbalığı biz hiç farkında olmadan yapar, ona buna hakaret ederiz.” (31 Aralık 1922)

25 Kas 2020: “Bugün artık yalnız bütün ülkelerin proleterlerinin değil, ezilen halklarının da temsilcileri durumundayız.’Bütün ülkelerin işçileri ve ezilen halklar, birleşin!’ Muhakkak ki Komünist Manifesto açısından bu değişiklik yanlıştır. Oysa günümüz politikası açısından doğrudur.”(Lenin)

24 Kas 2020: “Bir Başkadır’ın yazın alanında mazhar olduğu ilgi, “özne”sinin tasavvurunu çok çok aşmış durumda. Öyle ki dizinin kendisi değil ama hakkında/üzerine serimlenenlerin kendileri bir inceleme konusu olmayı çoktan hak etti.”

24 Kas 2020: “Bir Başkadır” dizisine emek verenler ile bu emek ürününü pazarlayanlar, sol kesimlerde diziye yönelik çılgınca derin ilgiyi ve yoğun tartışmaları muhtemelen şaşkın bir mutlulukla izliyordur.

24 Kas 2020: Kürsü yazısı: ‘Bir Başkadır’ Entelijansiyamız Yazan: Ömür Yurtöze

21 Kas 2020: “İbrahim Kaypakkaya, “halk” nedir, “ulus” nedir ve ulusal bir kurtuluş hareketini desteklemekle kendi kaderini tayin hakkını desteklemek arasındaki fark nedir gibi kavramları anlamamıza yardımcı olan bu harika makaleyi yazdı.” (Kaypakkaya’nın İngilizce yayıncısının notu)

21 Kas 2020: İbrahim Kaypakkaya’nın ulusal sorun üzerine yazılarının İngilizce yeni basımı yapılmış. Komünist önderin sağlam mantıksal yaklaşımının Türkçeden başka diller konuşan komünistlere de katkı yapacağına inanıyor, yayımcının notunu paylaşıyoruz.

19 Kas 2020: Bu sözler bir işçiden geliyorsa çok iyidir; onun politikleşmeye yöneldiğinin işaretidir. Ama aynı sözleri eden bir sosyalist ağır bir yanılgı içindedir. Sosyalist, işçinin güncel durumuna gerilemiş demektir. Oysa güncel haliyle işçi kutsal bir varlık değildir.

19 Kas 2020: Fedakâr ve yiğit Kamil Kartal yanılıyor. İşçinin devrimcisi ve faşisti bal gibi olur. Hedef, işçiyi AKP’liyken devlete karşı çıkarmaktır. Parasını aldıktan sonra işçi hala AKP’liyse politik mücadele başarısız olmuş demektir.

12 Kas 2020: Kürsü yazısı: “Pandemi, Veba ve Defoe” Yazan: Ali Tepe

10 Kas 2020: Teori ve Politika retweetledi

Siyasi Haber @SiyasiHaber.org

Metin Kayaoğlu yazdı – Çin Kültür Devrimi: Devrim içinde devrim yapmayı göze almak

7 Kas 2020: Ekim Devrimiyle, dünyanın ezilenleri düşmanlarını ezmeyi yaşadılar, baş mağdurlar olmaktan çıkabileceklerini anladılar. Tarihte çok kez ezmişlerdi düşmanlarının başını, ama unutmaya yüz tutmuşken iktidarı, Rusya’nın ezilenlerinin önderi Leninistler bir tarih armağan etti onlara.

7 Kas 2020: Ekim Devrimiyle, insan toplumlarının ezilenleri, küle gömülmüş olduğu sanılan kudret ve toplum kuruculuğu misyonunu günün gerçeği haline getirdiler. Ekim Devrimiyle, dünyanın ezilenleri 20. yüzyıla damgalarını vurdular. O bir tarih değil, yarına da vuracağız damgamızı!

7 Kas 2020: Bugün Ekim Devriminin 103. yıldönümü. Büyük devrimimize, büyük cüretimize, büyük gerçeğimize, büyük davamıza, büyük önderlerimize selam olsun. “İktidarı alacağız!” dediğinde delirdiği sanılan büyük gerçekçi Lenin’in devrimci ufkuna selam olsun.

6 Kas 2020: “Sovyet Devrimi’ne “20. Yüzyıl Sosyalizmi” deyip, yeni yüzyılı “21. Yüzyıl Sosyalizmi” sloganıyla işaretlemek, proletarya sosyalizmiyle araya sınır çekip, “Chavez sosyalizmi”yle aynı bloka dahil olmak demektir.”

6 Kas 2020: “Tasfiyecilik aslen bir yenilgi hastalığıdır. En belirgin özelliği inkarcılık, devrimci geçmişin reddidir.Partinin öncü rolü, illegal örgütlenme ve çalışma, devrimci mücadele biçimleri ve edinilmiş devrimci gelenekler terk edilir.”

6 Kas 2020: “Sosyalizmin bugünkü yenilgisinin kaçınılmazlığını meşrulaştırırcasına “SSCB yıkılmasa Marx yanılmış olurdu” diyerek Lenin’i ve Stalin’in boşa kürek çektiklerini ima eden “derin analistler” türedi.”

6 Kas 2020: “Sosyalizmin yenilgisi gibi, dünya karşıdevriminin zaferi de geçicidir. Önceki devrimleri doğuran emperyalist sistemin uzlaşmaz çelişkileri var oldukça, kapitalizm de depremleri tetikleyen fay hatları gibi devrimler üretmeye devam edecektir.”

6 Kas 2020: “Proleter dünya devriminin ilk ve öncü ülkesinin, yenilgilerle ve geriye dönüşlerle karşılaşmaksızın, çoğalıp genişleyerek, emperyalizmi ablukaya alacak güce ulaşması ve nihai sonucuna doğru ilerlemesi imkânsız değildi. Fakat zordu.”

6 Kas 2020: Kürsü yazısı: “Ekim Devrimi: Dün değil yarın” Yazan: Yaşar Ayaşlı (sendika.org’dan)

3 Kas 2020: Fransa ve Avusturya’daki saldırılar, İslamiyeti bir tefeci gibi kullananların elindeki kozları alıyor birer birer. Bu saldırılar en çok Tayyip Erdoğan’ı zor duruma sokuyor.

2 Kas 2020: Kendi küçük kulübesini koruma güdüsüyle Barzani haklı elbette. Ama “Kürtlerin büyük davası”nın yürütücüleri de haklı. Burada iki hak karşı karşıya: Devrimin ve teslimiyetin hakkı! Mesele, hangi tarafta olunduğudur.

2 Kas 2020: Kahramanlığı mazinin, korkaklığı günün karakteri olan Peşmergenin lideri Mesut Barzani, bölge halklarının ve Kürt mücadelesinin Baş Düşmanından korkarak Kürdistan devrimcilerini tehdit ediyor.

2 Kas 2020: Lenin, günümüzün Leninist ilkesini koyuyor: “Büyük Ruslar, çarlığın herhangi bir savaşta yenilgiye uğramasını istemezlerse ‘anayurdu savunamazlar’.”

2 Kas 2020: Büyük öğretmenimiz Lenin yolu gösteriyor: “Kendi yurdumuzun krallığı ile, yani yurdun en azılı düşmanları ile savaşmak için her türlü devrimci yola başvurmaksızın ‘anayurdu savunmamız’ imkansızdır.”

2 Kas 2020: “Köle doğmuş olmak kimsenin kusuru değildir. Ama hem özgürlük savaşına yan çizen, hem de köleliğini göklere çıkaran bir köle, meşru bir öfke, horgörü ve tiksinti uyandıran aşağılık bir asalaktır.” Lenin

30 Eki 2020: Nesnel gerçek nesnel gerçektir. Fransa ve Almanya ile Türkiye’de. Kilise ve cami ile cemevinde. Gerçeğin şu ya da bu yanını vurgulamakla taraflar oluşur. Siz hangi taraftasınız?

29 Eki 2020: 9- Türkiye Cumhuriyetinin tanı ve tarihine ilişkin görüşlerimiz Kaypakkaya’nın yarım yüzyıllık sağlam ve kategorik Marksist yaklaşımına dayanmaktadır.

29 Eki 2020: 8- Bugün baş düşman egemenlerin Kemalist kanadı değil ideolojisi dinbazlıkla karışık olan çetedir. Kemalistlerin yedeğine düşmeden baş düşmana karşı olunmalıdır.

29 Eki 2020: 7- Devlete egemen olanlar, yaklaşık yüzyıllık cumhuriyetin en azgın, en yağmacı, en bağnaz kesimleridir. Ama bir karşı-devrim için bile gereken kudretten yoksundur bu ekip.

29 Eki 2020: 6- Yüz yıl uzun bir süredir ve “orijinal Kemalizm” çok yıpranmıştır. Tayyip Erdoğan tüm bunlara karşın, Kemalist Cumhuriyeti yıkamamıştır.

29 Eki 2020: 5- Kemalist devrimden sonra 1950’de, 1971’de, 1980’de olanlar Cumhuriyeti yıkan karşı-devrimler değildi. Tayyip Erdoğan’ın yapabildiği de karşı-devrim değildir.

29 Eki 2020: 4- Türkiye’nin nesnel kurumsal politik yapısı bir İslam Cumhuriyeti kurmaya elverişli değil. Tayyipler ne kadar istese de bu kudrete erişemedi ve erişemez.

29 Eki 2020: 3- Cumhuriyetin ilanından başlayarak tarih “cumhuriyet zemini”nde egemenlerin iki gerici kanadı arasında ilerledi. Bu tarihte ezilenlerin demokratik istemleri sadece ezme konusuydu.

29 Eki 2020: 2- 1923’te kurulan Cumhuriyet, tarihsel olarak ileriydi. Sınırlı bir anti-emperyalist savaşın ardından, zayıflamış Sultanlığı kaldırdı. Ama Kemalist Devrimin cumhuriyeti hiçbir zaman politik olarak ilerici olmadı.

29 Eki 2020: 1- Egemenlerin dinbaz başat kesiminin en gerici cumhuriyetine karşı, egemenlerin dışlanmış Kemalist kesimlerinin tarihine kapılmadan, politikasına yedeklenmeden yürütülen Ezilenlerin Devrimci Cumhuriyeti mücadelesi kutlu olsun.

28 Eki 2020: Bizim baş düşmanla soluduğumuz hava, yaşadığımız toprak dışında hiçbir ortaklığımız olamaz. Özgürlük, din, inanç dahil…

28 Eki 2020: Baş düşmanla en küçük bir örtüşmeyi reddetmek, baş düşmana şu ya da bu gerekçeyle malzeme olmamak, baş düşmanı kahretme yükümlülüğünü ıskalamamaktır bütün mesele.

28 Eki 2020: Türkiye’de Tayyip Erdoğan, ülkenin ezilenlerine daha güçlü hakim olmak için bir operasyon yürütüyor. Macron’un sözleri ve İslamla ilgili karikatür bunun basit bahanesi.

28 Eki 2020: Fransa’da Macron, ülkenin ezilenleri arasındaki Müslümanlara karşı bir operasyon yürütüyor. Bir öğretmenin öldürülmesi bunun basit bahanesi. Fransa’da mücadele eden ezilen yanlısına düşen, devletin operasyonunun malzemesi olmamaktır.

19 Eki 2020: “Garbis’in nitelik ve mücadelesi işkencedeki yenilmez tavrına indirgenemez. Onu asıl belirleyen şey, Marksizm-Leninizm’e inanarak son nefesine dek eğilip bükülmeyen bir komünist savaşçı olarak tüm yaşam enerjisini davasının hizmetine sunmasıydı.”

19 Eki 2020: “Garbis Altınoğlu, eğilmez bükülmez bir komünist olarak yaşadı. Tanınan bir komünistti. Fakat yaşamının hiçbir döneminde şöhret düşkünlüğüne prim vermedi. Sade, alçak gönüllü bir yoldaştı.”

19 Eki 2020: Kürsü yazısı: “Garbis Altınoğlu Türkiye Devrimci Hareketinin Değeridir” Yazan: Hasan Ozan

15 Eki 2020: “İngiltere’de Emekçi Sınıfın Durumu adlı çalışmasında, emekçilerin yaşam koşulları ile salgın hastalıkları ilişkilendiren Engels, tıbbın işlevini ‘İngiliz emekçi halkı da şimdi kendi zararı, ilaç firmasının büyük kârı için uydurma ilaçları kullanıyor’ şeklinde özetler.

15 Eki 2020: Kürsü yazısı: “Pandemi ve Restoratörler” Yazan: Ali Tepe

14 Eki 2020: Ölümünün birinci yılında komünist devrimci Garbis Altınoğlu’nu, Füsun Erdoğan, Aydın Çubukçu, Recep Maraşlı, Metin Kayaoğlu ve Nazım Taban’ın konuşmacı olacakları bir panelle bugün saat 20.00’de (Tr saati) anıyoruz. ZOOM (bağlantı linki hesaplarımızdan paylaşılacaktır.)

11 Eki 2020: Türkiye’nin ilk teorik Marksisti Hikmet Kıvılcımlı, 11 Ekim 1971’de öldü. Kıvılcımlı, Marksizmin özgülleşmesinin tayin edici önemini anlayan ve bunun için bilinmeyen alanlara girmeye cüret edendir. Saygıyla anıyoruz.

8 Eki 2020: Kürsü yazısı: “Dağlık Karabağ savaşına karşı tutumumuz” Yazan: Mehmet Güneş

4 Eki 2020: Bugün “demokratik mücadele” denilen kavramın somut karşılığını İzmir Barosu’nun tutumunda buluyoruz. Türkiye’de en dar anlamda bile bir demokratik marj varsa bu türden eylemli tutumlarla ortaya çıkacaktır.

2 Eki 2020: Kars’ta HDP’li belediye başkanı yerine kayyım atanan vali, belediye binasına girerken namaz kılmış. “Bu din” ile “bu devlet”in nasıl ayrılacağını, İslamın ezilenlere açık olduğunu savunanlar açıklamakla yükümlüdür.

30 Eyl 2020: “12 Mart’tan arta kalan kuşağın insanları 1974-80 kuşağına önderlik edecek kimlik ve kapasitede değillerdi. ‘74 kuşağı, ruhu devrimle yoğrulmuş, devrimci enerji dolu, adanmışlığı Denizler’den, Mahirler’den, İbrahimler’den devralmış bir kuşaktı.”

30 Eyl 2020: “THKP-C’nin lider kadrosundan arta kalanlar Perinçek’in partisine katıldılar. Devrimci Yol’un bir nolu liderinin gerçeğini kendi samimi anlatımlarından, TKP-ML’de Kaypakkaya’dan sonraki kişinin gerçeğini zindandan çıkar çıkmaz yeniden Perinçekçi olmasından biliyoruz.”

30 Eyl 2020: “12 Eylül sonrasında TDKP liderliği poliste örneği az bulunur bir politik-manevi çöküntü yaşadı. Oysa aynı günlerde, hatta aynı mekanda gencecik kadrolar onurlu direniş örnekleri sergiliyorlardı.”

30 Eyl 2020: “(1976’dan sonra) TDKP önderleri, Kaypakkaya’nın düşüncelerini devralıp sonra da Kaypakkaya hakkında en olmadık şeyler söyleyebildiler. Böylece düşünsel-siyasal ahlak yönünden de zayıf olduklarını göstermiş oldular.”

30 Eyl 2020: “Kaypakkaya, Türkiye’nin özgün koşullarına bakarak Kürt sorunu ya da örneğin Kemalizm üzerine farklı şeyler söylemeye çalıştı. Bunu yaparken belli hatalar da yaptı kuşkusuz. Ama bunları yapan, öldüğünde daha yirmiüç yaşında olan gencecik bir insandı.”

30 Eyl 2020: “Genç Kaypakkaya o güne kadar genelde benimsenen bazı kabulleri bir yana bırakarak, özgün bazı şeyler söylemeye çalıştı. Çin Devrimi modelini neredeyse olduğu gibi taklit ettiği bir gerçektir, ama gerçek hiç de bundan ibaret değildir.”

30 Eyl 2020: “Mahir Çayan gencecik bir insan olarak bir dizi özgün tez koydu ortaya. Elbette dünya örneklerinden, Küba ve Çin devrimlerinden belirgin bir esinlenme vardı. Ama kendine göre bir bakışaçısı, bunun ifadesi bir özgünlüğü de vardı.”

30 Eyl 2020: “1976 sonbaharında Mao Zedung öldüğünde ona tam bir tapınma düzeyinde sahip çıkanlar, yalnızca bir buçuk sene sonra onu en bayağı ve inkarcı bir biçimde reddedebildiler. Bir uçtan öteki uca bu denli kolayca savrulabildiler.”

30 Eyl 2020: “Mahir Çayan ya da İbrahim Kaypakkaya’nın yazılarını devrimciler bugün hâlâ da belli bir ilgiyle karşılayabiliyorlar. Ama ‘70’li yıllardan bugüne kalan anlamlı bir şey bulmak çok zor. Bu, o dönem ortaya ciddi ve kalıcı bir düşünce konulamadığının en dolaysız bir göstergesidir.”

30 Eyl 2020: H. Fırat, Türkiye’nin en sorumlu devrimcilerinden biri olarak devrimci tarihi eleştirmeyi sürdürüyor. İşte, yoldaşı Teslim Demir’in anısına kaleme aldığı yazıdan bazı görüşler…

30 Eyl 2020: Türkiye’nin ilk komünist devrimcisi İbrahim Kaypakkaya’nın örgütlü yaşam içinde kullandığı adlardan biri “Haydar Fırat”tı. Ondan uzun yıllar sonra, Ekim dergisinin yazarı H. Fırat, Kaypakkaya’nın devrimci mirasını ayrıldığı örgüte karşı tutarlı ve sağlam bir şekilde savundu.

27 Eyl 2020: Olay, iki küçük devletin gerici emellerini aşıyor ve Türkiye gibi yayılmacı politika izleyen bölge devletlerini hesaba katmayı zorunlu kılıyor.

27 Eyl 2020: Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmada Türkiye’nin bildik saldırgan heveslerini gözden kaçırmamak zorunlu. Geçenlerde Suriye’den paralı çakalların Azerbaycan’a yollandığı haber edilmişti.

25 Eyl 2020: HDP operasyonu tam ve kesin bir politik işlemdir. Bu işlemde hukuk denen şeyin payı sıfırdır. Politik işleme karşı mücadele politik olmalıdır. Hukuksal mücadele arayışı “alaturka demokrasi”nin çerezi olmaya yarar.

19 Eyl 2020: “Çocuklara masal anlatır gibi, “Hazırlık yaptık, direndik fakat engel olamadık” diyenler ise inandırıcı olmaktan uzaktırlar.”

19 Eyl 2020: “Bu dönemde ağır basan faşist darbeye karşı direnmemek, üstüne düşen görevleri yerine getirmemekti. 12 Eylül tarihimize dövüşerek alınmış haysiyetli bir yenilgi olarak değil, direnişsiz yenilgi olarak geçti.”

19 Eyl 2020: 12 Eylül muhasebesi nasıl yapılmamalıdır? Yaşar Ayaşlı (sendika.org’dan)

16 Eyl 2020: Faşist Bahçeli, savunma mevzisini gösterdi. Bugün bir “demokrasi cephesi” varsa, ön safında TTB bulunuyor. Koronada çuvallayan devlete karşı gayet meşru mücadele çağrısı yapan TTB savunulmalıdır.

11 Eyl 2020: Kürsü yazısı: “Salgın Paralaksı” Yazan: T. Tansel Tankurt

9 Eyl 2020: Mao Zedong, Marksizmin Avrupalı bir düşünce olmasına karşı Lenin’in başlattığı teori ve politikayı geliştirdi. Bizlere düşen, Marx’tan Lenin ve Mao’ya uzanan Marksist devrimciliği yeniden kurmaktır.

9 Eyl 2020: Marksizmin son evrensel önderi Mao Zedong, 9 Eylül 1976’da uzun, verimli ve çetin bir yaşamın ardından öldü. Başkan Mao’yu saygıyla anıyoruz.

7 Eyl 2020: Demirtaş’ın misyonu nedir? HDP’nin eşbaşkanlar üstü lideri midir Selahattin Demirtaş? Demirtaş, açıklamalarını HDP’nin onayıyla mı yapmaktadır?

7 Eyl 2020: Demirtaş, gayet açık bir şekilde burjuva ölçülerinde bile olmayan “alaturka demokrasi”yi savunuyor. HDP’nin demokrasiden anladığı bu mu?

7 Eyl 2020: Demirtaş, HDP’nin çok dillendirdiği “demokrasi ittifakı”nın bileşenlerini açıkça anlatmış. Şimdi HDP’ye düşen bu konuda ne düşündüğünü net bir şekilde açıklamaktır.

1 Eyl 2020: “Barış nedir? O, sadece silahların susması ve silahlı çatışmanın sona ermesi midir? Hayır, barış bu değildir ya da asla bundan ibaret değildir; o silahların susmasının ötesinde, savaşa ya da silahlı çatışmaya yol açan nedenlerin ortadan kaldırılmasıdır.”

1 Eyl 2020: Kürsü yazısı: Savaş ve Barış Üzerine -“Barış Süreci” Yazan: Garbis Altınoğlu

30 Ağu 2020: 13- Bugünün Türkiye’sinin yeni bir kurtuluş savaşı verdiğini söyleyenler ise Tayyip Erdoğan dünyasının yancısı basit “karşı-devrimciler”dir sadece.

30 Ağu 2020: 12- Kurtuluş Savaşının emperyalizme karşı boyutunu görmeyerek mikro tarihin kılcal damarlarında dolaşanlar “büyük liberal teori”nin basit taşıyıcılarıdır sadece.

30 Ağu 2020: 11- Türkiye’nin 1919-22 yıllarına, ne önceki ne de sonraki hiçbir dönem hiçbir şekilde benzetilemez. Olumlu ya da olumsuz her benzetim girişimi, egemenlerin iki kanadından birine eklemlenmenin yollarını döşemeye hizmet eder.

30 Ağu 2020: 10- Komünistler Kurtuluş Savaşında bağımsız varlıklarıyla yer almayı başaramadı ve o, bundan dolayı bizim savaşımız değildi. Ama Kurtuluş Savaşı kuşkusuz sınırlı olarak anti-emperyalisttir.

30 Ağu 2020: 9- Devrimin ve sosyalizmin gerçeğini, devrim ve sosyalizm nutkuna boğdurmaya çalışanların anlayamayacağı türden işler tarih ve politika. Marx’ın en büyük öğrencisi Lenin, o yüzden ayrışmıştır geçmişin, bugünün ve geleceğin sosyalistlerinden.

30 Ağu 2020: 8- Yüreklerindeki saflığı kafalarındaki saflığa ve oradan eylemlerindeki saflığa bir zincirin halkaları gibi uzatanlar hiçbir şeyi başaramaz ve tarihin yaman eleştirmenleri olurlar sadece.

30 Ağu 2020: 7- Büyük önderimiz Lenin’in Kemalistlere desteği hiçbir şekilde yanılgı değildir. Politikanın jeo-politikadan ayrılamayacağını bilen devrimci gerçekçi Lenin, ne yaptığını ve kimleri desteklediğini gayet iyi biliyordu.

30 Ağu 2020: 6- Türkiye’yi savunmayı kendini savunmanın bir parçası gören Leninist Sovyetler Birliğinin yardımıyla Kemalistler, emperyalist güçlere ve onların Anadolu’ya sürdüğü Yunanistan güçlerine karşı savaş başlatmıştır

30 Ağu 2020: 5- Ankara merkezli mücadele aynı zamanda emperyalistlerin kuklası olan Osmanlı’ya karşı bir mücadeledir. Kurtuluş Savaşı, savaşta yıpranmış emperyalistlere karşı, beklenmeyen bir direniş iradesi ortaya koymuştur.

30 Ağu 2020: 4- Kurtuluş Savaşı, Osmanlı devletinin emperyalist bir savaşın tarafı olarak yenilmesinden sonra ortaya çıkmıştır ve 1914 ila 1918 yıllarındaki eylem ve işlemlerle Kurtuluş Savaşı arasında kategorik ayrım vardır.

30 Ağu 2020: 3- Kurtuluş Savaşı, bir Türk-Yunan mücadelesine indirgenemez. Sınırlı bir anti-emperyalizme sahiptir ve içeride zayıf bir demokratik boyutu vardır.

30 Ağu 2020: 2- Kaypakkaya, liberal ve ulusalcı yaklaşımlara karşı Marksist bariyerdir. Kaypakkaya’nın görüşleri, ulusalcılığın sol harekete egemen olduğu bir ortamda oluşturuldu; fakat o, liberal tarih anlayışına karşı da aynı kategorik sağlamlığa sahiptir.

30 Ağu 2020: 1- 30 Ağustos vesilesiyle bir kez daha… Türkler, 1919-22’de bir Kurtuluş Savaşı vermişlerdir. Aradan geçen yarım yüzyıla karşın bu konuda Marksist devrimciliği hâlâ İbrahim Kaypakkaya’nın sapasağlam ve tutarlı görüşü temsil ediyor.

27 Ağu 2020: Ölüm orucu direnişçisi Ebru Timtik şehit düşmüş. Şehidi saygıyla selamlıyoruz.

25 Ağu 2020: Özgürlükçü aşağıdan solculara kutlu olsun! Kervanlarına Birikimciler ve Ahmet Hakan da katıldı. Özgürlük ve mülkiyet yani mülkiyet özgürlüğü onların, böyle bir özgürlüğe karşı savaş bizim olsun.

25 Ağu 2020: Lukaşenko ile Türkiye’deki baş düşmanı aynılaştıranlar, sağını solunu bilmeyen, bilmek de istemeyen aşağıdan solculardır. Aşağıdan bakınca yukarıdaki herkes aynı görünüyor bu solculara. Ama Batının özgürlükçü devletleri hariç elbette.

25 Ağu 2020: Belarus’ta emperyalist büyük güçlerle işbirliği içinde bir muhalefet ve bunlara direnmeye çalışan bir iktidar var. Lukaşenko’ya diktatör demek aklını liberal peynirle yemenin ta kendisidir.

25 Ağu 2020: Bugün Belarus’ta, devrimci ya da demokratik bir alternatif yok. Ya Batıcı, vahşi özelleştirmeci, mülkiyetçi ve özgürlükçü muhalefetin ya da sosyalizmin ve eşitlikçiliğin elbette çoğu çürümüş eski değerlerini savunmaya çalışan Lukaşenko’nun yanındasınız.

25 Ağu 2020: Belarus sosyalist bir ülke değil elbette. Ama “sosyalizm deneyimleri”nin kalabilen en iyi birtakım özelliklerini Avrupa’da hâlâ koruyabilen tek ülke.

25 Ağu 2020: Ey, sağını solunu ayırt etmez solcular; mülkiyet özgürlüğünü mü savunuyorsunuz kimselere bırakmadığınız yalancı “anti-kapitalizm”inizle birlikte?

25 Ağu 2020: Esrikçe yükselen “özgürlük!” çığlığı, dünyada muhalefet hareketinin tehlikeli eğik düzleminin en iyi simgesi bugün. Bu özgürlüğün, vahşi mülkiyet özgürlüğüyle ayrılmazcasına karışık olduğunu anlamıyor “aşağıdan solcular”.

25 Ağu 2020: Belarus’ta başlayan kitle gösterileri, sözümona “küresel isyan dalgası”ndan başı dönmüş “aşağıdan solcular”ı sarhoş etmeye yetti: Diktatörlüğe karşı özgürlük çığlıkları atmaya başladılar.

 

21 Ağu 2020: Kürsü yazısı: “Küresel Maoizm” Yazan: Hasan Keser.

Yazarın Diğer Yazıları

Aynı kategoriden yazılar