Deniz ve Mahir için ’71 çıkışı, teorik değilse de pratik olarak Kemalizm’in etkilerinden kopuş yönünde atılmış önemli bir pratik adımdır. Kemalizm, 71 devrimcilerinin dönüşüm sürecinden kaynaklı bir doğum lekesinden, vaktini tamamlayınca kopup düşecek bir kabuktan başka bir şey değildi.
İnsanlar, kentler ve çeşitli görüşmelerden Çin izlenimleri
Mehmet YücelMEHMET YÜCEL yazdı: "Seçimlerin ikinci turunun tartışıldığı şu günlerde Çin'e dair izlenimlerimin ne ölçüde ilgi çekeceğini doğrusu bilemiyorum. Yine de ilginç bulduğum şeyleri paylaşmayı Türkiye sosyalist hareketine karşı bir görev sayıyorum."
Videolarında konuşma yaparken sırtının bir yanına Atsız’ın diğer yanına Nâzım’ın kitabını alan Kürt (Zaza) Alevisi “Piro” Cumhurbaşkanlığına daha yakın görünüyor. İlk Alevi Cumhurbaşkanı. “Laik, sosyal, hukuk devleti” için ilk olması biraz oksimoron gibi duruyor ama vaziyet budur.
Demokratik modernite’ye modernite’nin kodları ile bakarak sosyalizm göremeyenler; o kodları bir yana bırakmadığınız sürece demokratik modernite’deki sosyalizmi asla göremeyeceksiniz!
HDP ve etrafındaki güçler, Kılıçdaroğlu’nu umut olarak sunmadan taktik manevra kapsamında darbeyi Erdoğancı diktatörlüğe indirmelidir. Yurtsever hareket ve HDP merkezli politik kuvvet, milyonlara dayanan bir kuvvettir. Maddi-politik bir güç olarak karşı-devrim içindeki parçalanmaya oynama yeteneğine sahiptir.
Kayaoğlu’nun samimiyetine ve iyi niyetine dair bir kuşku duymuyoruz. Ancak, Kayaoğlu’nun bu makalesinin, içinde bulunduğumuz konjonktürün görevlerini, [...] bulanıklaştırdığını düşünüyoruz.
Yazıda eleştirilen modernist açıklamalar “Emperyalizme düşman olduğumuzu illa ki belli etmeliyiz” takıntısından kaynaklanıyor. Leninist tarzda bir Makyavelizmi anlayamamış, siyaseti halen steril önkabullerle yürütülebilen bir faaliyet alanı zanneden solculuk türünün yansımaları bunlar.
Hasan Cemal ve Cengiz Çandar gibilerden sola hayır gelmez. Dün ANAP’çıydılar bugün değiller, dün AKP’ciydiler bugün değiller, bugün HDP’ci olurlar yarın olmazlar. Dönek enerjisini dönmekten alır, bir davaya hizmetten değil
‘HDP’li Sosyalist Vekiller’ ve ‘HDP ile İttifak Yapan Sosyalist Vekiller’
Ali TekinEğer onca Marksist devrimci vekile rağmen parlamentonun olağan akışına az da olsa zeval gelmemişse, o vekiller hâlâ burjuva parlamenterler ve burjuva medya/hukuk tarafından “teröristlik” yapmakla suçlanmamışsa; sosyalist vekillik fayda getirmediği gibi, potansiyel devrimciliğin örgütlü yapılara akması açısından da bir kaldıraç özelliği kazanmamıştır.
Devrimci bir seçim taktiği bahanesiyle HDP’den uzak durma politikası sosyal şoven bir sınıfsal, ideolojik-politik kimliğin bas bas bağırmasıdır. Sermaye ve faşizmin baskısının ürünü olan “Kürtlerle bir arada görünmemek” politikası, düpedüz politik özgürlük mücadelesinden kaçma politikasıdır.
Diğer...
Kemalistlerin yüz yıl önce kurdukları cumhuriyetin tarihsel sınırları tam da burada başlıyor. Milli Mücadele sürecinde seferber olan Türkler, devlet olarak örgütlenmeyi başardılar ve egemen ulus olarak tarihsel sürece dahil oldular. Ancak bugün yardım kampanyalarında seferber olan Türkler devletsiz, inançsız ve kahramansız bir varlık olma halini yaşıyorlar.
İhtilal seçeneğinden kafa olarak uzaklaştırılan garibanlara tek bir şık dayatılıyor: İntihar. Elbette bu intihar (çoğu zaman) kelimenin gerçek anlamıyla yaşamına son vermek anlamına gelmiyor. Bir insanî, sosyal, ekonomik, siyasal, felsefî varlık olarak kendi yaşamına son vermekten bahsediyoruz. Yani nefes alıp vermeye devam eden bir cenaze olmaktan. İş yerleri ve evleri kendi tabutları olan yığınlardan.
Türkiye seçime giderken elimizdeki örnek: Diktatör Marcos'un Filipinleri
Kamuran Kızlak
Türkiye, son derece kritik, ülkenin kaderini belirleyecek bir seçime (aslında bir referanduma) giderken Trump, Bolsonaro, Duterte gibi “yeni Faşist”lerin (Trumpgillerin) yönetimi ve sonlarıyla bir benzerlik kurulmaya çalışılıyor, onlarla karşılaştırmalar yapılıyor. Oysa bu eksik, belki de hatalı bir karşılaştırma. Kanaatimce, bir karşılaştırma yapmak için doğru örnek Filipinleri 1965-1986 arasında yöneten faşist diktatör Ferdinand Marcos ve kurduğu rejim.
Genellikle kapıyı çalan üç seçenekten birisi olurdu: Birinci seçenek komşu dolmuş şoförü Muharrem; ikinci seçenek kadim dostu Celal, üçüncüsü de siyasi polis…