Ana SayfaKürsüLiberalizmin sefaleti

Liberalizmin sefaleti

Liberalizm gerçek bir soruyu duymamak/görmezden gelmek eğilimindedir. 

Örneğin, bir liberal, azınlıkların haklarından çoğunluğun bir üyesi olduğu sürece bahsetmekten hoşlanır, ama hasbelkader o azınlığın bir üyesi durumuna düştü mü, “Benim hemen bu durumdan kurtulmam gerekli” diye düşünür. Üçüncü dünya ülkesinde yaşıyorsa, kendini birinci dünyanın bir azınlığı değil, onlara şefkat gösteren çoğunluğun bir üyesi olarak hayal eder.

Liberalizmin çeşitli varyantları da bu ölçüt ile belirlenebilir. Hayvan hakları liberali, hayvanlara –sorumluluğu ve bedeli az olduğu ölçüde– ilgilidir, ama şiddetle mücadele eden insanlara –bedeli yüksek olduğundan– ilgisiz ve umursamazdır.

Hayvanlar söz konusu olduğunda onlarda insani bir öz bulurken, nedense o insani özü, asıl bulması gereken yerde, ezilen insan topluluklarında bulamaz.

Liberalin feministi, kadını erkeğin himayesinden çıkarmak gerektiğini ifade eder. Kadın bedeninin meta olmasına isyan eder ama kapitalizmin her bedeni meta haline getirdiğini bilmek istemez.

Onun için, erkeğin kadını metalaştırması tüm mücadelenin özüdür. Onun bedeni erkeğe karşı bağımsız olmalıyken, düzen tarafından o bedenden elde edilen sömürü söz konusu ise bu durum ikincil, önemsiz, acil olmayan, heyecan vermeyen bir konudur.

Oysa ki “beden ve karar” onunsa her iktidar kaynağına karşı öyle olması gerekmez mi? Devletin de özünün erkek olduğu söylenir. Bu durumda yine şekli şemaili belli olmayan, koyduğu yerde durmayan erkek imgesine karşı, ortada aygıtlarıyla birlikte somut devlet varken bu devlete karşı durulmaz. 

Liberal feministin, liberal sosyalistle benzeştiği alan da budur. Liberal sosyalist, anti-kapitalist söylemiyle kapitalizme, onun adaletsizliğine karşıdır ama kapitalizmin somutlaşmış aygıtı devlete karşı isyan nedense söyleminde yoktur. Feminizmin erkeği gibi, ortada bulunmayan bir “patron”a karşı mücadele eder. Tüm patronlar sırf patron olmaktan kaynaklı kötüdür. 

Liberalizmin, giderek ne türde bir idealizm sergilediği göze çarpıyor. Adeta Star Wars’taki “gücün iyi ve kötü” yanlarının söylemde savaşımına benziyor bu idealizm. Işın kılıcı gibi varsayımsal bir güç oluyor söz bu liberalizmin ellerinde. Gerçek sorunları da ışık oyunu ile çözüyorlar. Liberalizmin şiddeti, gerçek politik olaylara ne derece söylem üzerinden baktığı, ne derece tarafları idealize ettiği ve bu sayede söz konusu gerçekten ne derece uzaklaştığı ile koşuttur.

Liberalizmin söylemi “iyi ve özgür” olmaktır, ama varoluşu bu ideolojiyle tamamen zıt şekilde, gerçek sorunları duymamak, ilgilenmemek, sessiz kalmak, bedeline razı gelmemektir. Özgürlük gerçeklikte değil söylemde kurulduğu ölçüde köleliğe daha da yakınlaşır.

Sola (daha doğrusu Marksizme) dışarıdan gelip yerleşen liberalizm ile alışveriş yapılabilir. Onun sorunsalını sahiplenmemek ve ideolojisini almamak şartıyla… Ama görünen o ki sorunsal da sahiplenilir olmuştur.

Yazarın Diğer Yazıları

Aynı kategoriden yazılar