Ana SayfaKürsüAfganistan Radikal Solu: Stalin ve Mao’dan Sonra Troçki’yi Keşfetmek

Afganistan Radikal Solu: Stalin ve Mao’dan Sonra Troçki’yi Keşfetmek

Afganistan Radikal Solu: Stalin ve Mao’dan Sonra Troçki’yi Keşfetmek

Darren Atkinson

Çeviri: Ali Çağatay – U. Töre Sivrioğlu

Çevirenlerin notu: D. Atkinson’ın aşağıdaki makalesi Afganistan solu üzerine son yıllarda yapılmış az sayıdaki akademik çalışmadan biridir. Yazarın görüşlerine bütünüyle katıldığımızı söyleyemeyiz. Yazarın Afganistan Radikal Solu’nu (ARS) Troçkist geleneğe bağlama çabasındaki argümanları tartışmaya açıktır. Öte yandan Atkinson’ın çalışması yazarın sahadaki gözlemleriyle de desteklenmiş, oldukça zor koşullar altında tamamlanabilmiş değerli bir makaledir. Yasa dışı bir siyasal grubun üyeleri arasında saha çalışması yapılmış olması tek başına yazının önemini arttırdığı gibi yazının diğer bir dikkat çekici yanı da okuyucuya Afganistan’da siyasi aktörlerin radikal İslamcılar ve NATO’culardan ibaret olmadığını hatırlatmasıdır. Yazı boyunca Farsça ve İngilizce terimlerin veya tarihsel olayların açıklandığı yerlerde “Çevirenlerin Notu” (Ç.N.) kısaltması eklenmiştir.

Giriş: Neden Afganistan solunu inceleniyoruz?

Pek çok Afganistan uzmanı için Afganistan’da solcu siyasi düşüncenin önemi, -sözde- komünist hükümet partisi olan Afganistan Demokratik Halk Partisi’nin (ADHP) 1987’de Afganistan Vatan Partisi olarak yeniden isimlendirilmesiyle sona ermiştir. Bu olayın ardından 1989’da Sovyet askerleri Afganistan’dan çekilip, 1992 yılında Necibullah’ın devrilerek 1996’da idam edilmesiyle de Afganistan’daki siyasal gelişmeler Mücahitlerin başarı ve başarısızlıkları ile Taliban’ın yükselişi ve çöküşüne, NATO ve ABD’nin müdahale ve işgaline odaklanılan yeni bir aşamaya girmiş oldu. Bu makalede ADHP ve Sovyetler Birliği’nin (SSCB) çöküşünden sonraki dönemde Afganistan’daki sol hareketlerin Afganistan siyasetindeki değişime nasıl adapte olduğu meselesi incelenmektedir. Bu mesele incelenirken de Afganistan Radikal Solu (ARS)1 çatısı altında faaliyet gösteren bir grup işçi ve aktivistin örgütsel ve ideolojik olarak mercek altına alınacaktır. 2

ARS, şehirli politik gruplar ve işçilerden oluşan, tarihini Afgan Maoist geleneğine dayandıran küçük bir örgüttür.3 Üyeleri ağırlıklı olarak Kabil’dedir ve başkent dışındaki bölgelerdeki aşiret veya yerel gruplar ile ilişkileri çok düşük seviyede gibi görünmektedir. ARS’nin üyeleri ağırlıklı olarak Dari dilini4 konuşmayı tercih ederler ve etnik olarak kendilerini “Afgan” dışında herhangi bir şekilde tanımlamayı reddederler.5 Bu hareketin üyeleri Kabil’deki şehirli işçi sınıfından gelen, düşük sosyo-ekonomik bir geçmişe sahip kişilerdir. Afgan entelektüel kesimi ve orta sınıfının hareketle ilişkili olduğu söylenemez.6

ARS’nin siyasal tercihleri ve tarihsel konumu sonucu, iktidara yakın veya nüfuzlu gruplarla hiçbir ciddi bağlantısı olmamıştır. Hareket, sınırlı mali kaynaklara sahiptir ve ülke içinden veya dışından -tanınmış siyasi isim veya kuruluşlardan- destekleri bulunmamaktadır. Bu sebeple ARS’nin Afgan işçi sınıfı arasında önemli bir siyasi etki uyandırma şansının çok düşük olduğu söylenebilir. Bu doğrultuda sonuç açıkça göstermektedir ki, ARS; araştırmacılar için ana akım Afgan politikası içerisinde çok küçük bir yer işgal eder. Bununla birlikte bu makalede, Kabil’de bu tür işçi birliklerinin varlığının üç ana sebepten dolayı incelenmesi gerektiğini savunulmaktadır. Birincisi bir yeraltı solcu grubu olarak ARS, iktidarlara mesafeli ve işçilerin uluslararası dayanışma ve örgütlenmesini amaçlayan radikal hareketlerin incelenmesine dair deliller barındırmaktadır. İkinci olarak ARS, Afganistan’daki mevcut politik hareketler sadece köktendinci İslami siyasi hareketlerden (Taliban ve kolları gibi), bir lider etrafında toplanmış elitist hareketlerden (Başkan Eşref Gani Ahmedzay gibi teknokratlardan veya Başkan Yardımcısı Abdul Raşid Dostum’un gibi ‘savaş lordlarından’) veya 1960’lardan beri etkin olan gruplardan (Hizb-i İslami, Cemiyet-i İslami gibi) ibaret olmadığının kanıtıdır. Üçüncü olarak ise, ARS’nin Maoist geçmişini terk ederek Troçki’den etkilenmiş uluslararası bir siyasi ideolojiye dönüşümü, ARS’nin bilinen diğer Afgan solcu siyasi gruplardan ayrışmasını sağlayan incelenmesi gereken bir durumdur. 7

ARS hakkında araştırma yapmak amacıyla bu satırların yazarı, hareketin üyeleri ve hareketle bağlantısı bulunan örgütlerle temas kurmak için şahsen faaliyetlerde bulunmuştur. Buna, aktivistler ile yapılandırılmış veya yarı-yapılandırılmış görüşmeler yapmak, gizli toplantılara katılmak ve onların mevcut siyasi yazılarının içeriğini incelemek de dâhildir. Bu bilgileri kullanmak için makale, ARS aktivistlerinin hem yazılı hem de sözlü açıklamalarına doğal olarak ayrıntılı biçimde yaklaşan ve sözcülerin açıklamalarını ideolojik konumlarının bir yansıması olarak gören bir analiz yöntemi benimsemiştir. ARS ile ilgili bilgilerin üçgenlemesi (triangulation)8 çeşitli sebeplerle çok zor bir iştir. ARS, bir yeraltı hareketi olarak faaliyet göstermesi, işçi sınıfına dayalı siyasi bir örgüt olarak sınırlı eğitimli kadrolara sahip olması, broşür veya propaganda yayınlamaya zamanı ve eğilimi olan orta sınıf üyelerinin azlığı sebebiyle herhangi bir Avrupa dili bir yana Dari veya Peştuca da bile düzenli olarak materyal yayınlamamaktadır. Bir işçi birliği ve proto-siyasi parti doğasına sahip olması hareketi, analiz etmeyi zorlaştırsa da bu makale, ARS’nin kökenlerinin, ideolojik gelişiminin ve siyasi faaliyetlerin ilk taslağını sunmak için sınırlı belgeye dayalı az sayıda kanıttan en iyi şekilde yararlanmayı amaçlamıştır. Zaten bu makale salt Afganistan’da sol hareketlerin veya ARS’nin kesin bir tarihi olarak okunmayı değil, Afgan siyasi tarihinin arka planını ve solcu ideolojiyi daha geniş olarak analiz eden biyografik bir taslak sunmayı amaçlamaktadır.

Siyasi hareketlerin ve liderlerin hangi aşiret, bölgesel veya etnik gruplarca desteklediğine dönük sorular, Afganistan araştırmacılarının sıklıkla karşılaştıkları problemlerden biridir. ARS üyeleri ise, “önceliği sınıf mücadelesine verdiğini, aşiretçiliği ve etnik ayrımcılığı reddettiklerini, Afganistan’ın birçok ilinden ve tüm etnik kökenlerden üyelere sahip olma onuruna sahip olduklarını” belirtmektedir.9 ARS üyeleri, 2013’te yapılan bir toplantıda etnik kökenleriyle ilgili bir soruya cevap verilmeleri istendiğinde bunu reddetmişler ve Loyand’ın belirttiği gibi, tüm etnik kökenlerden insanları memnuniyetle kabul ettiklerini yinelemişlerdir.10 Aslında, bir toplantı sırasında etnik köken konusu açıldığında görüştüğüm ARS temsilcisi doğrudan şunu söylemişti: “Neden yabancılar sürekli Peştun, Tacik veya Özbekler hakkında konuşurlar? Biz hepimiz Afgan’ız”.11 ARS’nin sınıf mücadelesine bağlılığı ve yazarın yabancı bir gözlemci olarak konumu düşünüldüğünde, ARS üyelerinin açık bir etnik kategorizasyon konusundaki suskunluğu anlaşılabilir. Aslında, Afgan kimliğinin temel bir göstergesi olarak sürekli etnisiteye odaklanmanın, 19. yüzyılın başlarında Doğu Hindistan Şirketi kisvesi altında ‘Afganistan’ coğrafyasının sakinlerini etkisi altına alan İngiliz Hükümeti tarafından uygulanan sömürge kuramlarının doğrudan bir sonucu olduğu ileri sürülebilir (Hopkins 2008, Bayly 2013). Bununla birlikte, ARS üyelerinin etnik ve sosyolojik yapısının kategorize edilmesi ile ilgili olarak aşağıdaki düşüncelerin ileri sürülmesi mümkündür: ARS sınıf mücadelesini destekleme önceliğine olan inancının bir sonucu olarak tüm etnik grupları harekete kabul ettiğini iddia etmektedir.12 Ancak –etnik açıdan kapsayıcı bir tutum takınılmasına rağmen- hareketin üyeleri, el emeği ile çalışan işçi sınıfından erkeklerdir ve kadınlar grup tartışma ortamlarına dâhil edilmemiş gibi görünmektedir. 13 Din, bir analiz biçimi olarak tartışılmaz, ancak belirli bir gereklilik olmasa bile tüm üyelerin Müslüman olduğu kabul edilebilir.14 Katılımcıların sınırlı bir örgün eğitim aldığı görülmektedir, –saha çalışmasında- grubun en genç üyeleri olan 2 öğrenci ve bir öğretmen dışında eğitimli bireye rastlanılmamıştır. Toplantılarda tartışma (konuşma) dili Daricedir ve Nangarhar eyaletinden bir katılımcı ile Hindistan’da okuyan bir öğrenci dışında, siyasi tartışmalardaki diğer tüm katılımcıların Kabil’den olduğu gözlemlenmiştir.15

Bu makalede ayrıca, ARS’nin siyasi bir hareket olarak oluşumu, gelişimi ve ideolojik yolculuğu incelenecek ve bu bahis iki ana bölüme ayrılacaktır. Birinci bölümde, Afganistan’daki sol siyasetin tarihsel bir özeti sunularak bağlam kurulacak ve Sovyetler Birliği ve ADHP’nin çöküşünden sonraki dönemde Afganistan’daki sol siyasi düşünce ve örgütlenmenin durumunun kısa bir özeti aktarılacaktır. İkinci bölümde ise, Afganistan’daki sol düşünce çerçevesinde konumlandırılması amacıyla ARS’nin tarihsel gelişimi incelenmeye devam edilecektir. Daha sonra, ARS ideolojisi, kendilerinin ifade ettiği şekliyle siyasi geçmişi tanımlamak amacıyla Troçkist bir perspektiften incelenecektir. Son olarak ARS gibi bir hareketi araştırmanın ve incelemenin önemini tartışmadan önce, ARS’nin doğrudan siyasi pratiği ideolojik amaçları için nasıl kullandığını açıklamak için ARS’nin mevcut siyasi faaliyetleri incelenecektir.

Afganistan’da solcu politik düşünce ve organizasyonların gelişimi

Bu bölüm, ARS’nin kuruluşuna bir bağlam sağlamak amacıyla, Afganistan’daki proto-sol ve sol görüşlü örgütlerin ve düşüncenin tarihsel gelişimine dair genel bir bakış açısı sunacaktır.16 Afganistan, 1978’den 1992’ye kadar, Marksist-Leninist doktrine bağlı, kendini devrimci ilan eden ADHP tarafından yönetilmiştir. Bu yönetim dönemi, 27 Nisan 1978’de yaşanan askeri darbenin ve onun hemen ardından Nur Muhammad Terakki ve Hafizullah Emin tarafından bir sivil hükümet kurulmasıyla başladı. Taraftarları bu dönemi ‘Sevr Devrimi’ olarak adlandırmıştır. Sevr Devrimi’ne sebep olan organize sol hareket, 1960’larda büyük şehirlerdeki üniversitelerde halk tabanlı politik örgütlenmeden doğmuştur. Buna rağmen, Afganistan’daki solcu cereyanların ve etkinin başlangıç noktası bu değildir. Bolşeviklerin 1920’lerde Basmacı Hareketi’nin bastırılmasına dahil olması ve özerk Hive Hanlığı, Buhara ve Hokand’nın ilhakı (Bennigsen & Wimbush 1979), aynı şekilde İngiliz Hindistan’ında artmakta olan siyasi karışıklık, Afganistan’da devrim, sosyalizm ve komünizm fikirlerinin yayılmasında etkili olan dış etkenlerdir (Marwat 1997). Ek olarak, 1920’de Afganların Bakü’de Doğu Halkları Kongresi’ne dahil olması, Afganistan’daki sol görüşün yurt içi ekonomik ve sosyal bir tabanı olduğunu ve 1917 Ekim Devrimi’nden itibaren, Afganların reformcu ve solcu ideolojiye eğilimli olduklarını göstermektedir. 17

Afganistan’daki komünist hareketin erken dönemleri henüz yeterince bilinmemektedir; buna karşın, proto-sol görüşlü siyasi örgütlenmenin ilk belirtilerinin 2. Dünya Savaşı sonucunda ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu istikrarsız dönemde, Afganlar, toplumsal reform için kendi geleneklerine dayanan post-kolonyal ulusal özgürlük hareketlerine benzer karakterlerde gruplar oluşturmaya başlamışlardı. Sol görüşlü siyasi örgütlenme ile ilişkili en önemli iki hareket, Aydınlık Gençlik [Weyş Zalmian] ve Gizli Birlik Partisi [Hezb-e Seri Itehad] olup ikisi de daha sonra Afgan devrimci siyasi hareketlerinde görülecek olan örgütsel nitelik ve ilerici ideolojiyi taşımaktadır. Weyş Zalmian, 1950’lerdeki ilk siyasi parti örgütlenmelerini andıran büyük bir Peştun örgütü olup siyasete katılmayı düşünen diğer Afganlar için öncü ve örnek bir model olmuştur (Ruttig 2006). Gizli Birlik Partisi, bir yeraltı siyasi hareketi olup Behzan’a göre Afganistan monarşisini yıkıp bir cumhuriyet kurabilmek için çabalamıştır. ‘Kuzeydeki bir Şii lideri olan Seyid İsmail Belhi ve Kabil’de güçlü bir Sünni polis memurunun liderliğindeki hareket ‘Başbakanı öldürüp, parti üyelerini silahlandırıp, hapishanedekileri serbest bırakıp, ulusal radyo ve kraliyet sarayını ele geçirmeyi hedefleyen bir devrim modeli geliştirmişti (Behzan 2012: 446-449). Bu siyasi atmosferde Vatan Partisi [Hezb-e Watan] ve Halk Partisi [Hezb-e Khalq] olmak üzere iki önemli proto-sol parti de doğmuştu. ‘Sosyal adaleti’ ve ‘sömürüye karşı mücadeleyi” savunan Halk Partisi, demokratik hakların talebinde ‘daha sola yaslanan bir ajandaya sahip bir oluşumdu. Halk Partisi ve benzerleri Ruttig’e göre ‘ulusal hükümet, serbest seçim ve siyasi partilerin kurulması’ gibi solcu söylemler içeren politikaları nedeniyle örgütlü sol hareketin ataları olarak görülmelidirler (Ruttig 2006: 5).

Her şeye rağmen, 1960’lardaki öğrenci hareketlerine kadar, sol siyasi düşünce Afgan entelektüel camiasında sağlam bir yer bulamamıştır. Radikal sosyal, siyasal ve ekonomik değişim arayışında olan Afganlar arasında sol ideolojinin çekim merkezi olması ve kitlesel örgütlenme potansiyeli 1960’lardan itibaren belirginleşmeye başlamıştır. Bu noktadan sonra Afgan Solu iki ana ideolojik eğilim etrafında kategorize edilebilir. İlk eğilim, 1965’te kurulmuş, 1977’de tekrar bir araya gelmeden önce Halk (Kitleler) ve Parçam (Bayrak) olarak iki partiye ayrılmış olan ADHP’nin oluşturduğu Marksist-Leninist akımdır. İkinci eğilim, İlerici Gençlik Örgütü [Sazman-e Jawanan-e Mutaraqi] etrafında şekillenen, ancak partinin yayın organının adından dolayı Ebedi Işık [Şule-i Jawid] olarak bilinen ana akımın etrafında şekillenen Marksist-Leninist-Maoist (MLM) akımdır (Emadi 2001: 433-40). Bu sırada, bu iki ana gelenek haricinde kalan radikal solcu gruplar da (1956’da Macaristan’ın Sovyet istilası sonrası Komünist partilerden ayrılan hiziplerle doğan ‘Yeni Sol’ ideolojik geleneğinin gelişimine benzer şekilde) Batı’da hızla ilgi çekmeye başlamışlardı. Ancak öyle görünmektedir ki, Troçki öğretilerini izleyen veya tam anlamıyla ‘anti-Stalinist’ olan örgütlü bir Afgan hareketi hiçbir zaman olmamıştır.18 Aslında, Afganistan’ın solcu hareketlerinin, Stalin ve Mao’nun takipçileri arasında 1930 ve 40’larda oluşan öfkeli tartışmalara bağlı olduğu görülmektedir.

ADHP, Halk fraksiyonu iktidarda olduğu zaman (Nisan 1978-Aralık 1979 Ç.N.) sözde Ekim Devrimi’nden ilham alındığı imajı çizilmiş ve Halk fraksiyonu amacını tepeden gelen bir devrimle, merkezi bir Politburo etrafında birleşen “bir işçiler ülkesi kurmak” olarak belirlemiştir. Bu nedenle bahsi geçen dönemde reformlar, siyasi ve toplumsal uyum pahasına, siyasi elitler tarafından zorla uygulanmıştır (Halliday 1978). Terakki ve ardından onun yerine geçen Emin’in devrilmesinden sonra, Sovyetler Birliği işgali gerçekleşmiş, iktidardaki Halkîler görevden alınmış ve yerlerine ilk olarak Parçam kanadından Babrak Karmal (1979-1986) ve son olarak Muhammed Necibullah (1986-1992) tarafından yönetilen elitler getirilmiştir. ADHP ve Sovyetler Birliği, Mücahitler’in dış destekli ancak halk destekli ayaklanmasına karşı bir mücadele başlattığı için ADHP iktidarı sırasında yaşananlar en iyi şekilde, kargaşalı ve çekişmeli bir süreç olarak tanımlanabilir. 80’li yılların ortalarında, ADHP ve SSCB’nin, hükümet ve hükümet karşıtları arasında barış sağlayabileceği inancıyla ‘ulusal barış’ politikalarını desteklemek için zorla uygulanan siyasi reformların rafa kaldırılmasını kabul ettikleri görülmüştür (Nacibullah 2011). 1978’in devrim coşkusu, devrimci bir sosyal tabanın olmaması, ADHP iktidarına karşı radikal bir direnişin varlığı, toplumsal değişimin başarılmasındaki zorluklar, parti içi mücadeleler, açık Sovyet kontrolü ve Maoistlerin, Mücahitler ve diğer ‘karşı-devrimcilerin’ –ya da o dönemde sıkça tanımlandığı gibi sadece ‘düşmanlar’– üzerine kurulan sistemli, otoriter ve acımasız baskı gerçeğinin ortasında hızla kaybolmuştur (Halliday & Tanin 1998).

Maoist geçmişe sahip devrimciler genellikle Sevr Devrimi’ni baştan reddetmişler ve 1949’daki Çin Devrimi gelişmelerinden ilham alan köylü-önderliğinde kırsal bir başkaldırı etrafında bir devrime çağrı yapmışlardır. Şule-i Jawid, ADHP’nin, Afgan köylü ve işçi sınıfını yanlış tanımlayan, Sovyet emperyalizminin yandaşı bir parti olduğunu iddia eden muhalif radikal sol bakış açısını benimsemiştir. Şule-i Jawid ’e göre, Afganistan, radikalleştirilmiş köylüler tarafından yönetilen bir devrimi gerektiren feodal bir ülkeydi; uygulanacak diğer tüm politikalar ise başarısızlığa mahkumdu (Ibrahimi 2012: 2). Maoistler ve ADHP arasındaki uyuşmazlık her zaman çok belirgin olmuş ancak 1978’den sonra Maoist grupların hükümet karşıtı direnişin aktif üyeleri olmaları ve ADHP ve onun Sovyet destekçilerine karşı direnişte mücadele etmeleriyle beraber bu uyuşmazlık iyice keskinleşmiştir. Maoistler arasında, ADHP ile aralarındaki ideolojik farklılıklar ve ADHP iktidarı döneminde yüzleştikleri acımasız baskı sebebiyle, ADHP karşıtı pozisyon almak genel olarak kabul görmüştür. Buna rağmen, küçük bir kısım Maoist arasında, Mücahitlerin etkin oldukları yıllarda, solcu devrimciler ile radikal İslamcılar arasındaki görünüşteki ittifaka dönük derin kaygılar oluşmuştur.19 Bu tartışmalar, Sovyetler Birliği ve ADHP’nin yıkılmasının ardından gelen dönemde Maoistler arasında alevlenmeye devam etmiş, ve ‘post-komünist’ dönemde sol görüşlü devrimcilerin örgüt içi tartışmalarında önemli bir başlık oluşturmuştur.

Aslına bakılırsa, Sevr Devrimi’nin amaçlarının çok az bir kısmı uygulamaya geçirilebilmiş, milyonlarca Afgan öldürülmüş ve toplumsal ve ekonomik adalet hususlarında yıllarca geriye gidilmiştir. ADHP iktidarı boyunca olan şey, Rubin’in belirttiği şekilde, ‘yukarıdan devrimin başarısızlığıdır’ (2002:111-21). Bu olağanüstü ve korkunç başarısızlık, o tarihten bu yana, Afgan solunun normatif siyasi inançlarını tarihin gerçekliği ile uzlaştırma çabasına yöneltmiştir. ADHP’nin siyasi ideolojisi, 1987’den sonra, Parçamî Başkan Necibullah’ın liderliğiyle birlikte reformist bir yola girmiş, parti isim değiştirerek Afganistan Vatan Partisi [Hezb-e Watane Afghanistan] adını almış ve milliyetçilik ve ‘milli birlik’ söylemleri adına sosyalizmi terk etmiştir (Rogh 2001). Bu, Halk ve Parçam hizipleri arasındaki ayrımın daha da derinleşmesine sebep olmuş ve Mart 1990’da, Halkî kökenli Savunma Bakanı Şah Nevaz Tanai tarafından bir darbe kalkışması yapılmış ancak bu kalkışma bozguna uğratılmıştır (Bodansky & Forrest 1990). Neticede, Mart 1992’de, zaten yurt içinde yerel desteği zayıf olan ADHP iktidarının kalıntıları, ABD, Afganistan Birleşmiş Milletler İyi Niyet Misyonu’nun ve Pakistan’ın muhalefeti ve daha da önemlisi post-komünist Rusya’nın desteğinin sona ermesi sonucunda daha fazla dayanamayarak düşmüş ve geçici bir Mücahitler hükümeti ilan edilmiştir (Dorronsoro 2007: §4).

Görünüşe göre üstün gelen Mücahitlerin radikal İslamcı ideolojisi, faaliyetlerinin Sovyetler Birliği’ni yok ettiğine olan inançlarıyla birlikte, 1990’larda, diğer sol akımların devlet ve siyasi güçten uzak, izole bir şekilde kalmasına neden olmuştur. Bu yerel ve uluslararası politik gelişmelerin son noktası, Afgan toplumu içinde Sol’un sınırlı güç veya örgütsel yetki ile daha da küçük gruplar halinde parçalara ayrılması için gerekli şartları sağlamıştır. Buna rağmen, Sol’un marjinalleştirilmesine ve Mücahitlerin kontrolünde olan iktidar yapılarının dışında bırakılmasına rağmen, solcu geleneğin fikirleri aynı ideolojik inançları desteklemeye kararlı olan küçük gruplar arasında hâlâ benimsenmeye devam etmiştir. Öte yandan inançlarından tamamıyla vazgeçmeyen solcu gruplar (ister ADHP kökenli isterse de muhalif Maoist geçmişe sahip olsun) ne kendi siyasi ideolojilerini geliştirebilmişler ne de Afganistan cemiyetleri veya sürgünde siyasi tartışmalara katılmışlardır. 20

1992’den sonra, Pakistan ve Avrupa’daki Afgan solcu sürgün gruplarının oluşması, solcu düşünce ve örgütlenmenin devamı için önemli bir unsurdu. Bu gruplar, fikir ve politikalarını formüle etmeye devam ederek bir zemin oluşturmalarının yanında, solcu kadrolaşma ve parti üyelerinin kolektif hareket etmelerinde de kilit rol oynamışlardır. Afganistan’ın 2001’de ABD ve müttefikleri tarafından işgal edilmesinin ardından, Taliban hükümeti düştükten sonra, bu grupların çoğu görünüşte demokratik atmosferde yasal faaliyet gösterebileceklerinin mümkün olduğunu düşünmüşlerdir. Bu sürgün gruplarından bazıları, resmi parti olarak veya yeraltı hareketleri ile -yasallık kazanmak için sosyalist görüşlerinden vazgeçmeye zorlanmalarına rağmen- yeniden örgütlenerek, Afganistan’ın toplumsal ve ekonomik yapısının yeniden yapılandırılması çağrılarına katılmışlardır.21 Bu dönemde görüşlerini revize etmiş gruplardan bazılarına ADHP’nin Necibullah’ın Parçam hizbinin direkt varisleri olan milliyetçi-solcu bakış açısını benimsemiş22 Afganistan Demokratik Vatan Partisi [Hezb-e Milli-e Watan-e Afghanistan]; eski Halkî ADHP Savunma Bakanı Şah Nevaz Tanai liderliğindeki, Peştun milliyetçi-solcu ideolojiyi benimsemiş23 Afganistan Barış Hareketi [De Afghanistan De Solay Ghorzang Gond], radikal solcu muhalif grup Afganistan Dayanışma Partisi (ADP) [Hezb-e Hambastagi-e Afghanistan] 24 ve Şule-i Jawid örgütü’nün doğrudan varisi, Maoist muhalefet partisi Afganistan Komünist (Maoist) Partisi [Hezb-e Komunist-e (Ma’uist) Afghanistan] örnek verilebilir. Burada Afganistan’daki solcu akımların ayrıntılı bir listesini vermiş olmamakla birlikte, bu örnekler dahi, yenilenen siyasi fikirlerine rağmen sol geleneğe bağlı kalarak yeniden inşa edilen yapıların 1992 sonrasındaki koşullarda da varlıklarını devam ettirmekte olduklarına dair kanıt sunmaktadır.

Doğu Avrupa, Orta Asya, Afrika ve Orta Doğu’daki öteki post-komünist ülkelerde olduğu gibi, komünist siyasi partileri kurtarmak için benimsenen çözümler sayısızdı ve hayatta kalma olasılığı ideolojik ve örgütsel yeniden yapılanmanın başarısına bağlıydı. (Møller & Skaaning 2010). Afganistan’daki bazı hareketlerin, Ziblatt’ın ‘solcu-geri çekilme’ (Ziblatt 1998: 135) dediği, komünist partilerin, ideolojilerinin yeni bir vizyon yaratmak için konumlarını yeniden değerlendirmeleri stratejisini benimsedikleri görülüyor. Partiler, sosyalist kimliklerini yeniden yorumlamaya veya Ziblatt’ın Doğu Almanya Demokratik Sosyalizm Partisi (DSP) için yazdığı gibi, ‘idealize edilmiş ‘otantik’ Sovyet öncesi Marksist geçmişe dönmek için kendilerini Sovyet-etkili köklerinden uzaklaştırmaya çalışmışlardır (Ziblatt 1998: 129). Afgan Solunun da bu özel dönüşümü biraz revize ederek benimsediği söylenebilir, ayrıca bu vizyon muhalefetin birer parçası olan radikal solcular ve eski ADHP üyeleri tarafından da benimsenmiştir. Çoğu solcu mevcut sosyalizmin Afganistan için uygun olmadığına inanır, bu inançla bazı gruplar daha uygun modeller bulma arayışıyla ideolojilerini gözden geçirmiştir. Bu durum, mezkûr hareketlerin solcu reformların başarısızlıklarını kabul etmelerine ve Afganistan’ın kalıplaşmış toplumsal, siyasi ve ekonomik doğası sebebiyle başarısızlığın kaçınılmaz olduğunu öne sürmelerine sebep olmuştur.

Afganistan tarihi hakkındaki anlayışları gözden geçirme sürecine benzer bir şekilde ARS, 1992 sonrası Afgan Solu manzarası içinde kendini, özgün, daha ‘otantik’ bir Marksist pozisyonda konumlandırmaya çalışmıştır. Bunu da siyasal ve ideolojik ilerleme sağlamak, uluslararası işçi dayanışmasını önemseyen bir işçi örgütlenmesi yaratmak ve Stalin veya Mao yerine Troçki ve kısmen de Marx’a öncelik veren idealize edilmiş bir komünist düşünceyi inşa etmek maksadıyla bilinçli bir “solcu inzivaya” çekilmeyi tercih ederek denemektedirler.

Afganistan radikal solunun tarihi, ideolojisi ve siyasi faaliyetleri

Çalışmamız, buradan itibaren Afganistan’ın ADHP sonrası dönemde ARS’nin tarihini, ideolojisini ve siyasi faaliyetlerini incelemeye devam edecektir. 1996 yılında, ARS, geçmişi 1970’lere kadar uzanan ve kendisi de Şule-i Jawid örgütünün bir parçası olan Maoist Afganistan Kurtuluş Örgütü’nden (AKÖ) [Fars. Sazman-e Rihay-e Afganistan/SRA] ayrıldığını duyurarak kurulmuştur. 1973’te kurulan AKÖ, Maoist düşünceyi ‘yol gösterici teori’ olarak ilan eden ve buna dayanarak, proleter bir parti, bir halk ordusu ve birleşik bir ulusal cepheyi, yarı sömürge yarı feodal ülkelerdeki kitlelerin anti-emperyalist ve anti-feodal devrimlerini zafere taşıyabileceği vazgeçilmez araçları olduğunu savunan bir harekettir.25 AKÖ, hem ADHP hem de Mücahitlere karşı mücadele eden Maoist muhalefetin bir parçasıydı ve kendi aktardıklarına göre, kurucusu Dr. Faiz Ahmed 1986’da Hikmetyar’ın Hizb-i İslamîsine bağlı Mücahit militanlar tarafından öldürülmüştü.26 ADHP’nin düşüşünden bu yana, AKÖ, Maoist bir parti olarak ideolojik konumuna bağlı kalmaya devam etmiştir ve günümüzde de “Yoldaş Mao Zedong’un” –devrimci mirasa- katkılarının çok önemli olduğunu, hatalarının ikinci planda kaldığını savunmaktadır.27 Mao’nun önemine olan bu inanç, AKÖ’ye göre Xiaoping reformlarının başlatılmasının bir sonucu olarak günümüz Çin’inin ‘proleter enternasyonalizmine’ ihanet eden ve ‘revizyonizm bataklığına’ düşen ve ‘bir sömürücü süper güç’ haline geldiğini savunmalarından da anlaşılmaktadır.28

ARS çoğunlukla eski AKÖ üyelerinden oluşan Afganistan Halk Kurtuluş Örgütü (Fars. Sazman-e Azadibahş-e Mardom-e Afghanistan—SAMA)29 de dahil olmak üzere diğer sol grupların üyelerinin kendilerine katılımını memnuniyetle karşılamaktadır. 30 ARS ile AKÖ arasındaki bölünme, iki hareketin liderleri arasında yaşanan üç temel meseledeki tartışma sonucu olarak gerçekleşmiştir. Birinci olarak, AKÖ’nün, Afgan toplumunun mevcut yapıları içinde çalışma yürütürken İslami grupların üyeleri ve (AKÖ’nün Afgan ‘milli burjuvazisi’ olarak adlandırdığı)31 eğitimli, kentsel orta sınıf nüfusuyla ittifaklar kurmaya çalışmasından dolayı hareketin “devrimci ideolojisinin sarsılmasından” doğan anlaşmazlıklar meydana gelmiştir. İkinci olarak AKÖ merkez komitesinde, ARS’nin ideolojik gelişim ve siyasi örgütlere katılım hakkındaki görüşlerini ifade etmesini engelleyen bir demokrasi eksikliği yaşanmıştır.32 Ve üçüncü olarak da (ki en ilginç farklılıklardan biri gibi görünen unsur budur), ARS’nin Maoizm ideolojisinden ve özellikle de işçiler yerine köylülere odaklanmaya devam etmesinden, Afganistan’ı ‘yarı feodal’ bir toplum olarak tanımlamaktaki ısrarından ve AKÖ’nün İran devrimini ilerici olarak kabul etmesinden dolayı yaşanan hayal kırıklığıdır. ARS’ye göre AKÖ, sınıf mücadelesini görmezden gelmiş, işçi ve köylülerin düşmanlarıyla birlikte bir cephe kurmak istemiştir.33

Bu kırılma, ARS’yi Afganistan’ı geleneksel toprak sahibi/köylü çatışmasına dayanan bir toplum olarak gören Maoizm’den uzaklaştırdığı ve onu işçi sınıfının devrimin öncüsü olarak gören klasik Marksist tartışma alanına yeniden yerleştirdiği için siyasi ideolojide temel bir değişim olarak görülebilir. ARS’ye göre Afganistan, komünist öncesi Çin’le değil, küresel ekonomik sisteme katılmış az gelişmiş modern devletlerle benzer bir yapıdadır. Afganistan’ın yerli kapitalist elit sınıfça sermaye birikimi üzerine inşa edilmiş iç ekonomik sistemi, doğası gereği kesinlikle kapitalisttir.34 Yerel siyaset sahnesinde eski AKÖ üyeleri olarak ARS, aralarında Afganistan Sosyalist Derneği (ASD) (Fars. Jamiat-e Sosialisthai-e Afganistan), Afgan Devrimci Örgütü (ADÖ) (Fars. Sazman-e Inqilabi-e Afganistan), Afganistan Sosyalist İşçi Örgütü (ASİÖ) (Fars. Sazman-e-Sosialisthaie Kargri-e Afganistan) ve Afganistan İşçi Örgütü (AİÖ) (Fars. Sazman-e Kargran-e Afganistan)’nün de yer aldığı birçok küçük proto-parti veya gruplarla işbirliği yapmaktadır. Görünüşe göre bu gruplar, ARS’nin savaş karşıtı siyasetini ve NATO karşıtı anti-emperyalist söylemlerini paylaşmakta, ancak ARS’nin uluslararası dayanışma ve işçi örgütlenmesini geliştirme arzusunu paylaşmamaktadır.35 Ek olarak, bu gruplar Maoist bir ideolojik geçmişe sahip olsa da ADHP’nin çöküşünden ve Mücahit güçlerin yükselişinden bu yana, sadece ARS ve ASİÖ, radikal örgütler içinde kendilerini “MLM” geleneğinin dışında yeniden konumlandırmaya çalışmışlardır. 36

ARS’nin Maoist bir geçmişten geldiği ve hâlâ tezlerinde AKÖ etkisinin devam ettiği açık olmakla birlikte ARS, geçmiş programlarını ve ideolojik konumlarını reddeden solcularla çalışmayı tercih ettiğini belirtmiştir.37 Bununla birlikte, Dayanışma gibi diğer radikal gruplarla kurdukları bağlar zayıftır ve halen eski AKÖ üyelerinin geleneksel tabanından destek alma eğilimindedirler.38 ARS’ye katılmak isteyen bireyler için temel şartlar, Maoist devrimci fikirleri reddetmeleri, Afganistan’ın sosyal yapısını yeniden kavramsallaştırmaları ve ARS tarafından tarif edilen radikal solun fikirlerine açık olmalarıdır. Dolayısıyla, ARS’nin gelişimi, onlara tarihin gerekliliği yoluyla dayatılmış olsa da, Afganistan’da solcu bir grup olmanın ne anlama geldiğini yeniden ifade etme girişimi olarak görülebilir. Görünüşe göre, odağını, kurulu kapitalist devleti devirmek ya da parçalanmış köylüler ve işçiler üzerinde Leninist kontrol sağlamak gibi yakın planda imkânsız görünen hedefler yerine, küçük ölçekli işçi gruplarının muhalefetini desteklemeye ve uluslararası radikal sol içinde bağlantılar kurmaya çalışmaktadırlar.

ARS, gruplarının tipik bir Troçkist parti olmadığını, ancak Troçki’den öğrendiği şeyler olduğunu ve Troçki’nin bazı düşüncelerini kabul ettiğini belirtmektedir.39 Bu, Afgan Solu açısından ilginç bir gelişmedir. Zira Troçkist hareketlerin Afganistan’da herhangi bir geçmişi yok gibidir. Nitekim ARS, ‘sınıf mücadelesi ve işçilerin enternasyonalizmine olan bağlılığına dayanarak Afganistan’da ‘bağımsız bir işçi partisi‘ kurmak için çalışan ‘radikal bir sol örgüt’ olduğunu belirtmektedir.40 Afganistan’ın sınıf yapısı, geçmişte Maoistler tarafından zengin toprak sahipleri ve köylüler arasında sanayi öncesi, Ortaçağ Avrupa’sındakileri andıran bir dizi sözleşme yükümlülükleri ile yapılandırılmış, yarı-feodal bir sistem olarak tanımlanmıştı. Fakat ARS, bu tanımlamanın eskimiş olduğunu ilan etmekte ve Afganistan’da kapitalist gelişimin teorisini yeniden kategorize etmeye çalışmaktadır. Buna göre “yarı feodal” üretim biçimleri, Afganistan’ın kapitalist dönem öncesinde olduğunu düşündürmesine ve ülke çoğunlukla toprak sahipleri için çalışan köylülerden oluşan bir işgücüne sahip olmasına rağmen geleneksel feodal ilişkilerin aksine, köylülerin kendi çalışma yaşamları üzerinde bir çeşit kontrol sahibi oldukları görülmektedir (Thornor 1982). Afganistan’ın kırsal bölgelerinde, bu (arkaik) üretim biçimlerinin hâlâ korunduğu konusunda çok az şüphe vardır. Ancak, köylülerin öneminin azalıp azalmadığı ya da devrimin potansiyel öncüsü olarak rol oynayıp oynayamayacakları sorusu uzun zamandır Afgan devrimcileri arasında bölünmeye neden olmuştur. Bu tartışma dışarıdan bakan birisine biraz “demode” gibi görünse de, Afganistan’daki önemi hafife alınmamalıdır. Devrimciler, kendilerinin ve potansiyel yoldaşlarının içinde yaşadıkları ekonomik sistemin doğasını anlamalarının zorunlu olduğuna inanırlar.41 Sonuç olarak, Afgan radikallerinin, Afganistan’ın Ortaçağ Avrupası’na benzer koşulları koruduğu iddiasını reddettikleri ölçüde siyasi programlarını önemli bir revizyona tabi tutacakları muhtemeldir.

ARS, Afganistan’daki ücretli emekçilerin yanlış bir bilince sahip olduklarını, “köylü” olmaktan çok, aslında kapitalist ilişkilere tabi işçiler oldukları görüşünü savunmaktadır.42 ARS’ye göre, ADHP’nin iktidara gelmesinden bu yana Afganistan’ı kuşatan savaş, Afgan işçi sınıfının sosyal yapısında önemli değişikliklere yol açmış ve tarihin sunduğu değişikliklere uyum sağlamak için daha önce kutsal sayılan fikirlerin revizyonunun hayati olduğu anlaşılmıştır. Örneğin ARS, birçok Afgan’ın artık emeğini (emek gücünü Ç.N.) düzenli olarak günlük ücretli işçi olarak sattığını ve ücretlerinin de çiftliklerde, binalarda, madenlerde, yol yapımında, tuğla fırınlarında, dokuma tezgahlarında, kumaş üretim atölyelerinde, ulaşımda, otellerde, restoranlarda, mağazalarda ve limanlarda ‘kapitalistler tarafından ödendiğini’ iddia etmektedir. (New World 2001: §32).43 Bu görüş, 2001’deki ABD işgalinden bu yana şehirlerin nüfuslarının ve kentleşme kültürünün artması ile tutarlıdır. Bu değişikliklerin bir sonucu olarak, şu anda Afganların büyük bir yüzdesinin ekonomik gerçekliği, toprak sahibi seçkinlerin tarlalarında çiftçi olarak faaliyet göstermek yerine ABD önderliğindeki işgal sırasında servet sahibi olan veya servetlerini artıran kapitalistler tarafından kontrol edilen kayıt dışı istihdam sektöründe günlük iş bulma sıkıntısına maruz kalmaktır. Sosyal, ekonomik ve politik düzende yaşanan değişime olan inançları ARS’nin pozisyonunu Afgan Maoistlerinden uzaklaştırmakta, Troçkist düşünceyle ve daha geniş anlamda radikal soldan gelen yabancı gruplarla etkileşime girerek alternatifler aramaya yönlendirmektedir.

ARS’nin devrimle ilgili görüşleri, Afganistan’ın ekonomik yapısındaki revizyonun bir sonucudur. Troçkist düşüncenin İkinci Dünya Savaşı sonrası devrimlerine yaklaşımındaki en temel yönlerinden biri, Komünist hükümetlerin başa geçmesine yol açan Doğu Avrupa ve Çin devrimlerinin, SSCB’nin Avrupa’da olduğu gibi doğrudan veya Çin’de olduğu gibi dolaylı olarak dâhil olup olmadığına bakılmaksızın ‘Stalinist’ olduğu inancıdır (Callinicos 1990: §7). Bu görüş ARS tarafından da benimsenmektedir. Onlara göre, Maoistler ile ADHP arasında yapılan ayrım yanlıştır. Maoistler ve ADHP arasındaki anlaşmazlıkları, bu akımların Afganistan’ın sosyal yapısının gerçek doğasını anlama konusundaki isteksizliklerinin bir sonucu olarak görmektedirler. ADHP ve Maoistler arasındaki düşmanlığın ideoloji konusundaki anlaşmazlığa dayanmadığına ve her iki tarafın da yukarıdan aşağıya devrime inandığını savunmaktadırlar. Anlaşmazlıklar sadece hangi sosyal sınıfın devrimin öncüsü olması gerektiği ile ilgilidir. -Öncü güç- ADHP tarafından anlaşıldığı şekliyle entelektüel kesim ve silahlı kuvvetler; Maocu muhaliflerin savunduğu şekli ile ise köylülüktü.44 ARS için bu görüşlerin her ikisi de tarihsel olarak yanlıştı, Marksist düşüncenin reddini teşkil etmekteydi ve özünde Stalinist bir karaktere sahipti (New World 2001: §31-36). ARS için, yanlış bir bilinçte olan Afgan köylüleri ve dış güçlere köle olan askeri ve entelektüel elitler doğaları gereği ‘gerici’ olabilirlerdi, bu nedenle Afganistan’daki devrimci faaliyetin başlangıç noktası olamazlardı ve olmamalıdırlar.45

Troçkist devrimci partinin amaçlarını Callinicos, ‘eski devlet aygıtını…’ parçalamak ve onu ‘işçilerin doğrudan ve demokratik denetimi…’ ile değiştirmeyi hedeflemek olarak özetlemiştir (1990: §10). Her ne kadar bunun gerçekçi bir olasılıktan çok kapsayıcı bir devrimci ideal olarak kabul etseler de, ‘mevcut devletin ve bürokratik kontrol kurumlarının tamamen yıkılmasını…’ başarmak aslında ARS’nin de hedefleri arasındadır.46 ARS’nin, sınıf bilincini yükseltmek ve yeni bir siyasi mekanizma oluşturmak şeklinde özetleyebileceğimiz iki temel amacı Afganistan dışındaki radikal partilerle karşılaştırılabilir bir mahiyettedir. Nitekim ARS’nin faaliyetleri de mevcut devletin yapılarının ortadan kaldırılması gerekliliği üzerine kurulu olan ideolojik inançlarına dayanmaktadır. Bununla birlikte, öncelikli hedef olarak, işçilerin ve köylülerin yaşamları üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olacak sosyal değişimi sağlamak için işçileri ve aktivistleri örgütlemek olduğunu kavramış gibi görünmektedirler. Bu iki konum (yakın ve uzak hedefler) bazen birbiriyle çatışır, ancak ARS’nin küçük boyutu, sınırlı kaynakları ve faaliyet gösterdiği siyasi çevrenin özelliklerinden dolayı, -şu aşamada- sınıf dayanışması hedeflerinin kitlelerin seferber edildiği bir devrim arzusunun önüne geçtiğinin tamamen farkındadırlar. ARS’nin siyasi kaygılarının temelini oluşturan ise üç ana ilkeye olan bağlılıkları ise sabittir: ‘…sınıf mücadelesi, kitle devrimi ve işçi enternasyonalizmi’…47

Bu ifadeler, ARS’nin ideolojisinin ortodoks Troçkizm ve klasik Marksizm’den beslendiğine dair daha fazla kanıt sunmaktadır.48 Sınıf mücadelesi, işçi sınıfının eğitimi, sınıf bilincinin geliştirilmesi ve işçilerin dine ve cihada bağlılıklarından kurtarılmasına yönelik sürekli bir çaba yoluyla kazanılır.49 Kitle devrimi, yukarıda tartışıldığı gibi, gerçekçi bir hedef olmasa bile, kapsayıcı bir hedef olarak görülmektedir.50 Bununla birlikte, sosyal değişim için mücadele ederken, ADHP tarafından üstlenildiği gibi yukarıdan bir devrimi desteklemenin ya da Maoistlerin talep ettiği gibi militan köylülüğün önderliğinde bir iktidar kurulmasının yeterli olmadığına inanmaktadırlar. ARS’ye göre, yalnızca işçilerin önderlik ettiği kitlesel katılımlı bir devrim, Afganistan’ın yapısını ve egemen sınıfını değiştirme şansına sahip olacaktır.51 Ek olarak, Troçki’ye olan borçlarına dair daha fazla kanıt sağlamak için, “uluslararası özgürlük adına endişe duymadan ulusal özgürlük aramanın asla yeterli olmadığını” savunduklarını da belirtebiliriz. ARS’ye göre, Afganistan dünyadan izole bir ada değil, küresel sistemin bir parçasıdır ve Afgan işçilerinin yaşadığı sorunlar tüm dünya işçilerinin çıkarlarıyla bağlantılıdır (New World 2001: §45).

ARS’nin Afganistan’ın geleceği hakkındaki görüşlerini incelemek, ideolojik inançlarıyla ilgili de ipuçları sağlar. Solun gerici güçler olarak gördükleri unsurlara doğrudan muhalefet etmesi gerektiğine inanmaktadırlar. Bunlar: eski Mücahitler, Batı siyasi egemenliği ve Taliban’dır. Bu bağlamda ARS, Afganistan’daki diğer solcu akımların çoğuna muhalif ve ayrı bir siyasi yelpazede bulunmaktadır. Pek çok solcu parti, (2001 sonrasında Ç.N.) legal birer tüzel kişilik olarak tescil edilmiş ve kendilerini ABD ve müttefiklerinin tasarladığı haliyle mevcut siyasi çerçeve içinde konumlandırmıştır. ARS için ise en önemli ve öncelikli hedeflerden biri ABD ve NATO’nun Afganistan’dan uzaklaştırılmasını desteklemektir, çünkü işgal sona erene kadar gerçek anlamda bir ilerleme kaydedilemeyeceğini düşünmektedirler.52ARS NATO güçleri ayrıldığında ülkenin tümüyle Taliban’ın eline geçeceği bilinmesine rağmen, Afganistan’ın ancak her türden ’emperyalizm’den kurtulduğunda, devrimin öncüsü olarak hareket edebilecek yerli bir işçi hareketinin kurulmasına uygun koşulların oluşacağına inanmaktadırlar. ARS için başarılı olabilecek tek yol, -dünya işçi sınıfının dayanışmasıyla desteklenecek bir çözümdür; herhangi bir sömürge benzeri devlet yapısı, Afganistan halkını hayal kırıklığına uğratmak için tasarlanmış olacaktır.53 ARS aynı zamanda Taliban’a ve NATO’ya karşı olan diğer gerici güçlere de karşı çıkmaktadır, zira çeşitli etnik gruplar arasında eşitliği tahsis eden bir devletin kurulması ve kadınların sorunlarının, şovenizmin sona ermesi bu türden bir kurtuluşla mümkün olabilir.54

ARS, açıkça ve tekrarlayan bir biçimde Troçkist düşünce ile ideolojik benzerliklerin ana hatlarını özetlemekte ve ideolojik gelişimini Ortodoks Afgan solcularına meydan okuyan görüşlerine dayandırmaktadır. 1978’den sonra Afganistan’da yakın tarihi radikal bir şekilde değiştiren solcu siyasal deneyimin birçok başarısızlığını ve felaketini bu şekilde açıklamaktadırlar. ARS’nin ideolojik olarak Maoist geçmişinden uzaklaşmak için bir girişimde bulunduğu açık olmakla birlikte bunun sebepleri üzerinde daha ayrıntılı biçimde durulmalıdır. Geçmiş konumlardan bu uzaklaşmanın arkasında çok sayıda iç ve dış kaynaklı yapısal neden vardır. İç nedenler, sol siyasi düşüncenin ve Afganların çoğunluğu tarafından dışarıdan gelen ve ‘ateist’ olarak görülen unsurlarla eş kabul edilmesi ve sol düşüncenin ADHP dönemi enkazından ölümcül derecede zarar gördüğü gerçeğine dayanmaktadır. Buna ek olarak, görünüşte solcu olan bireyler ve gruplar, mücahitlerin zaferi, Taliban’ın devrilmesi ve ABD liderliğindeki işgalin zorlu ortamında pragmatik nedenlerle görüşlerini değiştirmek için ideolojilerini revize etmek zorunda kalmışlardır. Bu dönemde, Afganistan’da sol siyasal düşüncenin gelişmesinde önemli bir rol oynayan dış gelişmelerin etkisi de unutulmamalıdır. SSCB’nin çöküşünün ve Çin’in kapitalist düzene geçişinin ardından tüm dünyada eski komünist partiler, ister hükümette ister muhalefette olsun, “post-komünist” bir siyasi sistemin değişen siyasi yapısına katılmak zorunda kalmışlardır.

Bu durum ARS’nin ideoloji değişikliğinin arkasındaki temel gerçek gibi görünmektedir. Herhangi bir dış destek ve yukarıdan başarısız bir devrimin politik dayatması olmadan, yeni bir ideolojik pozisyon formüle etmek açıkça zorunluluk haline gelmiştir. ARS’ye göre Sevr Devrimi, ‘Stalinist’ ADHP hükümetine karşı solcu Maocu ve dinci Mücahit gruplar arasında ittifakların teşvik edildiği bir duruma yol açmıştır. Stratejik amaçlar için yapılan bu ittifaklar, ADHP dışında herhangi bir solcu görüşün yeşerme ihtimalini baltalamaya hizmet etmiştir. Bu durum, ADHP iktidardan düştüğünde, Maocuların adil ve ilerici bir Afganistan arayan ‘özgürlük savaşçıları’ ile ittifak yapmadıklarını, sadece radikal ve gerici bir siyasi ideolojiye sahip güçlerle ittifak kurduklarını fark etmeleri anlamına gelmektedir. Maddi destek sağlayabilecek, sol ideolojiye sahip bir devletin olmadığı bir dünyada, Afganların sol ideolojiye benzeyen herhangi bir siyasi hareketi neredeyse evrensel olarak reddetmesinin yanı sıra, ARS gibi siyasi hareketler için yalnızca üç seçenek kalmıştır. 1992’den sonra birçok eski ADHP’linin yaptığı gibi ideolojik konumlarından tamamen ayrılmak; Maocu –geleneksel- görüşlere geri çekilmek veya Maoculuk hakkındaki görüşlerini revize ederek yeni ve farklı bir sol geleneğe doğru ilerlemek… Önceki bölümde de belirtildiği gibi, ARS’nin reformcu bir ‘solcu geri çekilme’ girişiminde bulunduğu ve hâlâ sol geleneğin ideallerine ve fikirlerine bağlı olduğu görülmektedir.

ARS’nin Troçkist ilkelerle bağlantılı siyasi faaliyetlere verdiği önemi incelemek, onların Maoist kaygılarla sınırlı bağlantısı olan radikal bir sol cepheye doğru ilerleyen siyasi evrimini anlamamızı sağlayacaktır. Bununla birlikte, bu incelemeyi yapmadan önce, makale ilk olarak ARS’nin siyasi faaliyetleri üzerinde doğrudan etkileri nedeniyle, ARS’nin üyelik düzeyini ele alacaktır. Ne yazık ki ve çok sayıda talebime rağmen, ARS’nin üye sayısını tespit etmek mümkün olmadı.55 Bu durum, özellikle makalenin, mevcut Afgan siyasi sistemi içindeki destek düzeyine ilişkin olarak ARS’nin önemini kesin olarak ortaya koymasını engellemesinin yanı sıra bir takım sorunlar da ortaya koymaktadır. Sol partilere üyeliklerle ilgili önceki araştırmalarla uyumlu olarak, Afganistan’daki siyasi partilere geleneksel bağlılık eksikliğini de hesaba katarsak, ARS üyeliğinin çok düşük sayıda olduğu varsayabiliriz. ARS’nin bu düşük üye sayısı ile herhangi bir kitle seferberliği başlatamayacağını öne sürerken, ARS’nin kendini işçi sınıfı köklerine bağlı retçi bir grup olarak gördüğünü de vurgulamalıyız. ARS’nin öncelikli hedeflerinin kapitalist düzeni yıkmaya odaklanmak yerine işçiler arasında dayanışma inşa etmek olduğu ve radikal bir muhalefet ortamında faaliyet göstermek olduğu da görülmektedir.

ARS, Afgan devlet yapısının mevcut komprador-burjuva yapısının, herhangi bir sosyalist, laik veya ateist örgütün siyasi olarak faaliyet göstermesini engellediğine inanmaktadır.56 Sonuç olarak, ABD destekli mevcut ‘demokratik’ sisteme dahil olmanın işçiler için hak ve eşitlik kampanyaları için faydalı olduğunu kabul etmemişler ve siyasi faaliyetlerini (NATO karşıtı Ç.N.) gösterilere katılmak ve kendi çevrelerinde gizli siyasi tartışmalar düzenlemek gibi muhalif taktiklerle sınırlamışlardır.57 Bununla birlikte, ARS, dış dünyadaki işçi dayanışma kampanyaları gibi yasal süreçler içinde çalışmayı kabul etmektedir ve bu da, siyasi hedefleriyle uyumlu olduğu sürece mevcut siyasi yapı içinde çalışmanın bazı faydalar sağlayabileceğine inandıklarını göstermektedir.58 NATO işgaline karşı gösterilere katılım da ARS’nin Afgan siyasetindeki çizgisini yansıtan pratiklerinden biridir. Bu gösteriler sebebiyle 2005’te hareketin üç üyesi Afgan Ulusal Polisi tarafından tutuklanmış ve bu da ABD ve Avrupa’daki enternasyonalist partilerden ve sendikalardan dayanışma mesajları gönderilmesine yol açmıştır.59 Tüm bu faaliyetler, tüm dünyada radikal sol grupların, elitlerin eliyle inşa edilen demokrasi süreçlerinde yer almak yerine bu süreçleri reddetme, bunun yerine direnişi ve yeraltı siyasi örgütlenme tutumunu benimseme şeklindeki faaliyetleriyle karşılaştırılabilir.

Amerika ve Japonya’daki sol partilerin ARS ile birtakım bağlantıları vardır. Örneğin, ARS’nin İngilizce teorik yayını olan New World [Dunia-e Naw], ‘Internationalism’ adıyla bilinen Japon sol grubunun web sitesinde yayınlanmaktadır. Buna ilave olarak, kökleri Troçkizm’e dayanan ve Amerika Birleşik Devletleri Sosyalist İşçi Partisi’nden ayrılan ABD merkezli sosyalist bir parti olan Özgürlükçü Sosyalist Parti (Freedom Socialist Party), Kandahar Eyaletindeki bir ABD askerinin 16 sivili öldürdüğü Panjwai katliamı sonrasında, ARS’nin NATO birliklerinin derhal çıkartılması çağrısında bulunan bir bildirisini yayınlamıştır.60 Afganistan dışındaki benzer düşüncedeki sosyalist gruplarla dayanışma eylemleri de ARS faaliyetlerinin süreklileşen bir özelliği olmuştur ve Pakistan, İran ve Hindistan merkezli siyasi gruplarla birlikte ‘belgeler, haber bültenleri ve bildiriler’ paylaşmışlar ve ortak etkinliklere katılmışlardır.61 Buna ilave olarak, bir ARS temsilcisi, Tüm Pakistan Sendikalar Federasyonu (All Pakistan Trade Unions Federation) üyelerinin de katıldığı çeşitli siyasi partiler ve sendikaları içeren bölgesel bir dayanışma konferansına davet edilerek, Hindistan’ın Bombay kentine bir ziyaret gerçekleştirmiştir.62Bu gezi, ARS Organizasyon Komitesinin Afgan sol siyaseti hakkında farkındalık yaratmak ve işçilerin liderliğinde meşru sendikaların oluşumu hakkında fikir edinmek için yapılmıştır. Nitekim ARS üyeleri için işçilerin önderliğinde ve onlar için aktif bir genel sendika kurulması, onların devrimci siyasi faaliyetlerinin temel hedefini oluşturmaktadır.63 Bununla birlikte, kaynak eksikliği, ulusal konulara odaklanılmış olması gibi nedenlerle, bölgesel ve uluslararası örgütlerden gelen çok sayıda talebe rağmen, ARS’nin aktif veya gözlemci bir kapasitede enternasyonal bir sosyalist toplantıya katılması mümkün olmamıştır.64 Uluslararası konferanslara katılım konusundaki genel eksiklikler ARS’nin tanınırlığını açıkça sınırlamıştır. Bu durum ayrıca daha yaygın olarak tanınan bir siyasi program geliştirmedeki başarısızlıklarının nedenlerinden biri olarak gösterilebilir.

ARS tarafından vurgulanan bir diğer önemli siyasi faaliyet, yerel STK’lar ve sivil toplum grupları gibi mevcut kuruluşlar içinde “entrist” (girişçi)65 taktikleri kullanmasıdır. Girişçilik (Entryism) stratejisiyle ARS, siyasi bir hareket olarak faaliyet göstermesine gerek kalmadan ideolojisini tanıtarak potansiyel üye kazanımları sağlamak için mevcut organizasyonlar içinde çalışabilmektedir.66 Girişçiliğin kullanılmasının en son örneklerinden biri, Afganistan’ın kuzeyindeki Samangan eyaletindeki Abhorak’ta bir madende yaşanan patlamadan sonra gerçekleşmiştir. Bu felaket, yeterli güvenlik önlemi, sigorta veya koruyucu ekipman olmadan çalışan 27 Afgan madencisinin ölümüne yol açmıştı. Felaket sonrasında ARS, bölgede bir sivil toplum grubu aracılığıyla faaliyet gösterdiğini ve mağdurların ailelerine dayanışma amacıyla yardım dağıtılması faaliyetlerine katıldığını beyan etmiştir. Hareket burada açık siyasi faaliyetler yürütmese de, mağdurların ailelerinin, güvenlik ihlallerinden dolayı maden sahiplerini ve Afganistan Hükümeti tarafından sunulan yetersiz yardımları sorgulamalarını sağlamıştır.67 Bu faaliyetlere ilave olarak, siyasi bir hareket olarak ARS, maden sahiplerine karşı Afgan Hükümeti tarafından soruşturma açılması ve madenciler için bir dayanışma fonu kurulması için çağrıda bulunmuş, mağdurlar ve ailelerini destekleyen makaleler yayınlamıştır.68

ARS’nin büyük ölçekli ütopik projeler yerine küçük ölçekli siyasi eyleme bağlılığının belki de en önemli örneği, işçi dayanışmalarına katılımlarıdır. ARS, Kabil’deki üyelerinin evlerinde iki ayda bir düzenli toplantılar yapar. Bu toplantılar en fazla on üye (artı üye olmayan konuklar) ile yapılır ve toplantı grubun organizasyon komitesi tarafından yönetilir.69 ARS genellikle bu düzenli toplantıları üç konu başlığına ayırır. İlkinde, Kabil’deki işçilerin durumuna ayrıntılı bir şekilde odaklanılarak Afganistan’daki genel siyaset tartışılır. Ardından işçiler sorunlarını organizasyon komitesi ile paylaşırlar ve toplu müdahaleler organize edilerek, işçilerin sorunlarının çözülmesi için tavsiye ve destek sunulur. Örneğin, -katıldığım- ilk ARS toplantısında işçilerden birisi uzun uzun konuşarak, telekomünikasyon sektöründe maruz kaldıkları güvenlik risklerini ve bu kuruluşların yönetimlerinin, çalışanlarının yaşamlarına çok az ilgi gösterdiklerini ve bu nedenle bazılarının iş kazalarında öldüklerini anlatmıştır.70 Toplantının son bölümü, toplantı başkanı tarafından yürütülür ve hareketin temel amaçları tartışılır. Bu amaç Kabilli ücretli işçileri birleştirecek ve hem hükümete hem de işverenlerine karşı tek bir sesle konuşmalarını sağlayacak “büyük bir sendika” olarak tanımlanan oluşumun inşa süreci olarak tanımlanmaktadır.71

Afganistan’da sendikacılığı desteklemek için, 6 Aralık 2012’deki toplantının başkanı, Kabil’deki tüm endüstri sektörlerindeki işçileri temsil eden bir sendika için bazı temel ihtiyaçların ana hatlarını özetleyen bir belge sunmuştur. Bu sunum; ‘İşçi Sendikası Oluşturmak için Koordinasyon Komitesi ve Uyuşmazlıkların Çözümü’ başlıklı bir belgeden alınmıştır ve metinde Kabil-merkezli bir “İşçiler Genel Sendikasına” ilişkin hedeflerin bir taslağı sunulmaktadır. Örneğin mezkûr belgede; ‘…komitenin amacının, belirli bir grup veya örgütler için değil, sadece işçi sendikasının oluşumu için bir tüzük oluşturmak olduğu’ belirtilmektedir.72 Bu önemlidir, çünkü “Hem ideallerimizin hem de hareketimizin içinde bulunduğu kötü durumu sona erdirmek için bir araya gelmemiz gerekmektedir, gruplar halinde, dağılmış ve parçalanmış olarak hiçbir şey elde edemeyiz” ifadeleri yer almaktadır.73 Afgan Solu arasındaki düşmanlıklar ve bölünmeler tarihi akılda tutulduğunda, belki de bu açıklamanın ütopik olduğu düşünülebilir; ancak özünde, işçilerin önderliğindeki bir genel sendikanın kurulması önerisinde ifade edildiği gibi, ARS’nin faaliyet gösterdiği siyasi ortama ilişkin günümüzdeki anlayışıyla ve küçük ölçekli işçi örgütlerine olan inançlarıyla uyumlu olduğunu gösteren bir mesajı bulunmaktadır. Bu belgenin hazırlanması ve bu konuya odaklanan bir koordinasyon komitesinin oluşturulması ARS’nin üyelerine ve müttefiklerine karşı sorumluluklarını ciddiye aldığını göstermektedir. Afgan Solu arasında birlik çağrısı yaparak, işçilerin önderliğinde genel bir sendikanın kurulması çağrısında ifade edildiği gibi, ARS, revizyona tabi tuttukları ideolojilerini tamamlayan siyasi bir faaliyete devam ediyor gibi görünmektedir. Öte yandan ARS üyeleri, gruplarını, Troçki’den etkilenen diğer radikal solcu siyasi hareketlerle geçici bir benzerlikten daha ziyade post-Maoist bir örgüt olarak görmektedirler.

Sonuç: Afgan Sol Siyasetinin Önemi

Afganistan Radikal Sol hareketinin kadroları, 1996’da ana örgütleri olan ‘Afgan Kurtuluş Örgütü’nden ayrıldıktan sonra, Maocu geçmişinden uzaklaşmayı amaçlayan bir siyasi hareket ve bir işçi birliği inşa etme sürecine girmişlerdir. Bu çalışma, ARS’yi Afganistan’da sol-kanat olarak kabul edilen bir yelpaze içerisine konumlandırmaya çalışmakta ve onların Troçki’den etkilenen bir ideolojiyi benimsemelerinin yeni bir gelişme olduğunu göstermektedir. Bu durum, ARS’nin kendisini Enternasyonal Sosyalist ve Troçkist Gruplarla ideolojik benzerlikleri olan bir oryantasyonda, radikal solcu bir kuruluş olarak inşa ettiğini, ancak işçi sınıfı kökenlerinin onun entelektüel bir hareketten ziyade bir taban hareketi olarak kalmasını sağladığını göstermektedir. Sol gelenekten gelen Afgan siyasi gruplarının 1992’den sonraki ideolojik ve örgütsel konumlarını gözden geçirme girişimlerine ilişkin çabalarındaki eksiklikler düşünüldüğünde ARS’nin mücadelesinin önemi daha iyi anlaşılacaktır.

ARS, sınırlı gücü ve faaliyetlerinin yasadışılığı nedeniyle, Afgan işçi sınıfına nüfuz etme şansı az olan küçük bir grup olarak görülmelidir ve bu nedenle, Afganistan’ın siyasi ve ideolojik konumundaki önemi sınırlıdır. Bunun yanında, bu makale boyunca önerildiği gibi, bir analiz konusu olarak ARS’nin konumu ilgi çekicidir. Kökleri 1960’lara uzanan İslami hareketlerin, karizmatik liderler etrafında inşa edilmiş seçkinlerin egemen olduğu grupların veya yeniden yapılandırılmamış siyasi hareketlerin siyasi programlarından bağımsız olarak ARS’nin varlığı, yeraltı solcu faaliyetlerinin ve ajitasyonun, işçi dayanışması ve statükoya muhalefet etrafında yeniden canlanabileceğine dair kanıtlar sağlamaktadır. ARS, Afgan solunu sınırladığına inandığı ideolojik kısıtlamaları reddetmiştir ve aynı zamanda ABD liderliğindeki işgale ve mevcut kapitalist düzene karşı çıkmıştır. Hem bilinçli hem de koşullara bağlı olarak, kendilerini sınıf mücadelesine ve etnik köken, kabilecilik veya milliyetçiliğe dayalı bölünmeleri reddetmeye adamış radikal bir sol siyasi hareket olarak konumlandırmışlardır. Üyelerini Kabil işçi sınıfının üyelerinden almaktadırlar ve lokal kaygılarını daha geniş bir işçi sınıfı enternasyonalizmi anlayışına bağlamaya çalışmaktadırlar. Kısıtlı kaynakları ve güçleri nedeniyle, hedeflerinin daha küçük ölçekli ve daha uzun vadeli olması gerektiğinin bilincindedirler. Temel hedefleri, işçilerin önderliğinde başarılı bir sendikanın kurulması yoluyla kentli işçiler arasında tabanlarını geliştirmek için farklı ideolojik konumları kullanmaktır. Yurtiçinde, bölgesel ve uluslararası düzeyde benzer düşüncedeki sol gruplarla dayanışma çabalarına katılarak ve gündemlerini daha geniş çapta tanıtarak bu temel üzerine inşa etmeyi ummaktadırlar.

Her hareket kendi özel tarihi, ideolojisi ve örgütsel yapısı ile tanımlandığı için, Afganistan’daki sol siyasi grupların evrimini tam ve ayrıntılı bir şekilde anlamak adına yapılacak çok iş olduğu açıktır. Bununla birlikte, ARS gibi ideolojik reform sürecine girmiş, hedeflerini yeni baştan ifade etmeye çalışan bir sol grubun varlığı, Afganistan gibi karmaşık siyasi, ekonomik ve sosyal coğrafyada sol hareketlerin siyasi örgütlenmelerini ve ideolojik değişimlerini sürdürmelerinin mümkün olduğunu da göstermektedir.

Kaynaklar

Afghanistan Liberation Organization [Online], URL: http://a-l-o.maoism.ru/ [accessed: 23 October 2014].

Allan, Nigel J. R. (2001) ‘Defining Place and People in Afghanistan’, Post-Soviet Geography and Economics, 42(8), pp. 545-60.

Bayly, Martin J. (2013) ‘The ‘re-turn’ to empire in IR: colonial knowledge communities and the construction of the idea of the Afghan polity, 1809-38’, Review of International Studies, 39(1), pp. 1-22.

Bennigsen, Alexandre A.; Wimbush, S. Enders (1979) Muslim National Communism in the Soviet Union , Chicago: Chicago University Press.

Bezhan, Faridullah (2012) ‘Ethno-religious dynamics and the emergence of the Hezbe Seri Itehad (Secret Unity Party) in Afghanistan in the late 1940s’, Central Asian Survey, 31(4), pp. 445-64.

Bodansky, Yossef; Forrest, Vaughn S. (1990) Tanai’s Coup in Kabul, 15 March 1990, Task Force on Terrorism & Unconventional Warfare, House Republican Research Committee, US House of Representatives, Washington D.C.

Callinicos, Alex (1990) Trotskyism, Buckingham: Open University Press [Online], URL: http:// www.marxists.de/trotism/callinicos/index.htm [accessed: 23 October 2014].

Castagné, Joseph (1935) ‘Soviet Imperialism in Afghanistan’, Foreign Affairs, 13(4), pp. 698-703.

Definition of comprador in English’, Oxford Dictionaries [Online], URL: http:// www.oxforddictionaries.com/definition/english/comprador [accessed: 22 January 2014]

Dorronsoro, Gilles (2007) ‘Kabul at War (1992-1996): State, Ethnicity and Social Classes’, South Asia Multidisciplinary Academic Journal, 1, URL: http://samaj.revues.org/document212.html.

Dupree, Louis (1979) ‘Red Flag Over the Hindu Kush, Part 1, Leftist Movements in Afghanistan’, American Universities Field Studies Reports, Asia, 44, New York: American Universities Field Service.

Duverger, Maurice (1967) Political Parties, London: Methuen and Co. Ltd.

Emadi, Hafizullah (2001) ‘Radical Political Movements of Afghanistan and Their Politics of People’, Central Asian Survey, 20(4), pp. 427-50.

Eternal Flame [Shola Jawid] [Online], URL: http://www.sholajawid.org/ [accessed: 9 December 2014].

Freedom Socialist Party [Online], URL: http://www.socialism.com/drupal-6.8/?q=node/1869 [accessed: 7 January 2014].

Giustozzi, Antonio (2000) War, Politics and Society in Afghanistan, Washington, DC: Georgetown University Press.

Giustozzi, Antonio (2013) ‘March towards democracy? The development of political movements in Afghanistan’, Central Asian Survey, 32(3), pp. 318-33.

Halliday, Fred (1978) ‘Revolution in Afghanistan’, New Left Review, 112, pp. 3-44.

Halliday, Fred; Tanin, Zahir (1998) ‘The Communist Regime in Afghanistan 1978-1992: Institutions and Conflicts’, Europe-Asia Studies, 50(8), pp. 1357-80.

Hopkins, B.D. (2008) The Making of Modern Afghanistan, Houndmills & Basingstoke: Palgrave Macmillan.

Ibrahimi, Niamatullah (2012) ‘Ideology without Leadership: The Rise and Decline of Maoism in Afghanistan’, August 2012, Afghanistan Analysts Network Occasional Paper, Kabul, Afghanistan [Online], URL: http://www.afghanistan-analysts.org/wp-content/uploads/downloads/2012/09/ NIbr-Maoists-final.pdf. [accessed: 9 December 2014].

Marwat, Fazal-ur-Rahim (1997) The Evolution and Growth of Communism in Afghanistan (1917-1978): An Appraisal, Karachi: Royal Book Company.

Minutes of the Congress of the Peoples of the East, Baku, September 1920 (1977) London: New Park Publications.

Møller, Jørgen; Skaaning, Svend-Erik (2010) ‘Post-communist regime types: Hierarchies across attributes and space’, Communist and Post-Communist Studies, 43, pp. 51-71.

Najibullah, Heela (2011) Afghan Attempts at Peace and Reconciliation 1986 and 2010: A Comparison, Delhi: Delhi Policy Group [Online], URL: http://www.delhipolicygroup.com/pdf/final_booklet.pdf [accessed: 11 Dec 2014].

New World [Dunia-e-Naw] (2001) ‘A political-theoretical publication of the Left Radical of Afghanistan (LRA)’, August, Vol. 1 [Online], URL: http://www.ngy1.1st.ne.jp/~ieg/ieg/inter/ vol5-4/LRA3e.htm [accessed: 23 October 2014].

Osservatorio Afghanistan (2014) Intervista Al Solidarity Party of Afghanistan [Online], URL: http://www.osservatorioafghanistan.org/2014/02/intervista-al-solidarity-party-of-afghanistan/ [accessed: 9 December 2014].

Rogh, Sayed Hamidullah (2001) ‘What makes Watan party different from PDPA?’ [Online], translated from Persian by Aemal Peroz, URL: http://payamewatan.com/english/dr.h.rogh.htm [accessed: 9 December 2014].

Rubin, Barnett (2002) The Fragmentation of Afghanistan. Second Edition, New Haven & London: Yale University Press.

Ruttig, Thomas (2006) ‘Islamists, Leftists—and a Void in the Center. Afghanistan’s Political Parties and where they come from 1902-2006’, Konrad Adenauer Stiftung [Online], URL: http:// www.kas.de/wf/doc/kas_9674-1522-2-30.pdf?061129052553 [accessed: 9 December 2014].

Ruttig, Thomas (2013) ‘How It All Began. A Short Look at the Pre-1979 Origins of Afghanistan’s Conflicts’, AAN Occasional Paper 01/2013 [Online], URL: http://www.afghanistan analysts.org/wpcontent/uploads/downloads/2013/02/20130111Ruttig-How_It_All_Began_FINAL.pdf [accessed: 20 November 2014].

Ruttig, Thomas (2014) ‘May Day in Workers Street: Trade Unions and status of labour in Afghanistan’ [Online], URL: https://www.afghanistan-analysts.org/may-day-on-workers-streettrade-unions-and-the-status-of-labour-in-afghanistan/ [accessed: 9 December 2014].

Sartori, Giovanni (1976) Parties and party systems: A framework for analysis, Volume 1, Cambridge: Cambridge University Press.

Thorner, Alice (1982) ‘Semi-Feudalism or Capitalism? Contemporary Debate on Classes and Modes of Production in India’, Economic and Political Weekly, 17(49), pp. 1961-68.

TOLO News.com (2013) ‘27 Afghans Killed in Mining Accident’, 15 September, 2013 [Online], URL: http://www.tolonews.com/en/afghanistan/11932-27-afghans-killed-in-mining-accident [accessed: 10 January 2014].

Ziblatt, Daniel F. (1998) ‘The Adaptation of Ex-Communist Parties to Post-Communist East Central Europe: a Comparative Study of the East German and Hungarian Ex-Communist Parties’, Communist and Post-Communist Studies, 31(2), pp. 119–37.

Kaynak: “The Left Radical of Afghanistan [Chap-e Radikal-e Afghanistan]: Finding Trotsky after Stalin and Mao”, South Asia Multidisciplinary Academic Journal (SAMAJ) Free-Standing Articles, 2015, pp.1-21. https://journals.openedition.org/samaj/3895

1 Farsçasıyla Çep-i Radikal-i Afganistan (ÇRA) İngilizcesiyle Left Radical of Afghanistan (LRA) (Ç.N.).

2 Yazar, ARS’nin varlığından ilk olarak bir Afgan tarafından gönderilen isimsiz bir e-posta adresi verildikten sonra haberdar olmuştur. Ardından, kendini ARS’nin “Dışişleri Temsilcisi” olarak tanıtan Nasir Loyand ile bir dizi e-posta görüşmesi yapılmıştır. Bu irtibat sayesinde, Loyand bir dizi e-posta görüşmesine katılmayı kabul etmiş ve ARS’ın Yeni Dünya (Dunya-yı Nev) adlı materyallerini yazara göndermiştir. Bunu takiben, 2013-14’te yazar Afganistan’ın başkenti Kabil’e bir araştırma gezisi düzenlenmiş ARS üyeleriyle doğrudan temas kurulmuştur. Ardından, ‘Ahmad Nur’ takma adını kullanan kişi ile röportajlar yapılmış ve ARS’nin ideolojisi ve organizasyonu hakkında bilgi alınmıştır. Yüz yüze görüşmeler Aralık 2013 ve Şubat 2014’te, iki ay süresince, Kabil’in iki ayrı işçi sınıfı mahallesinde, üyelerin konutlarında gerçekleştirilmiştir. Görüşmeler temel olarak ARS’nin iki kilit ismiyle, Peşaver’de (Pakistan) yaşayan aktivist Nasir Loyand ve Nangarhar’da (Afganistan) öğretmenlik yapan Ahmad Nur’la gerçekleştirilmiştir. Bu isimlerin ikisi de üyelerinin güvenliklerini sağlamak için kullandıkları sahte isimlerdir.

3 ARS, parti (Fars. hizb) adını kullanmaktan kaçındığından kendisini tanımlamak için “hareket”, “grup”, “topluluk” gibi isimler kullanmayı tercih etmektedir. Eldeki veriler ARS’nin “hücre”, “şube”, “milis kuvveti” gibi alt birimlerin toplamından oluşan bir parti örgütlülüğü değil; benzer siyasi ideolojilere sahip solcu işçilerin gevşek bir birlikteliği (Duverger 1967: 17-36) olarak görülebilir. Benzer şekilde, olumsuz çağrışımları önlemek için ARS’nin Afganistan Kurtuluş Örgütü (AKÖ) (Fars.Sazman-e Rihay-e Afghanistan) ’nünden ayrılan bir grup olarak görülmesi haricinde, hareket için ‘hizip’ teriminin kullanılmasından da kaçınılmaktadır.

4 Farsçanın Afganistan’da farklı etnik gruplarca lingua franca olarak kullanılan bir diyalekti (Ç.N.).

5 Afgan’ teriminin günlük kullanımda genellikle Peştun/Pahtun veya Pathan kimliğini karşılamak için kullanılmaktadır. (Öte yandan) ARS’nin bu terimi (Afgan) Afganistan olarak bilinen coğrafi bölgede yaşayan tüm etnik toplulukları birleştirmek /kaynaştırmak için kullanmayı tercih ettiği görülmektedir. (Allan 2001). Bu terimi kullanma biçimlerine yönelik ARS üyeleriyle herhangi bir tartışmaya girilmemiştir.

6 ARS’nin lideri bir telekomünikasyon şirketinde işçi olarak çalışmaktaydı. Hareketin en eski üyesi maaşını devletten alan bir temizlik işçisiydi. Saha çalışması notlarından 20 Şubat 2014.

7 Örneğin ADHP’nin devamı sayılabilecek Afganistan Ulusal Vatan Partisi’nin (Hezb-e Milli-e Watan-e Afghanistan],tüzüğü partinin sosyalist geçmişine aykırı olarak milliyetçi kimliği defaatle vurgulamaktadır. Afganistan Dayanışma Partisi [Hezb-e Hambastagi-e Afghanistan] program açısından ARS’ye benzer bir ajandaya sahip gibi görünmektedir. Gelecekteki çalışmalar açısından önemli olmakla birlikte iki hareketin ideolojik benzerlikleri ve ayrılıkları bu makalenin kapsamını aşan farklı bir konu başlığıdır.

8 Geçerlik, güvenirlik ve güç analizi terimleriyle ifade edilen ‘üçgenleme’ nicel araştırmalarda sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Ancak sayısal göstergelerin kanıt olarak kullanılamadığı yukarıdaki türde bir araştırmada geçerlik, güvenirlik ve güç analizi yapmak zordur (Ç.N.)

9 ARS’nin dış ilişkiler sorumlusu Nasir Loyand’la mail üzerinden kişisel görüşme 28 Aralık 2012. Şu anki koşullar altında bu iddianın doğruluğunu teyit etme imkânımız bulunmamaktadır.

10 Nasir Loyand’la mail üzerinden kişisel görüşme 25 Aralık 2014.

11 Saha çalışması notları 6 Aralık 2013. ‘Afgan’ olmak kavramı ile ilgili daha fazla ayrıntı için bkz 5. Dipnot.

12 Afganistan gibi bir ülkede bu oldukça nadir bir tutumdur. Afganistan’da her etnik grup belli bir siyasal organizasyonun destekçisidir. Örneğin Özbeklerin Cünbüş-i İslamî’yi, Taciklerin Cemiyet-i İslamî’yi, Hazaraların Hizb-i Vahdet’i, Peştunların Taliban’ı desteklemesi gibi (Ç.N).

13 Kadınların özgürleşmesinin teorik olarak savunulmasına rağmen takınılan bu tutum Afganistan’daki kültürel ortamın ideolojik saflıktan daha baskın geldiğinin bir kanıtıdır.

14 Toplantılar sırasında grubun birlikte dua ettikleri gözlemlenmiştir. Toplantılar esnasında yemekten önce ortaklaşa sofra duası yapılır. Ancak bunlar radikal dinci bir grupların aksine tarzda bireysel veya kolektif kurallara dayanmıyor gibidir.

15 ARS üyeleri ile yapılan saha çalışması notalarından 6 Aralık 2013 ve 20 Şubat 2014,Kabil. ARS Afganistan’ın diğer bölgelerinde de toplantılar yaptığını iddia etmektedir; ancak bu iddianın geçerliliği kontörle edilememiştir.

16 Afganistan’daki proto-sol ve sol radikal siyasi partilerin gelişimi hakkında daha fazla bilgi için bakınız, Castagné (1935), Marwat (1997), Emadi (2001), Ruttig (2006), Behzan (2012), Ibrahimi (2012), Giustozzi (2013) ve Ruttig (2013). Halliday’in New Left Review ve The Nation‘da (1978-81) yayınlanan çalışmaları ve Louis Dupree’nin “Red Flag Over the Hindu Kush” (1979-80) serisi ADHP iktidarının erken döneminin ayrıntılı ve aydınlatıcı açıklamalarını sunması açısından önemlidir.

17 Eylül 1920’de toplanan ve Asya’nın dört bir yanından devrimcilerin katıldığı Bakü Kongresi, ülkesinde toplumsal reformlara öncülük eden Afganistan Emiri Emanullah Han’ın yönetiminin ilk yıllarında denk gelmişti. Kongrenin delege listelerine göre Ağazade adlı bir Afgan komünisti ile “partisiz” olarak tanımlanan Azim ve Kara Taciyev adlı Afganların kongreye katıldığı görülmektedir (Congress of the Peoples of the East, 1920, First Session: §2; Seventh Session: §11). Stenografik kayıtlar bize Afgan katılımcılar hakkında hiçbir sayısal bilgi sunmaz. Bu anormallik, belki de, katılımcıların arasında Peştun kökenlilerin olmaması ve Afgan katılımcıların Hazara, Tacik, Özbek gibi etnik kimlikler içinde sayılmış olmasıyla açıklanabilir. Bu konu hakkında bilgi için bkz: https://www.marxists.org/history/international/ comintern/baku/delegates.htm. Bakü’deki tartışmalar hakkında daha detaylı bilgi almak isteyenler için tutanaklar online olarak şu adreste mevcuttur. https://www.marxists.org/history/international/ comintern/baku/index.htm.

18 ADHP eski politbüro üyesi Abdurraşid Aryan’la mülakat, Kabil 28 Ekim 2013.

19 Nasir Loyand’la mail üzerinden şahsi görüşme 28 Aralık 2012.

20 ADHP eski politbüro üyesi Abdurraşid Aryan’la mülakat,Kabil 28 Ekim 2013.

21 Eski ADHP’lilerin önemli bir bölümü Taliban sonrası dönemde H. Karzai ve E. Gani hükümetlerinde üst düzey görevlere gelmişlerdir. Raşid Dostum ve 2012’de şüpheli bir kazada ölen Sebgetullah Sanjar ve Karzai hükümetlerinde Devlet Başkanı Yardımcısı olarak görev yapmışlardır. Necibullah’ın en etkili komutanlarından biri olan Cabbar Kahraman da (1958-2018) Eşref Gani tarafından Taliban’a karşı savaşan resmi milis teşkilatlarının başına getirilmişti. Kahraman 2018’de seçim çalışmaları için gittiği Helmand’ta Taliban tarafından bürosuna yerleştirilen bir bomba sonucu hayatını kaybetmiştir. Eski ADHP liderlerinden Nurulhak Ulumi de Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin danışmanı görevine getirilmişti. Bu örnekler çoğaltılabilir. (Ç.N.).

22 Afganistan Demokratik Anavatan Partisi [Hezb-e Milli-e Watan-e Afghanistan] (2014) tüzüğü. (Laws of the Democratic Homeland Party of Afghanistan’, translated from Dari by Mohammad Zafar Salehi [unpublished].

23 ADHP dönemi Savunma Bakanı Şah Nevaz Tanai ile mülakat Kabul, 26 Mart 2014. Tanai, hareketinin Peştun milliyetçisi olduğunu kabul etmemektedir, ancak bir Halki radikali olarak geçmişi, Gulbuddin Hikmetyar ile olduğu iddia edilen (her ne kadar inkâr edilse de) bağlantıları ve hareketinin Peştu diliyle adlandırılması gerçeği, bu tutumu aldığını göstermektedir.

24 İdeolojilerinin bir karşılaştırmasını yapmak bu makalenin kapsamı dışında olsa da, Dayanışma‘nın (ADP) ARS’ye en yakın hareketlerden biri olduğu görülmektedir. Örneğin, ADP de ARS gibi laikliğe, kadın haklarına, demokrasiye bağlılık ile ABD/NATO işgaline karşı muhalefetiyle dikkat çekmektedir. (Osservatorio Afghanistan, 2014).

29 AKÖ’den 1978’de kopan başka bir Maocu grup (Ç.N.).

30 Nasir Loyand’la mail üzerinden şahsi görüşme, 28 Aralık 2012.

31 Nasir Loyand’la mail üzerinden şahsi görüşme, 28 Aralık 2012.

32ARS, AKÖ liderliğinin örgütün ideolojisi ve liderliğini tartışmak için hiçbir kongre veya konferans düzenlenmediğini iddia etmektedir. Bu iddiayı destekleyen veya çürüten bir bulguya ulaşamadım.

33 Nasir Loyand’la mail üzerinden şahsi görüşme, 16 Ocak 2014.

34 ARS Nangarhar temsilcisi Ahmad Nur’la mülakat Kabil, 19 Eylül 2013.

35 Nasir Loyand’la mail üzerinden şahsi görüşme, 16 Ocak 2014.

36 Bu iddiaların ASİÖ için de geçerli olup olmadığı doğrulanamamıştır. Ancak yukarıda bahsedildiği üzere ASİÖ kendini radikal solcu ilan edenlerle aynı küme içinde görmektedir.

37 Nasir Loyand’la mail üzerinden şahsi görüşme, 16 Ocak 2014.

38 Nasir Loyand’la mail üzerinden şahsi görüşme, 16 Ocak 2014.

39 Nasir Loyand’la mail üzerinden şahsi görüşme, 28 Aralık 2012.

40 Nasir Loyand’la mail üzerinden şahsi görüşme, 28 Aralık 2014.

41 Ahmad Nur’la mülakat Kabil, 19 Eylül 2013

42 Ahmad Nur’la mülakat Kabil, 19 Eylül 2013

43 Yeni Dünya (Fars. Dunya-e Naw)—ARS’nin politik/teorik yayın organıdır. Yeni Dünya aynı zamanda ARS’nin İngilizcede basılan yegane uluslarası yayınıdır.

44 Ahmad Nur’la mülakat Kabil, 19 Eylül 2013

45 Ahmad Nur’la mülakat Kabil, 19 Eylül 2013

46 Nasir Loyand’la mail üzerinden şahsi görüşme, 4 Ocak 2014.

47 İşçilerin dayanışmasına ve işçilerin bireysel sorunlarının ele alınmasına özel olarak odaklanılması konusu ARS Aralık 2013 toplantısında özellikle belirgindi. Saha çalışması notları 6 Aralık 2013.

48 Nasir Loyand’la mail üzerinden şahsi görüşme, 4 Ocak 2014.

49 Yeni Dünya’da ARS klasik Marksist slogan olan “Bütün Dünyanın İşçileri Birleşin”i kullanmaktadır.

50 Nasir Loyand’la mail üzerinden şahsi görüşme, 16 Ocak 2014.

51 Nasir Loyand’la mail üzerinden şahsi görüşme, 4 Ocak 2014.

52 Nasir Loyand’la mail üzerinden şahsi görüşme, 28 Aralık 2014.

53 Ahmad Nur’la mülakat Kabil, 19 Eylül 2013

54 Ahmad Nur’la mülakat Kabil, 19 Eylül 2013

55 ARS politik iklim nedeniyle üyelik kayıtları hakkında herhangi bir bilgi vermemektedir. Bu konuyla ilgili doğrulanmış herhangi bir bilgi olmadan, ARS’nin üye sayıları açısından gücünü değerlendirmek mümkün değildir.

56 “Komprador” ‘yatırım, ticaret veya ekonomik veya politik sömürü ile uğraşan yabancı kuruluşlar için temsilci olarak hareket eden kişidir’ (Oxford Dictionaries 2014). Bu anlamda “komprador burjuvazi” yabancı ekonomik, sosyal ve politik kurumlar ve hükümetlerle ittifak kuran Afgan seçkinlerini ve orta sınıflarını tanımlar.

57 Nasir Loyand’la mail üzerinden şahsi görüşme, 4 Ocak 2013.

58 Nasir Loyand’la mail üzerinden şahsi görüşme, 4 Ocak

59 Nasir Loyand’la mail üzerinden şahsi görüşme, 4 Ocak

61 Nasir Loyand’la mail üzerinden şahsi görüşme, 4 Ocak

62 Saha çalışması notları, 20 Şubat 2014.

63 Left Radical of Afghanistan [Chap-e Radikal-e Afghanistan] (2014) The Coordination Committee and Dispute Resolution to Create the Labour Union [Draft] (‘Aqrab 1392/2014), translated from Dari by Mohammad Jawad (unpublished).

64 Nasir Loyand’la mail üzerinden şahsi görüşme, 28 Aralık 012.

65 Entryism (veya sızma), bir kuruluşun, üyelerini veya destekçilerini, nüfuzunu genişletmek ve fikirlerini ve programlarını genişletmek amacıyla, genellikle daha büyük bir kuruluşa katılmaya teşvik ettiği siyasi bir stratejidir. Komünist partilerin nicel olarak zayıf olduğu bazı ülkelerde ayrı bir parti çalışması yapmak yerine geniş sosyal demokrat partiler içinde çalışma yürütme stratejisi olarak ortaya çıkmıştır. Örneğin Pakistan’da komünistler genellikle Awami Partisi veya Halk Partisi içinde çalışmayı tercih etmişlerdir (Ç.N.)

66 Bu, ARS gibi bir siyasi örgütlenme için bir tür zorunluluktur. Zira ARS laikliği destekleyen bir grup olduğundan, mevcut Afgan anayasasına göre yasadışı bir oluşum sayılmaktadırlar.

67 Ahmad Nur’la mülakat, Kabil, 19 Eylül 2013

68 Left Radical of Afghanistan [Chap-e Radikal-e Afghanistan] (2013) ‘The families of died mine workers, need your support’, Supporting Committee of the Victims of Samangan Coal Mine, translated from Dari by Nasir Loyand [unpublished].

69 Saha çalışması notları, 6 Aralık 2013.

70 Saha çalışması notları, 6 Aralık 2013.

71 Ruttig’in (2014) gösterdiği gibi, Afganistan’da sınırlı da olsa bir işçi hareketi tarihi vardır ve işçilerin bir ulusal örgütü, Afganistan İşçiler ve Emekçiler Ulusal Birliği [Ittehadia-ye Melli-ye Kargaran wa Karmandan-e Afganistan] şu anda faaliyettedir. Eski ADHP kadrolarıyla bağlantılı olan bu yapı ile ARS’nin birlikte hareket ettiğine dair bir veri yoktur.

72 Left Radical of Afghanistan [Chap-e Radikal-e Afghanistan] (2014) The Coordination Committee and Dispute Resolution to Create the Labour Union [Draft] (‘Aqrab 1392), translated from Dari by Mohammad Jawad, §6 [unpublished].

73 Left Radical of Afghanistan [Chap-e Radikal-e Afghanistan] (2014) The Coordination Committee and Dispute Resolution to Create the Labour Union [Draft] (‘Aqrab 1392), translated from Dari by Mohammad Jawad, §5 [unpublished].

Yazarın Diğer Yazıları

Aynı kategoriden yazılar