Ana SayfaArşivSayı 64-65Türkiye Denen Ülke

Türkiye Denen Ülke

                 

 

Türkiye  
 
Türkiye Denen Ülke

A. Ercüment Özkaya

 

   Miladi 21. yüzyıl Hicri 15. asır

Bir

Sıkışan meydanların ve daralan hayatlarımızın üzerinde

gökte demir eşekarıları dolanıyor

akrepler ve üniformalı tek biçimli solucanlar kıvranıyor

                                                     yerde

     korkak ve alçak

              bu yüzden zalim

                        sert ve katı

                             bir karikatür

                                        höykürüp anırmaktadır

nefes alınmaz gazlar içinde

                                  soluyoruz

yer altında ölüyoruz

                   yer üstünde ölüyoruz

kaydeden

gözler ve kulaklar

kayıt altında

suçlarımız ve günahlarımız

vakti geldiğinde aleyhimize şahitlik etmek üzere bekler

bize ait sandığımız organlarımız

             (ve ne ne zaman suç

                  ne ne zaman günah

                    itham edilinceye kadar

                      yüzümüze çalınıncaya kadar

                                                     bilmiyoruz)

bir damla su

           iki dal yeşil

                     üç günlük gençlik

hedeftir.

Miladi 21. yüzyıl, Hicri 15. asır

iki

   Her şey o kadar hızlı oldu ki

temiz topraklar

       çoktan tükendi

                  geride kalan

                      üç damla su ve bir avuç yeşil

hedeftedir

yeni ve yadırgı gazlara yer açmak için

              gerilere çekiliyor oksijenle azot

ve güneş artık

               merhametli bir can verici değil

ya çok uzakta solgun bir penceredir

ya çok yakında kızgın bir azrail

gümrah ormanların ve yeşil çayırların

                           bakiyesi bir tutam çelimsiz ot

                 budur ve böyledir

           hicri on beşinci asırda türkiye’de hayat

üç

her şey o kadar hızlı oldu ki

düştüğüm yerden

           çabucak kalkıncaya kadar

çoktan değişmişti içine doğduğum dünya

o güzel insanlar o güzel atlara

                     binip gitmiştiler

atlar gitmiştiler

  – mahzun bakışlı öküzlerin yerinde

                     cam gözlü çelik dişli traktörler –

bildiğim ve sevdiğim insanlar

                  tanıdığım hayat

                                   bitmiştiler

Yerlerine gelenler

Yerlerini alanlar

    İşte bu, işte bunlar

Hep zor olmuştu

    ve şimdi de zor bu ülkede yaşamak,

hicri on beşinci asır, miladi yirmi birinci yüzyıl.

dört

çelik ve plastik akrepler

sokuluyor derneklerimize

                   toplantılarımıza

ve sokuyor aramızdan birilerimizi

            rast gele

birer birer

   ikişer üçer

            yüzer biner

               akrep iğneleriyle sokulup devriliyoruz

demirden eşekarıları dolaşıyor tepemizde

daralan meydanlarda nefes alınmaz gazlar soluyoruz

yer altında ve yer üstünde

demir boruları dişleyerek ölüyoruz.

Hayat

     hedeftir

Miladi yirmi birinci yüzyıl, Hicri on beşinci asır.

Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Mehmet Ayvalıtaş,

                Medeni Yıldırım, Ahmet Atakan, Abdullah Cömert,

                                            Hasan Ferit Gedik, Berkin Elvan

                    Gölgeleriyle arkamızda

                                      Özlemleriyle aramızdadır.

  e Denen Ülke

A. Ercüment Özkaya

   Miladi 21. yüzyıl Hicri 15. asır

Bir

Sıkışan meydanların ve daralan hayatlarımızın üzerinde

gökte demir eşekarıları dolanıyor

akrepler ve üniformalı tek biçimli solucanlar kıvranıyor

                                                     yerde

     korkak ve alçak

              bu yüzden zalim

                        sert ve katı

                             bir karikatür

                                        höykürüp anırmaktadır

nefes alınmaz gazlar içinde

                                  soluyoruz

yer altında ölüyoruz

                   yer üstünde ölüyoruz

kaydeden

gözler ve kulaklar

kayıt altında

suçlarımız ve günahlarımız

vakti geldiğinde aleyhimize şahitlik etmek üzere bekler

bize ait sandığımız organlarımız

             (ve ne ne zaman suç

                  ne ne zaman günah

                    itham edilinceye kadar

                      yüzümüze çalınıncaya kadar

                                                     bilmiyoruz)

bir damla su

           iki dal yeşil

                     üç günlük gençlik

hedeftir.

Miladi 21. yüzyıl, Hicri 15. asır

iki

   Her şey o kadar hızlı oldu ki

temiz topraklar

       çoktan tükendi

                  geride kalan

                      üç damla su ve bir avuç yeşil

hedeftedir

yeni ve yadırgı gazlara yer açmak için

              gerilere çekiliyor oksijenle azot

ve güneş artık

               merhametli bir can verici değil

ya çok uzakta solgun bir penceredir

ya çok yakında kızgın bir azrail

gümrah ormanların ve yeşil çayırların

                           bakiyesi bir tutam çelimsiz ot

                 budur ve böyledir

           hicri on beşinci asırda türkiye’de hayat

üç

her şey o kadar hızlı oldu ki

düştüğüm yerden

           çabucak kalkıncaya kadar

çoktan değişmişti içine doğduğum dünya

o güzel insanlar o güzel atlara

                     binip gitmiştiler

atlar gitmiştiler

  – mahzun bakışlı öküzlerin yerinde

                     cam gözlü çelik dişli traktörler –

bildiğim ve sevdiğim insanlar

                  tanıdığım hayat

                                   bitmiştiler

Yerlerine gelenler

Yerlerini alanlar

    İşte bu, işte bunlar

Hep zor olmuştu

    ve şimdi de zor bu ülkede yaşamak,

hicri on beşinci asır, miladi yirmi birinci yüzyıl.

dört

çelik ve plastik akrepler

sokuluyor derneklerimize

                   toplantılarımıza

ve sokuyor aramızdan birilerimizi

            rast gele

birer birer

   ikişer üçer

            yüzer biner

               akrep iğneleriyle sokulup devriliyoruz

demirden eşekarıları dolaşıyor tepemizde

daralan meydanlarda nefes alınmaz gazlar soluyoruz

yer altında ve yer üstünde

demir boruları dişleyerek ölüyoruz.

Hayat

     hedeftir

Miladi yirmi birinci yüzyıl, Hicri on beşinci asır.

Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Mehmet Ayvalıtaş,

                Medeni Yıldırım, Ahmet Atakan, Abdullah Cömert,

                                            Hasan Ferit Gedik, Berkin Elvan

                    Gölgeleriyle arkamızda

                                      Özlemleriyle aramızdadır.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Aynı kategoriden yazılar