Ana SayfaKürsüMerdan Yanardağ’a Gerekli Bir Cevap

Merdan Yanardağ’a Gerekli Bir Cevap

Yaşar Ayaşlı

Teori ve Politika’nın Sunuşu

Yaşar Ayaşlı’nın sendika.org’da yayınlanan yazıları üzerine Merdan Yanardağ, okuyan aklı başında herkesin “çok kötü” olduğuna kanaat getireceğinden emin olduğumuz bir şeyler yazdı. Bunun üzerine Ayaşlı’nın, yazının yayınlandığı Birgün gazetesine bir notla birlikte yanıt yazısı gönderdiğini ancak makul bir süreye karşın herhangi bir karşılık almadığını öğrendik.

71 devrimciliğinin kurucu kuşağından ve uzun yılların örgütlü önder devrimcisi Ayaşlı, devrimci konumunu kararlılık ve katkılarla sürdürüyor.

Yaşar Ayaşlı’nın yanıtına yer vermeyi bir yükümlülük olarak değerlendiriyoruz.

*

“Not: Yaşar Ayaşlı adlı bir arkadaş, geçen haftalarda Ergin Yıldızoğlu’nun ‘Yeni Faşizm’ adlı son derece zihin açıcı, öncü fikirler içeren ve nitelikli bulduğum kitabı hakkında sendika.org adlı web sitesinde bir eleştiri yazdı. Ardından karşılıklı bir tartışma yürüdü. Ayaşlı, adabıyla yürütemediği bu tartışmayı net olarak kaybetti. İsim yapmaya çalıştığı anlaşılan bu arkadaş, hayli uğraştığı görülen yazılarında, bir yandan teoride yeniliğe, gelişmeye ve yenide üretime kapalı bir ‘selefi’ olduğu gibi, diğer yandan da bilgisizliğin verdiği temelsiz bir ukalalık içinde. Çünkü, kendisini sosyalist hareketin trafik polisi sanıyor. Bu nedenle olacak, sosyalistleri tasnif etmeye, yaftalamaya, geleneklerini sorgulamaya vs. kalkışıyor. Bu kendinden menkul ukalalık, bilgisizlik ve görgüsüzlükle birleşince çekilmez oluyor. Örneğin, Yıldızoğlu ile tartışmayı ilerletemeyince, ‘Kitabını Sol Kemalist Merdan Yanardağ beğenmiş, o halde tezlerin yanlış’ diye saçmalıyor. Sataştığı başka kişiler de var. Öncelikle belirteyim, ‘Sol Kemalist’ olmak da ayıp değil, ama ben Marksist bir sosyalist ve devrimci olduğumdan eminim. Ancak, pek devrimci gerekçelerle, liberal tezleri savunan bu arkadaş, hem ne olduğunun hem de ne söylediğinin farkında bile değil. O nedenle, önce uzun bir yanıt vermeyi düşündüğüm halde, sonra ‘değmez’ diye vazgeçtim. Bu not fazla bile!”

Birgün gazetesinde yazdığı “Faşizm ve İslamcı faşizm-II” adlı yazısına düştüğü dipnotta bunları söylüyor Merdan Yanardağ. Bilmem kaç satırda dediklerini tekrar edeyim: Adabım eksik, isim yapmaya çalışıyorum, bilgisizliğin verdiği temelsiz –temellisi nasıl oluyorsa‒ bir ukalalık içindeyim, (tekrar etmeye doyamıyor) ukalayım, bilgisiz ve görgüsüzüm, kendimi sosyalist hareketin trafik polisi sanıyorum, selefiyim, yaftalıyorum, saçmalıyorum, sataşıyorum, liberal tezler savunuyorum, ne olduğumun ve ne söylediğimin farkında değilim.

Bu büyük kişilik, bunlara rağmen, önce uzun bir yanıt vermeyi bile düşünmüş ama sonra beni taltif edeceğine karar vermiş ve vazgeçmiş. Ettiği sözleri fazla bile görüyor ama gene de uzun olmasa da bu lafları etmeden duramıyor.

Bahsettiği yazıları okumamış, tartışmadan haberdar olmamış biri sanırım bu kadar öfkeyi, kini, garezi hak ettiğimi düşünür. Hakikaten, bu kadar kin neden kaynaklanır?

Merdan Yanardağ’ın beni tanıyıp tanımadığını bilmiyorum, ama “adlı biri” olarak andığına göre bilmezden gelmeyi tercih ediyor. Ama sendika.org “adlı” web sitesini devrimci çevrelerin kendisinden çok fazla bildiğinden eminim.

Yazılarımda adını andığım doğru, ama her biri uzunca olan bu yazıların hiçbir yerinde eleştiri olarak yukarıdaki sözleri andıran bir sıfat kullanmamış olmamın bir eksiklik olduğunu görüyorum. Seni de Yıldızoğlu’nu da tanımıyorum ve normal varsaymak durumunda olduğum birer kişi olarak normal karşılıklar beklerdim elbette.

Ergin Yıldızoğlu’nun “Kitabını Sol Kemalist Merdan Yanardağ beğenmiş, o halde tezleri yanlış” dediğimi yazıyorsun. İşte şimdi benim sıfat kullanmam gerekiyor: Yalancısın Merdan Yanardağ! Açıkça yalan söylüyorsun. Ben böyle bir şey demedim.

Boks maçında taraf tutan Yahudi hakemin ivecenliğiyle rakip yere bile düşmeden, “Bir, beş, on; Mişon şampiyon” dediği gibi, beni Yıldızoğlu karşısında yenik ilan ediyorsun. Ne yapacağız bu konuda? Beni galip sayanlarla karşı tarafı galip sayanları oylamaya mı tabi tutacağız? Yoksa senin hakemliğini sineye mi çekeyim?

Seni veya Yıldızoğlu’nu eleştirmek neden ün kazanmaya çalışmak olsun? Çok büyük adamlar olduğunuz için mi? Devrimci çevrelerden gelen biri olsan beni tanımanı beklerdim. İsim yapmaya çalıştığımı söyleyen senin gibi birine nasıl cevap verileceğini de ben gayet iyi bilirim.

Bunu söylemekten bile hicap duyarım, ama şu ülkenin devrimci toprağında kanım ve terim var. Üstelik, sicilinde devlet içi çekişmeler bulunanlarla adımın anılması da hiç isteyeceğim bir şey değildi.

Sana değil bu sözlerim Merdan Yanardağ; bu satırları okuyacak genç kuşaktan devrimci ve devrimci adaylarına… Senin derdin devletini kurtarmak; benimkinin bu devletin hakkından gelmek ve sulandırılmamış sosyalizm olduğunu söylememe gerek var mı bilmem. Devletinin Kemalizmi ve Avrasyacılığıyla oynaşıp duruyorsun. Buna rağmen kendini Marksist mi sayıyorsun! Bunu Marksizmin gücüne senin cehaletine yorarım sadece. Marksizm burjuva solculuğunun üzerine dökülen sos değildir. Sen düzen içi bir solcusun, cumhuriyetçilerin sol kanadındansın. Bu kadarı yetsin sana.

Ama tümden haksız da sayılmazsın. Şımarmış, şımartılmışsın.

Biz ayrı ideallerin, ayrı ideolojilerin, ayrı yolların, ayrı sınavların insanlarıyız. Birbirimizle kıyaslanamayız. Ama zamanın ruhunun sana ölçüsüz laflar etme yetkisi verdiğini sanıyorsun. Bunda da tümden haksız değilsin ne yazık ki…

Uzun lafa gerek yok. Düstur edindiğim şu veciz sözü kanıtlamış oldun:

“Asla bir domuzla güreşme, ikiniz de kirlenirsiniz. Ama bu sadece domuzun hoşuna gider.”

 

(Bu sözü de hakaret olsun diye değil, durumu iyi yansıttığı için aktardım. Teşbihte hata olmazmış.)

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Yazarın Diğer Yazıları

Aynı kategoriden yazılar