Ana SayfaArşivSayı 80 - 81 ‘KARŞILAŞMA MATERYALİZMİ’ ve MARKSİZMMarksist Bilimle Uyumlu Bir Rastlantısal Materyalizm mi?

Marksist Bilimle Uyumlu Bir Rastlantısal Materyalizm mi?

 

 

 

 

 

Marksist Bilimle Uyumlu Bir
Rastlantısal Materyalizm mi?
 

 

William S. Lewis
Çeviri: Elif Nur Aybaş

 

Önceki bölümde, yayınlanmış metinlerinin biçimi, sunumu ve içeriği göz önüne alındığında, Althusser okuyucularının neden onun 1980’lerde bilimciliğinden vazgeçtiği izlenimine kapılmış olabileceğini tartıştık. Bununla birlikte, 1980 öncesi bilimciliğinin açık tutarlılığı göz önüne alındığında (bu makalenin ikinci bölümünde ayrıntılı olarak açıklandığı ve aşağıda tekrar özetlendiği gibi), bu çıkarımdan şüphelenmek için yeterince nedenimiz var. Şüpheciliğimizin bir başka sebebi de dayandığı bilginin kısıtlı olması: Althusser’in karşılaşma materyalizmi ve onun oluşum süreci ile ilgili yazılarının büyük kısmı yayınlanmamıştır.[1] Buna ek olarak, bu felsefeyi geliştiren temel metinler belirgin editoryal müdahalelere maruz kaldı. Örneğin Karşılaşma Materyalizminin Yeraltı Akıntısı denemesinin bir araya getirilmesi için, geçici olarak Bu Kitabı 1982 Ekim’inde Yazdım (“J’écris ce livre en octobre 1982”) olarak adlandırılan kitabın giriş bölümleri çıkarıldı. Bu bölümler, mevcut durumun bir değerlendirmesiyle spesifik politik eylem önerileri içeriyordu.[2] Bu müdahale, Bu Kitabı 1982 Ekim’inde Yazdım ile Althusser’in açık ve kesin bir şekilde mevcut konjonktür üzerine düşünmek için bir girişimde bulunmadığını, daha ziyade, yalnızca, rastlantısal materyalizm üzerine kaleme aldığı iki temel metinden birinde politik-ontolojik felsefi bir geleneği geliştirmekle ilgilendiği görüntüsü vermektedir.[3] Tartışmalı düzenlemelerin yanı sıra, benzer şekilde belli bölümlerin çıkarılması, rastlantısal materyalizmin diğer temel metni Felsefe ve Marksizm: Fernanda Navarro’yla Söyleşiler’i (Philosophy and Marxism: Interviews with Fernanda Navarro) de damgalamıştır. Yetmişlerden rastlantısal materyalizmle ilgili açık tartışmalar ve kavramlar içeren, Althusser’in bilimciliği terk ettiği, bu terk edişinin rastlantısal materyalizmin gelişimiyle paralel olduğu şeklindeki tezleri teyit edebilecek (ya da yanlışlayacak) gözden kaçmış veya Filozof Olmayanlar İçin Felsefeye Giriş (Initiation à la Philosophie pour les Non-Philosophes) örneğinde olduğu gibi henüz yayınlanmış (bir kısmı kitap uzunluğunda) sayısız metin vardır.[4]

Althusser’in ölümünden sonra düzenlenip yayınlanması için özel izin verdiği tek bir metin haricinde (ki bu Güney Amerika’dadır) yayınlanmış metinlerini arşivdekilere kıyasla öncelikli kabul etmek için çok fazla sebep yoktur.[5] Bu nedenle, daha sonraki çalışmalarında Althusser’in bilimciliği terk edip etmediğine karar vermeye çalışırken, yayınlanmamış yazıları dikkate almak hem meşru hem de önemlidir. Sonuç olarak, makalenin bir sonraki bölümü, Althusser’in yazılarının ölümünden sonraki derlemelerinden ve 1982-1987 döneminden kalan bazı yayınlanmamış metinlerden ilgili pasajları inceleyecektir. Bunu yaparken, Althusser’in 1982’de ortaya çıkan düşüncelerinin önceki bilimciliğinden arındırıldığını iddia edenlere ve onun 1970’lerin sonlarında bilimciliği terk ettiği yönündeki argümanlara karşı bir okuma önerilecektir. Bu karşı okumanın birincil hedefi Althusser’ın bilimciliğini terk etmediğini, bunun sonraki çalışmalarında teorisinin sürekli ve önemli bir parçası olarak nasıl göründüğünü göstermektir. İkincil amaç, yukarıda detaylandırılan görünüşte anti-bilimsel önermeleri açıklamaktır.

 

4.1 Terk Ediş Tezine Bir Alternatif

Althusser’in daha sonraki çalışmalarında düşüncesinin bilimsel yönünü reddettiği tezi inşa edilmek isteniyorsa; bunun travma, şiddetli akıl hastalığı, Marksist düşüncenin kökten değişmiş görüşlerini ifade eden felsefi materyallere kısıtlı erişimin damga vurduğu ve kurumlarda geçen iki yılın ardından 1982 yazında ortaya çıktığı iddiası psikolojik olarak inanılmazdır. Böyle bir değişikliğin kökenlerini, Althusser’in Marksizmin bilimselliği hakkındaki bilinen iddialarını reddettiği derin bir teorik ve politik mücadele bağlamında açıkladığı için; bu reddin köklerini Marksizmin Bunalımı dönemi metinlerinde bulmak çok daha muhtemel görünmektedir. Ancak mevcut kanıtların toplamına dayanarak, 1970’lerin sonlarında Althusser’in felsefesinde neler olduğuna dair en iyi okuma ve 1980’lerden sonraki çalışmalarının başlangıcına ilişkin en iyi açıklama bu mudur?

Althusser’in 1972’den 1980’e kadar olan dönemdeki yayınlanmış ve yayınlanmamış metinlerinin bu makalenin 2.3. bölümündeki incelemesi, onun ne Marksizmin bir bilim olduğu yönündeki pozisyonunu gözden geçirmek ne de doğru bilimsel bilgi ile etkili politik eylem arasında zorunlu bir ilişki olduğu iddiasını değiştirmek niyetinde olduğunu gösterdi. Tam aksine, bu dönem metinlerinin çoğu bu ilişkiyi vurgular. Ayrıca Althusser’in, Marksist bilimin nasıl takip edileceği ve daha sonra siyasi karar alma sürecine hangi biçimlerde entegre edileceğine ilişkin pratik detayları çözmeye çalıştığını da gösteriyorlar. Yayınlanan materyallerin bazıları bu çabanın çok küçük bir kısmını ortaya koysa da, yakın zamanda yayınlanan Filozof Olmayanlar İçin Felsefeye Giriş, Marksist bilim, Marksist siyaset ve Marksist felsefe arasındaki ilişki üzerine kapsamlı bir tartışmayla birlikte Marksist bilime yönelik açık bir “tasdik” içerir.[6] Kısacası bu kitap, diğer birçok uzun ve (henüz) yayınlanmamış çalışmayla birlikte, Althusser’in amaçlı siyasi değişimin en iyi şekilde politik konjonktürün bilimsel analiziyle sağlanabileceği tezini, felsefe, pratik ve polemiğin terimleriyle geliştirdiğini gösteriyor.[7]

Eğer Althusser, 1970'lerin sonlarında Marksizmin bilimselliği hakkındaki iddialarını terk etmediyse, aksini iddia eden bazı eleştirmenlerin tezlerinin kanıtı olarak sunduğu Sınırları içinde Marx (Marx in his Limits) ve Bugünkü Marksizm (Marxism Today) gibi metinlerde ne yapmak istemişti? Tartıştığımız gibi, mevcut kanıtlara uyan açıklama, Althusser’in eş zamanlı olarak Marksist felsefe ile ne yapıyorsa Marksist bilimle de aynısını yapıyor olduğudur. Doğrudan söylemek gerekirse, onu ideolojik bileşenlerinden ve dolayısıyla idealist içeriğinden ve mirasından temizlemeye girişmişti. 
Marksist bilimi bir bütün olarak mahkûm etmekten ziyade, Althusser 1975-1980 arasında Marksist bilimin tarihsel olarak Marksist felsefe ile eşleştirilen ve “diyalektik materyalizm” olarak bilinen tarihsel materyalizmin belli bir versiyonunu acımasızca eleştirmiştir. “Diyalektik materyalizmin ayrılmaz bir parçası” veya “diyalektik materyalizmin tarihe uygulanmasının bir sonucu” olarak anlaşılan Marksist bilimin bu versiyonuna tarihsel olarak tarihin ve doğanın idealist metafiziği ile ikili ilişkisi hakim olmuş ve onu tanımlamıştır.[8] Althusser, sıklıkla, 1976 ve 1980 arasında tarihsel materyalizmin ve diyalektik materyalizmin zamansal örtüşmesinin işçi hareketi için zararlı sonuçları olduğunu açık bir şekilde belirtti.[9] Bununla birlikte, Marksizmin çekirdeğinin bilimsel olmadığı düşüncesini Althusser'in tarihsel ve diyalektik materyalizmi eş zamanlı olarak “dağıtma” girişimi takip etmedi. Sonuçta bu eleştirilerle aynı dönemde Althusser, mevcut sosyo-ekonomik ve politik konjonktürün bilimsel bir analizinin neleri içermesi gerektiği üzerine çalışıyordu.[10] Ayrıca, siyasi eylemin başarılı olabilmesi için komünist partinin mevcut konjonktürün eleştirel sosyal bilimsel analizlerine girişmesi gerektiğine dair tartışmalar yürütüyordu.[11] Fanti röportajının ve bu döneme ait birçok metnin göstereceği gibi, Althusser bu analizi “tarihsel materyalist” olarak adlandırmaktan çekinmedi. Bu bağlamda, görüldüğü gibi, Althusser'in 1970'lerin sonlarındaki tarihsel materyalizm eleştirisi, her ikisi de idealist metafizikle ilişkilerinden sıyrılmış bir Marksist bilim ve Marksist felsefeye yönelik yenilenmiş materyalist bir yaklaşımın eş zamanlı olarak irdelenmesiyle tamamlayıcı görünmektedir.
Bu irdeleme ile, Marksist felsefe eleştirisinde olduğu gibi, ancak daha büyük ölçüde, isimlendirme sorunu ortaya çıkmaktadır. Marksist felsefe söz konusu olduğunda, tarihsel tekerrürleri “diyalektik materyalizmi” ve kendisinin inşa etmekte olduğu materyalizmi felsefe dışı, felsefe karşıtı ve Marksizm için felsefe biçiminde ayrıştırıp etiketleyerek Althusser, çalıştığı Marksist felsefenin tarihsel tekerrürleriyle yetmişlerde geliştirmekte olduğu “Marksizm için felsefe” arasındaki farklara işaret etti. 80'lerde, bu yeniden yapılandırılmış Marksist felsefe adlandırması rastlantısal materyalizm ve karşılaşma materyalizmini kapsayacak şekilde genişledi. Althusser her zaman bu ifadeleri tutarlı bir şekilde kullanmadıysa ve Marksist felsefe ibaresiyle hem reddettiği Marksizmin idealist versiyonuna hem de geliştirmekte olduğu materyalist felsefeye atıfta bulunmuş olsa dahi, en azından bir ayrım yapmıştır. Ancak Althusser'in Marksist felsefeyi hangi anlamda kullandığı genellikle bağlamla açıkça gösterilmiştir.[12] Buna karşılık, Althusser, ister tarihsel olarak diyalektik materyalizmin domine ettiği ister kendisinin yeniden gözden geçirerek idealist metafizikle ilişkisinden arındırdığı versiyonunu kastediyor olsun; adet edindiği üzere her ikisine de aynı isimle işaret etti: “Marksist bilim” ve “tarihsel materyalizm”.
1970'lerin sonlarında Althusser’in tarihsel materyalizme karşı eleştirel bir tutum takındığı, alternatif bir Marksist bilim anlayışı kurmak, bu alternatif Marksist bilimi ve siyasi karar alma süreçlerindeki kullanımını araştırmak için çeşitli tartışmalar yürüttüğü 2.3. bölümde yeterince açıklanmış olmalıdır. Açıklığa kavuşturulmamış olan, tarihsel materyalizmin bu yeniden yapılandırılmış anlayışının tam olarak ne içerdiğidir. Olumsuz olarak; Althusser'in Marksist bilimin diyalektik materyalizm ile ilişkisine yönelik eleştirisinden, (a) genel tarih yasalarının bulunduğu ve (b) sosyal ilişkilerin fiziksel ilişkilere benzer biçimde belirlendiği düşüncelerinin idealist birer hata olduğunu biliyoruz.[13] 1975 ve 1978 arasında yazılan metinlere yönelik incelememizden Althusser'in yeniden yapılandırdığı tarihsel materyalizmin aşağıdaki olumlu özelliklere sahip olduğunu da biliyoruz. Birincisi, tarihsel materyalizm bir çalışma nesnesine, mevcut sınıf mücadelesi, sahip olan ve çalışma nesnesinin dönüşümünü hedefleyen bir bilimdir. Bu hedef ve nesnesinin değişen yapıları nedeniyle, kendini mücadele süresince aşamalı olarak tanımlar ve betimler. İkincisi, çalışma nesnesinin karakteristiği [tarihsel materyalizmin] elde etmesi mümkün olan bilgi türünün sınırlarını belirler. Maddi gerçeği inceleyen ve bulguları (evrensel unsurların teorik temsili olarak) sonsuza kadar tekrarlanabilir olan veya olması beklenen doğa bilimlerinden farklı olarak, yeniden yapılandırılmış tarihsel materyalizmin nesnesi karmaşık tarihsel tekilliklere veya “durumlar”a sahiptir. Analiz edildiğinde, bu yapılar; zamana karşı koyabilen, bir eğilimin tekil bir durumu meydana getiren diğer eğilimlerle ilişkisi içinde ifade edilişi (veya edilmeyişi) bakımından bu “durumlar”ı farklı şekilde düzenlediği ve yapılandırdığı söylenebilecek eğilimleri ve ilişki örüntülerini meydana çıkarır.[14] Belirli bir konjonktür hakkında bilgi sahibi olmak için, tarihsel materyalizmin bu versiyonu, diğer (eleştirel olmayan) sosyal bilimlerin o durumun anlamlandırılmasıyla bağlantılı olduğuna hükmettiği bulgularını sentezler ve bilgi eksiğinin bulunduğuna kanaat getirdiği alanlardaki araştırmaları harekete geçirir. Bilimsel varsayımların, metodolojinin ve çıkarımların burjuva ideolojisinin etkisinden arındırılmasına yardım etmek için bu bilgiyi eleştirel bir incelemeye tabi tutar.[15] Bütün bu çabanın sonucu, mevcut duruma dair “sentetik” bir analiz ve onun nasıl dönüştürüleceğine dair somut bir siyasi öneridir. Bilimin amacını ve nesnesini yansıtan bu sonucun geçerliliği ancak üzerinde çalıştığı nesnenin, sınıf mücadelesinin mevcut formlarının dönüşümü ile pratik olarak doğrulanabilir.[16] 

Son birkaç paragrafta, 1980’den önceki beş yıl içinde Althusser’in yeniden yapılandırılmış bir tarihsel materyalizm anlayışını ve tasdiğini detaylandırmak için uygun olan materyalleri özetledik. Bunu yaparken, 1975-80 arasını Althusser düşüncesinde bilimcilikten uzaklaşma dönemi olarak görmenin neden yanlış olduğunu gösterdik.

Bu dönemdeki yazıların çoğu tarihsel materyalizmin açık bir şekilde onaylandığını kanıtlamakla kalmaz, aynı zamanda onu herhangi bir diyalektik materyalist temelden ayrı bir bilim olarak konumlandırır. Althusser’in 1975 ve ‘80 arasındaki tarihsel materyalizm anlayışı ve tasviri bazı detaylarında önceki (ve özellikle 1960-1965 arası) kavramsallaştırmasından farklı olsa da; bilime, özellikle de sosyo-ekonomik yapıları amaçlı bir şekilde dönüşümlerine katkı sunabileceğimiz şekilde anlamlandırmamıza izin veren insanoğlunun tek teeorik pratiği olarak tarihsel materyalizmin Marksist bilimine işaret eden genel konumu kesin olarak bilimcidir.

Bu özet, Althusser’in 1980 baharında felsefi etkinliğe verdiği iki yıllık aradan hemen önceki yeniden yapılandırılmış tarihsel materyalizm anlayışını doğru bir şekilde temsil ediyor olsa bile, 1980’lerde rastlantısal materyalizm üzerine kaleme alınan metinlere bilimciliğin reddinin damga vurduğu iddiasını sürdürenlerin ispat yükleri hâlâ ağırdır. Althusser’in yeniden yapılandırdığı tarihsel materyalizminin, rastlantısal materyalizme ilişkin metinlerinde açıkça görülebildiğini iddia eden pek çoğu için durum budur. Ayrıca yeniden yapılandırılmış tarihsel materyalizmin gelişimiyle Althusser’in Marksist felsefeye getirdiği radikal revizyonların başlangıcının eş zamanlı olduğunu ve bu iki projenin kavramsal ilişkisini biliyoruz. Dolayısıyla 1980’lerde tarihsel materyalizme yönelik olumlu katkının neden birdenbire kaybolduğunun ve Althusser’in daha önce yeniden yapılandırılmış Marksist felsefeyi tamamlayan bir Marksist bilimi oluşturmalarıyla tanımladığı kavramlar ve pratikler setinin neden ve nasıl artık böyle tanımlanmadığının da gösterilmesi gerekir.

 

4.2. Althusser’in Daha Sonraki Çalışmalarında

Bilimciliğin Açıkça Tasdik Edilmesi

Gördüğümüz gibi, 1980 sonrası metinler, Marksist bilime yönelik pozitif atıf bakımından tatmin edici olmadığı ve Althusser’in 1960’larda Marksist felsefeyi bilimselleştirmeye dönük girişimleriyle ilgili olumsuz önermeler içerdiği için, Althusser’in bilim dışı ve hatta bilim karşıtı bir Marksist siyasi felsefe geliştiriyor olduğu iddia edilebilir. Ancak bu metinlere, 70’lerin ortalarında ve sonlarındaki Marksist bilim ve felsefeye yönelik yeniden yapılandırma ışığında bakarsak; ve 1982-7 arasında yazılıp yayınlanmamış metinlerin sunduğu bağlamı da hesaba katarsak, Althusser’in bilimciliğinden hiç vazgeçmediğini; aksine bu çalışmalarda bilimsel tasdikin onun siyasi felsefesinin önemli ve devamlı bir bölümü olduğunu görürüz.

Bu alt bölümde, bu noktayı netleştirmek için, Althusser’in yayımlanmamış 1982-7 arası metinlerinden seçilmiş ve onun bilimciliği terk ettiği iddiasıyla doğrudan çelişen pasajları inceleyeceğiz. Althusser’in Marksist bilimi onaylamasının, bilimin, insanın sosyo-ekonomik yapıları onları değiştirmesine yardımcı olacak şekilde anlamlandırmasına imkân veren tek teorik pratiği olduğu inancına sebat ettiği anlamına gelmez; takip eden alt bölüm, geç Althusser düşüncesinin bilimsel yönünün nasıl onun siyasi ve felsefi yönüyle ilişkili olduğunu örnekleyen yayınlanmış ve yayınlanmamış yazılara dönecektir. Bu örnekler, yayınlanmış metinlerin Althusser’in “işçi hareketi için bilimsel pratik” taraftarlığını terk ettiğinin kanıtları olarak okunabileceği şeklindeki ilk önermemize meydan okuyacak. Bunu bu metinlerdeki bilime ilişkin açık olumsuz atıfları açıklayarak yapacak.

İMEC’deki arşivde, 1980’lerden Althusser’in bilimsel pratiğe yönelik tasdiğine işaret eden ve bilimsel bilginin siyasi değişime öncel olduğunu ilan eden pek çok metin var. Bu metinler bilimsel pratiğin Marksist felsefeyle ilişkisini de detaylandırıyor. Fernanda Navarro ile mülakatın yayınlanmamış bölümüyle birlikte 1985-7’den iki uzun taslak olan Ne Yapmalı? (Qu’y faire? Que faire?)[17] ve Haziran Tezleri (Thèses de juin) bunlar arasında sayılabilir. Son ikisi bilimi tasdik etmek gerekliliğini açık bir şekilde belirtmekle kalmaz, bu teyiti rastlantısal materyalizm projesiyle de ilişkilendirir.[18] Bu bağlantı daha az net olsa da yeterince belirgindir. Fernanda Navarro mülakatındaki bilime yönelik tasdik, bu metinlerdeki açıkça bilimci önermeler sunulduktan sonra keşfedilecektir.

Lenin’in 1901’de kurduğu modeli takip eden Ne Yapmalı? ve Haziran Tezleri metinlerinin her ikisi de, Althusser’in komünizmin hedeflerine ulaşmak için “Ne yapmalı?” sorusu üzerine derinlemesine bir düşünsel faaliyete giriştiği 1970’ler ve 1980’lerden bir dolu yayınlanmamış metne benzer. Karşılaşma Materyalizminin Yeraltı Akıntısı denemesinin içinden çıktığı, tamamlanmamış bir kitap olan Bu Kitabı 1982 Ekim’inde Yazdım da, siyasi eylem için somut önerilerle birlikte mevcut durumun bir değerlendirmesini içerdiği için bu formata uyar. Mevcut durumun envanteri görünümündeki bu bölümler, derin tarihsel ve felsefi fikirler, sosyo-ekonomik analizler ve stratejik önerilerden meydana gelir. Bu egzersizler, alışıldığı üzere, Althusser’in tarihsel materyalizmin bir bilim olduğu, kendi nesnesi -sınıf mücadelesi- olduğu, eğer etkili bir politik stratejiye ulaşmak isteniyorsa bu bilimin takip edilmesi gerektiği şeklindeki yargısını da ifade eder. Örneğin 1985 tarihli Ne Yapmalı?’nın giriş bölümünde Althusser, uzun vadede başarılı bir siyasi stratejinin “ancak mevcut ekonomik, politik ve ideolojik durumun objektif ve bilimsel bilgisi üzerine kurulabileceğini” belirtir. Althusser, tasarrufumuzda, son kertede mevcut sınıf mücadelesinin formları, ilişkileri, karşıt eğilimleri ve çelişkilerinin bir analizi olan bu bilgiye ulaşmak için, mevcut durumun tamamını anlamamıza imkân verecek genel-soyut kavramları donatmamızı mümkün kılan bilimsel bir teorinin olması gerektiğini vurgular. Böyle bir teori olmadan, diye devam eder, “körleşir ve politik hataya düşeriz.”[19]

1986 yazında yazılan ve takip eden sonbahar ve kış aylarında birkaç kere düzelenen Haziran Tezleri Althusser’in kaleme aldığı son felsefi metin olabilir. Kesinlikle politika, felsefe ve bilim üzerine devam eden nihai fikirleridir. Bu kadar geç tarihli ve uzlaşmacı kehanetvari bu metinde bile Althusser, doğru siyasi pratik için açıkça bilimsel bilgiye işaret eder. İlk bölümde Althusser, Haziran Tezleri’ni mücadeleye devam eden veya harekete geçmek için farklı bir politikayı bekleyenler için farkındalık yükseltebilecek birkaç gözlem sunmaya niyetlenen bir eser olarak sunar.[20] “Bir ülkenin veya dahası dünyanın somut durumunun somut bir analiziyle ya da bu analizi mümkün kılan teorik araçların incelenip doğrulanmasıyla” başlanması gerekip gerekmediğini sorarak, ortaya bu bilgiye nasıl ulaşılacağına dair metodolojik bir soru atar. “İkincisinin daha zor ama daha kesin” olduğuna inandığı için metnin eleştirel bölümüne Marksist felsefe ve Marksist bilim üzerine detaylı notlarla başlar.

Bu metodolojik bölümü bitirdikten sonra, çağdaş ekonomik-siyasi-ideolojik durumun kayda değer şekilde daha az güven veren somut analizine geçer.[21] Aşağıda Marksist bilim ve felsefe üzerine metodolojik yorumlara geri döneceğiz. Ancak Althusser’in hâlâ daha somut durumun somut tahlilini ancak tarihsel materyalizmin ve onunla ilintili bilimsel kavramlar bütününün verebileceği şeklindeki ısrarının son metinlerinde bile devam ettiğini not etmek önemlidir.[22]

 

4.3. Rastlantısal Materyalizm ve Marksist Bilim:

Marksizm İçin Teori

Yukarıda söylendiği gibi Ne Yapmalı? ve Haziran Tezleri, Fernanda Navarro ile yapılan mülakatın yayınlanmamış bölümleriyle birlikte, iki kat dikkati hak ediyor. Bu metinler yalnızca Marksist bilimi teşvik edip pratiğini politik faydayla ilişkilendirmekle kalmazlar; üçü de rastlantısal materyalist felsefe, politik ve bilimsel pratik arasındaki ilişkiyi detaylandıran açık paragraflar içerir. Bu yazılar, yayınlanan materyallere yapılan eklemeler ve düzeltmeler gibi, Althusser’in tarihsel materyalizm ve Marksist felsefeyi idealist ögelerden temizleme çabasına giriştiği orta ve geç 70’lerin eleştirel projesinin olumlu yanını temsil eder. Althusser, Navarro’yla yaptığı mülakatların yayınlanmamış bölümlerinde bilimsel pratik ve felsefenin rastlantısal materyalist kavramsallaştırmalarının önceki fikirlerinin reddini değil onların inceltilmelerini temsil ettiğini belirterek bu projeyi doğrular.[23] Takip eden paragraflarda Althusser’in inceltmekle ne kastettiğini ve bu rafine etme girişiminin önceki işleriyle nasıl ilişkili olduğunu açıklayacağım. Althusser’in sonraki çalışmalarında bilimciliğinden vazgeçtiğini iddia eden bitmek bilmeyen yanlış anlamaları da netleştireceğim.

Althusser’in tutarlı ve bütünlüklü Marksizm anlayışını ve bu uyarlamalara yönelik dürtüsünü göz önüne alırsak, 1980’lerde onun Marksist teorisine yapılan inceltmeleri anlamak daha kolay olacaktır. Althusser, Marksizmi temel olarak var olan sosyo-ekonomik uygulamaların komünist olanlara devrimci dönüşümünü hedefleyen politik bir hareket olarak gördü. Bir filozof ve adanmış bir Marksist olarak Marksist hareketin hedeflerine ulaşmak için siyasi ve teorik pratiklerin tam olarak nasıl ilişkilendirilmesi gerektiği sorusuna yanıt vermek için çok çaba harcadı.[24] Bu konu 1966’dan sonra yayınlanan çalışmalarının çoğunda odak oldu; ve Filozof Olmayanlar İçin Felsefeye Giriş’in son örneklerinden olduğu, 1966 ile ‘78 arasında kaleme alınmış Marksizm kitapçıklarında kendine yer buldu. Althusser’in Marksist hareketin hedeflerine ulaşmak üzere teori ve pratiği bu biçimde ilişkilendirmeye yönelik istikrarlı gayreti, Marksist bilim ve felsefeye dönük felsefi akıl yürütmelerden ‘somut durum’un en iyi analizini ve buna bağlı olarak başarılı bir siyaset üretmeyi mümkün kılacak parti politikalarına yönelik metodolojik ve prosedürel önerilere geçtiği, 1970’ler ve 80’lerden çeşitli parçaların yukarıda da sözü edilen tanzim envanterlerinde de açıktır.

Basitçe ifade etmek gerekirse, Althusser’in felsefi ve siyasi faliyetlerindeki temel dürtü doğru pratiğin ancak doğru teoriden çıkabileceğine yönelik istikrarlı inancıdır.[25] Eğer Marksist pratik belli bir konjonktürde doğru işlemiyorsa ve eğer Marksist pratik Marksist teoriden türüyorsa, sosyo-ekonomik dünyanın nasıl işlediği ve nasıl değiştirilebileceği ile ilgili yeni bir kuramsallaştırma Marksist hareket için aciliyetli bir problemdir. Bu varsayımdan hareketle, Althusser’in kariyerini Marksist hareket içindeki pratik (ve kaçınılmaz olarak teorik) krizlere bir tepkiler zinciri olarak okumak mümkündür. Söz konusu olan ilk olarak Stalinizm, sonra da Avrupa Komünizmi ve hümanizmin krizleridir. Son olarak da özellikle 1981’den itibaren bir politik güç olarak Fransız Komünist Partisi’nin sert düşüş süreci yaşanmıştır. Her kriz süresince Althusser doğru ve materyalist olduğuna inandığı alternatif bir Marksist teori geliştirmek için çalıştı. Bir bütün olarak bu teori Marksist felsefe, bilim ve örgütlenme ile ilgili konum alıyordu. Her kriz döneminin politik, felsefi, teorik, ideolojik ve ekonomik envanterini çıkararak Althusser, yeniden yapılandırdığı teoriyi yanlış ve idealist olduğuna inandığı egemen ya da yeni Marksist kuramın karşısına koyuyordu.

Marksist teoriye yaptığı başarılı müdahalelerin ardındaki dürtüyle birlikte Althusser’in Marksizmle ilgili kavrayışının tamamını kabul edersek, Marksist hedeflere ulaşmak üzere daha iyi bir Marksist pratiği mümkün kılmak amacıyla kaleme alınmış, var olan Marksist teoriye yönelen eleştirileri ve revizyonları temsil eden Marksist bilançolar, kitapçıklar ve yayınlanmış çalışmaların büyük kısmını birleştiren ortak tehlike açıktır. Althusser’in doğru pratiğin doğru teoriden çıkacağına dair istikrarlı inancı ve teori üzerine kurduğu fikirleriyle felsefenin idealist ve materyalist eğilimler arasında sürekli bir savaş olduğu anlayışını birleştirirsek; diyalektik materyalizme yönelttiği eleştirileri ve 70’lerin sonunda tarihsel materyalizmi yeniden inşa etme girişimiyle ne yapmak  istediğini daha iyi görebiliriz.[26] Yazımızın bu bölümüne de uygun olarak doğrudan Althusser’in 1980’lerde yeni bir Marksist felsefeyi, rastlantısal materyalizmi geliştirmesini daha iyi anlayabiliriz. Bu bakımdan, Kriz Yazıları, Sınırları İçinde Marx ve Bugünkü Marksizm, bu idealist bileşenleri Marx’ın veya Marksizmin felsefesinden ayıklamak ve materyalist ögelerden ayrıştırma teşebbüsü olarak görülebilir. Bu bağlantıların da aydınlattığı gibi Karşılaşma Materyalizminin Yeraltı Akıntısı ve Felsefe ve Marksizm şimdinin konjonktürüne uygun, idealist ögelerden tümüyle ya da en azından kısmen arınmış Marksist bir felsefe inşa etme girişimleri olarak görülebilir. Yukarıda sözü edildiği gibi, bu materyalist felsefe, ister tümüyle yeniden şekillenmiş ister yüzeye henüz çıkmış olsun, Marksist bilimin reddini içermez. Aksine başlangıçta, felsefi bakımdan yetersiz ve doğası itibarıyla bilimsel olan Marksist teori için bir felsefe olarak önerilmiştir.[27] Uyarlamaları ve gelişimi Marksist hareket içinde talihsiz sonuçlara yol açan ve Marksist teori içindeki boşlukları idealist kavramlarla dolduran diyalektik materyalizmi eleştirmek ve ikame etmek amacıyla ortaya konmuştur.[28] Son olarak komünizmin Avrupa ve Fransa’da düşüşe geçtiği fakat başka bölgelerde daha vaatkar olduğu bir dönem geçiren Marksist hareketin içinden çıkmıştır.[29]

 

4.4. Rastlantısal Materyalizm ile Marksist Bilim

Arasındaki İlişki

Burada karşılaşma materyalizminin diyalektik materyalizmin idealist ögeleriyle savaşabilecek ve uyarlanırsa Marksist hareketin global düzeyde başarılı olmasının yolunu açabilecek bir felsefe inşa etmek için Althusser’in belirlediği hedefleri karşılayıp karşılamadığını tartışmayacağız. Bourdin, Sotiris, Suchting ve Tosel gibi biz de rastlantısal materyalizmin keşfetmeye ve geliştirmeye değer ilginç bileşenleri olduğuna inanıyoruz.[30] Öbür taraftan çalışmanın büyük kısmının yanlış okumaları değerinden kaybetmesine neden olacak, çelişkili ve paradoksal savlarla dolu dağınık ve çılgınca olduğunu öne süren yorumlarla da hemfikiriz.[31] Bu alt bölüm yanlışları toparlamayı, eksiklikleri açıklamayı ya da rastlantısal materyalizmin içeriğine dair bir hesap vermeyi denemeyecektir. Bunların yerine, basitçe, Althusser’in Marksizmin bir bilim olduğunu öne sürdüğü geç dönem yazılarında ne demek istediğine ve bunun rastlantısal materyalizmle nasıl ilişkili olduğuna yönelik bir okuma önereceğiz. Tezimiz rastlantısal materyalizmin ideolojik, politik, felsefi ve bilimsel veçheleri de olan Marksist bir teorik bütünün felsefe bileşeni olduğudur. Marksist teorinin felsefe bileşeni olarak Marksist bilimi ikame etmeyi değil tamamlamayı hedefler. [Rastlantısal materyalizm], Marksist felsefeyi Marksist hareketin dünya hakkındaki bilimsel bilgiye erişmesini engelleyen idealist kavramlardan arındırmaya ve bunları doğru bilginin toplanmasını kolaylaştıran kavramlarla ikame etmeye yönelerek hareketi bir bütüne tamamlar. Althusser'in umudu, bu bilginin, Marksist hareketin ne yapılması gerektiğiyle ilgili ideolojik tasarıyla başa çıkabilmesini, dünyanın ve bu hareketin kendi pratik dönüşümüne izin veren bir politik hattın gelişmesini mümkün kılmasıydı. 
Gördüğümüz gibi, rastlantısal materyalizmin Marksist felsefesi ve tarihsel materyalizmin Marksist bilimi arasındaki ilişki Althusser’in ölümünden sonra çalışmaları arasından yapılan yayınlarda editörlerin müdahalelerinin gölgesinde kalmıştır. Marksist bilim ve rastlantısal materyalizm arasındaki ilişki yayınlanmış çalışmasında özellikle görünür olmasa da, en azından bir dikkatli okur için açıktır: Jean-Claude Bourdin...[32] Bourdin 2012 çıkışlı ve Rastlantısal Karşılaşmanın Materyalizme Yaptığı Şey (Ce que fait la rencontre aléatoire au matérialisme) başlıklı bir kitap bölümünde Althusser’in karşılaşma materyalizmini üzerinde bilim, felsefe ve politika hakkındaki doğru -politik olarak işlevsel- fikirlerin inşa edilebileceği bir servis tabağı [assiette] olarak tanımladığını not eder.[33] Bu anlayışa göre rastlantısal materyalizm, siyasetin alternatif bir yeniden yapılandırılması olasılığını ortaya koyan, yeni politik ontoloji girişimi olarak sunulmaz.

Rastlantısal materyalizm, Bourdin tarafından “en genelde, deneyimden ve deneysel kanıtlardan bağımsız olan, yapının ve dünyanın (veya doğanın oluşumu) ile ilgili önermeler ve bu önermelere ulaşmak için düşüncenin alması gereken formla ilgili ifadeler içeren bir genel kategoriler grubu olarak kabul edilir.[34] Yukarıda tartıştığımız gibi, Bourdin, bu kategoriler dizisinin hem Marksist bilimin hem de Marksist siyasetin başarısızlığıyla sonuçlanan diyalektik materyalist varsayımların yerini alması gerektiğini iddia etmektedir. Dolayısıyla, bu kategoriler, Marksist hareketin tarihsel konjonktürü anlayabilmesini ve böylelikle dönüşümünü yönlendirebilmesini sağlayacak dünyaya dair temel bir öneri seti olarak sunulmaktadır.[35] Sonunda belirli “bilimsel kavramların” bilimsel olmadığı sonucuna varılsa da, bu önermelerin doğrudan bilimsel kavramların yerine geçmeleri amaçlanmamıştır. Daha ziyade Marksist hareketin yeni konjonktürleri ve beklenmeyen koşulları anlamasını sağlayacak bilimsel araştırmaların dayanabileceği genel kategoriler olarak önerilmişlerdir.[36]

Bourdin, rastlantısal materyalizmle ilgili kavrayışını ikna edici bir şekilde kurar: ilk olarak karşılaşma materyalizminin volantarist ve ontolojik okumalarının problemli olduğunu gösterir. Daha sonra Althusser’in rastlantısal materyalizmi bir servis tabağı [une assiette] olarak tanımlamasıyla kendisinin rastlantısal materyalizmin ontolojik yahut materyalist bir felsefe değil Marksist bir materyalist felsefe olduğu iddiasındaki ısrarını ilişkilendirir.[37] İkna edici olsa da, bu okuma, spekülasyona açık olduğu ve Althusser’in yayınlanmış metinlerinde dile getirdiği birtakım önerilerden saptığı için dezavantajlıdır. Neyse ki, bu iddiayı destekleyen metinler yazılı olarak Althusser'in arşivinde bulunmaktadırlar. Yukarıda da sözü edildiği gibi Ne Yapmalı? ve Haziran Tezleri, Fernanda Navarro ile yapılan mülakatın ilgili bölümleriyle birlikte, Marksist bilim ve tarihsel materyalizme özel katkı içerirler. Ek olarak, az ya da çok açık bir biçimde, her biri, Bourdin’in rastlantısal materyalizmin belli bir konjonktürde, erken 1980’lerde, Marksist bilime ve dolayısıyla Marksist pratiğe zemin oluşturacak araçsal bir ontoloji olarak tasarlandığı yönündeki iddiasını doğrular. Oluşumu ve çözülüşüyle politik evrene dair fikirleri, başarılı bir Marksist stratejinin önünü açacak bir Marksist bilime izin verdiği ve katkı yaptığı sürece diyalektik materyalizmden doğru ya da en azından daha doğru olduğu söylenebilir.
Bourdin’in karşılaşma materyalizminin Marksist hareketin tarihsel konjonktürü anlamasını ve böylece onu dönüştürmesini mümkün kılacak Marksist materyalist bir felsefe olduğu tezini de destekleyen Ne Yapmalı? metni ile başlayacağım. Mevcut durumun tarihsel materyalist analiziyle ilgili tutkulu bir çağrı içeren stratejik bölümden sonra Althusser, dünyada kimsenin konjonktürün en somut analizini yapmayı ya da herhangi bir stratejiyi anlamayı beceremediği serzenişiyle devam eder.[38] Bu yetersizliği Althusser, ekonomik, ideolojik ve politik konjonktürle bunun rastlantısal oluşumunun analizine imkan veren araçları sağlayan tarihteki tek teorinin, Marksist teorinin terk edilmesine bağlar. Dünyanın, konjonktürün yalnızca uzun vadedeki eğilimlerini değil aynı zamanda kısa ve orta dönemdeki evrim ve geri çekilmelerini de düşünmeyi denemeye kabil, kapsamlı bir teorisi yoktur.[39] 

Bu serzenişte ve Althusser’in bu çıkmaza yol açan durumla ilgili açıklamasında, felsefe, bilim ve politik strateji arasındaki ilişkinin sınırlarının belirlenmiş olduğunu görüyoruz. En geniş haliyle, Marksist teori bize “dünyanın etraflıca bir teorisi”ni sundu veya sunuyor. Bu teori bizim gerçek konjonktürü ve eğilimlerini düşünmeyi denememizi mümkün kılar; mevcut ekonomik, ideolojik ve politik konjonktürün ve bunun dönüşümünün imkanlarının tarihsel materyalist bir analizine izin verir.

Marksist teoriye göre felsefe ve bilim arasındaki ilişki, daha agresif bir tonda, Haziran Tezleri ve Felsefe ve Marksizm’de açıkça belirtilmiştir. Röportajda Althusser, anti-hümanizmi ve bunun nedenleri hakkındaki bir soruyu, “En sonunda neden ideolojinin ne olduğunu anlamak için ideolojik sınıf mücadelesinin ne olduğunu bilimsel olarak bilmenin vazgeçilmezliğini anlıyoruz”, ifadesiyle yanıtlıyor. “Ve beni takip edenler de materyalist felsefenin ideolojik mücadeleyi anlamak için ne kadar vazgeçilmez olduğunu anlayacaklardır.”[40] Bu özet ifadede Althusser, Marksist felsefenin dünyanın bilimle özdeş olmayan kapsamlı bir teorisi olduğuna işaret eder. Kendisiyle özdeş olmamakla birlikte, bu felsefe, Marksist teorinin bilimsel çalışmalara devam etmemizi mümkün kılan kavramsal kategorileri sağlayan bölümüdür. Bu, “teorik düşünceyi ve dolayısıyla konjonktürü ve onun evrimsel eğilimlerini açıklama ihtimali”ni mümkün kılan merkez nedir?[41]

Althusser, dünyada veya belli bir ülkede, somut, tarihsel bir durumu analiz etmek için tasarrufumuzda ne gibi araçların olduğuyla ilgili benzer bir soruyu sorduktan sonra, burjuva toplum teorisinin böyle bir merkezi verebileceği düşüncesiyle eğlenir. Böyle bir olasılığı reddeder çünkü pozitivist, yapısalcı, idealist veya öznelci olsun, bu teori yanlış bir felsefede köklendiği için zayıftır.[42] Althusser, Marx’a, Marksist geleneğin tarihsel materyalizm adı altında belirlediği şeylere düşen, somut durumun somut bir analizini mümkün kılan kavramların bir parçası olan yeri doldurulamaz bilimsel kavramları borçlu olduğumuzu düşünür. Peki ya, doğru fikirlerin üzerinde inşa edileceği uygun zemin, servis tabağı, tarihsel materyalizm midir? Hayır. Althusser tarihsel materyalizmin gerekliliğini ve gücünü tanısa da, teorik düşüncenin merkezi olarak tarihsel materyalizmin kavramlarını önermez. Bunun yerine Althusser, bilimsel kavramların ancak doğru bir felsefi zemin üzerinde değerli olduğunu, ancak doğru felsefenin sunduğu doğru yönde kullanılabileceklerini açıklar.[43] Bu felsefe nedir? Birkaç paragraf sonra Althusser Marksizmle uyumlu gerçek materyalizmin karşılaşma materyalizmi olduğunu yazar.[44] 
 

4.5. Bilimcilik Karşıtı İfadeleri Anlamlandırmak

Althusser’in 1980’lerde kaleme aldığı yayınlanmış ve yayınlanmamış metinlerinde bilimselciliğinden vazgeçmediğini ve sonraki çalışmalarında bu inancının, felsefesinin sürekli ve önemli bir parçası olarak ortaya konduğunu görmüş olsak bile, karşılaşma materyalizmi içindeki bilimselcilik karşıtı gibi görünen önermeleri açıklamamız gerekiyor. Şu ana kadar inşa ettiklerimiz hesaba katılırsa böyle bir açıklama zor olmayacaktır. Artık Althusser’in Marksizmi terk etmediğini ancak onun yeniden yapılandırılmasıyla ilgilenmiş olduğunu sabit kabul edebiliriz. Dahası, bu yeniden yapılandırmanın, diyalektik materyalizmin kapsamlı bir eleştirisi ve son kertede rastlantısal materyalizm ya da karşılaşma materyalizmi olarak adlandırılan Marksist felsefenin yeni bir versiyonunun geliştirilmesi ile doğrudan ilgili olduğunu biliyoruz. Ek olarak, Althusser’in editörleri tarafından yapılan seçimlerin, onun siyasal dönüşüm için bilimsel uygulamanın gerekliliğini açıkça gösterdiği yorumlarının çoğunun sansürlenmesine yol açtığını da biliyoruz.[45] Eğer bütün bunları kabul edersek, Althusser’in 1960’ların başlarında Merab Mardashvili’ye “Marksizmin … bir bilim olduğu savı için … tipik bir Fransız gerekçelendirmesi ortaya koyduğunu”[46] yazdığı mektupta, “Marksizm içinde bir şey”in bilimsel olduğu inancının reddinden çok, Marksizmin bir bilim olduğu savının gerekçelendirilmesine yönelik bir eleştiri olarak kabul ettiğini görürüz. 1970’lerde değişen şey tarihsel materyalizmin bir bilim olduğu iddiası değil, Althusser’in bunu neden böyle anladığının gerekçelendirilmesidir. Althusser önceleri Marksizmin savlarının rasyonal bir gerekçelendirmesinin olduğuna inanıyorsa da, 1978 yılına gelindiğinde, Mardashvili’ye yazdığı mektubunda gösterdiği gibi, Marksizmin bir bilim olarak statüsünün gerekçesi artık terimin teknik anlamında pratik ya da pragmatik hale gelmişti.[47]

Althusser’in Marksist teorinin önemli bir bölümünün bilimsel olduğu inancının gerekçelendirmesindeki bu değişim, Navaro mülakatındaki “materyalist felsefenin kendi köklerine ve gücüne yaslandığını veya özerk olduğunu iddia etmediği; kendisini bir bilim olarak görmediği, ama yine de bilimlerin bilimi olmakta devam ettiği” şeklindeki ifadelerini de açıklar.[48] Althusser materyalist felsefenin özerk olduğuna inanmadı çünkü materyalizme uygun olarak, statüsü belli bir tarihsel konjonktürde bir teorik alan edinmek için yarışan diğer felsefelerle nasıl ilişkilendiğine bağlıdır; ve dolayısıyla içeriği tarihsel olarak olumsaldır. Benzer bir şekilde, ne kendisi doğrudan bir bilimdir ne de diğer bilimleri kontrol eden teorik bir bilim… Althusser’in rastlantısal materyalizm kurgusundaki materyalist felsefe daha çok, bir bilim olarak tarihsel materyalizmin kendini kurması ve takip etmesini mümkün kılan, dünya hakkındaki bir genel yargılar dizisidir. Materyalist felsefe karşılaşma materyalizminin bilimi olmadığı gibi, bir bilim de değildir. Her ikisi de, daha geniş bir Marksist teorinin tamamlayıcı bölümleridir.[49] Aynı şekilde, kendi hesabımızca oluşturduğumuz daha geniş içerik, Althusser’in 1986’da Navaro’ya yazdığı bir mektupta verdiği, mülakattan bilim ve ideolojiyle ilgili bölümleri çıkarmasına yönelik tavsiyesindeki motivasyon, iki tür teori arasında ayrım yapma imkanını inkar etmesi ya da Marksist bilimi terk etmesiyle açıklanamaz. Bu noktada Althusser’in ilgili bölümün henüz hazır olmadığı ve yeniden yazılması gerektiği ifadesini dikkate almalıyız.[50]

Elimizde bir de Althusser’in görünüşte anti-bilimci ifadelerinden biri olan, Marksizm ve psikanalizin nesnelerinin “tamamlanmış tarihe değil Geschichte’ye, bilinçdışı ve rastlantısal eğilimlerden müteşekkil yaşayan tarihe ait” olduğunu söylediği Navarro röportajı var. Bu, herhangi bir formunun fizik kanunlarının determinizmiyle ilgisi olmayan bir tarih.[51] Gerçi burada bu ifadenin tam bir açıklamasına girişebileceğimiz bir alan yok; ama Althusser’in tarihin bir bilimi olamayacağını yazmadığını, yalnızca tarihin nesnelerinin, fiziğin nesneleri gibi deterministik bir şekilde hareket etmediğini kastettiğini not edelim. Bu, tarihin bir bilim olmadığı değil, sadece belli değişmez ve determinist kanunlara sadakatiyle tanımlanan nesnelerin bilimi olmadığı anlamına gelir. Aslında, başka bir metinde tartıştığımız gibi, tarihin determinist fizik kanunlarına uygun bir biçimde işlediği savından Althusser’in tarihin bir bilim olduğunu reddettiği iddiasına geçiş, Althusser’in, tarihsel kanunların bir alt bölümü olduğu sosyal bilimsel kanunlarla doğal kanunlar arasına yerleştirdiği tutarlı karşıtlığın reddedilmesiyle mümkün olabilir. Böyle bir iddia ancak, Althusser’in tarihsel ve fiziksel yasaların doğanın asli diyalektik kanunlarının örnekleri olmaları bakımından özdeş oldukları ısrarı yüzünden diyalektik materyalizm karşısında yıllarca süren bir kampanya yürüttüğü göz ardı edilirse yapılabilir.[52] Kısacası bu alıntı, Marksist bilimin terk edilişini değil dönüşüm ve uyarlama imkanı için, tarihsel materyalizmin, var olan tarihsel eğilimleri olumsal etkileşimlerini karmaşıklığı içinde inceleyen, teleolojik olmayan bir bilim olarak yeniden yapılandırılmasının meyvelerini gözler önüne serer.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



[1] Althusser, “Sur le mode de production”; Althusser, “La grande répétition de l’histoire”; Althusser, “Ouvrage sans titre commençant par : “J’écris ce livre en octobre 1982”; Althusser, “La philosophie c’est enfantin”; Althusser, “Qu’y faire? Que faire?”; Althusser, “Thèses de juin.”

[2] Althusser, Philosophy of the Encounter, 164; Althusser, “Ouvrage sans titre commençant par: ”J’écris ce livre en octobre 1982”. 17-30. Editörler kitabın bu bölümlerinin “gerekçelendirilmeyen, savunulmayan, alıntılarla veya ikna edici örneklerle desteklenmeyen, dolayısıyla müphem görüşler” içerdiği için çıkarıldığını belirttiler. Ancak yanıltıcı ve ironik alıntıları, modern filozofların müphem açıklamaları ve argümantasyon niteliği göz önüne alındığında, benzer eleştiriler pekâlâ kitabın yayınlanmış bölümlerine de yöneltilebilir.

[3] Althusser, “Ouvrage sans titre commençant par: “J’écris ce livre en octobre 1982.”

[4] Althusser, “ALT2. A22-01.02, Texte de Louis Althusser sur la philosophie marxiste”; Althusser, “ALT2. A25-01.02, Être marxiste en philosophie, bölüm1-12 (1976)”; Althusser, “ALT2. A25-01.03, Être marxiste en philosophie, bölüm 13-24(1976)”; Althusser, “Que Faire? (1978)”; Althusser, Louis, “Cours sur le mode d’exposition chez Marx.”

[5] Althusser, Philosophy of the Encounter, 249-50.

[6] Althusser, Initiation à la philosophie pour les non-philosophes, bölüm 4, 9, 10, 17-19.

[7] Althusser, Initiation à la philosophie pour les non-philosophes; Althusser, “Que Faire? (1978)”; Althusser, “Les Vâches noires: interview imaginaire”; Althusser, “ALT2. A22-01.02, Texte de Louis Althusser sur la philosophie marxiste.”

[8] Althusser, “ALT2. A22-01.02, Texte de Louis Althusser sur la philosophie marxiste.” “Bugün yetkin Marxist yazarlar sürekli olarak “materyalizm, diyalektik materyalizmin ayrılmaz bir parçasıdır.” yazıyorlar.

[9] Althusser, “Marx in His Limits,” 18–33; Althusser, “Marxism Today,” 10-12; Althusser, “The Transformation of Philosophy (1976),” 262.

[10] Lewis, “Concrete Analysis and Pragmatic Social Theory (Notes Towards an Althusserian Critical Theory),” 97-105.

[11] Althusser, “Les Vâches noires: interview imaginaire,” 22-24.

[12] Althusser, Philosophy of the Encounter, 173-74, 188-89.

[13] Dumenil, Le concept de loi économique dans “Le Capital.”

[14] Althusser önceki çalışmalarında bu sözcüğü sıkça kullanmış olsa da, sözcüğün bu özelleşmiş anlamı TM2 [Tarihsel materyalizmin Althusser’in onu yeniden yapılandırarak ortaya koyduğu ikinci formu] analizi bağlamında 1978 civarında ve muhtemelen Althusser’in etkisiyle edinmiş olduğu açıktır.“ ALT2. A25-01.02, Être marxiste en philosophie, bölüm 1-12 (1976). “O halde her şey “somut durumun”; burjuva sınıfı mücadelesi ile olan antagonizması içinde, işçi sınıfı mücadelesinin güncel eğiliminin “somut tahlili”ne; dolayısıyla hem burjuva sınıfını hakim ve hem de işçi sınıfını hükmedilen ve sömürülen sınıf olarak kuran bu antagonizmanın somut tahliline dayanır.

[15] Althusser, “Les Vâches noires: interview imaginaire,” 23-23. “[Somut bir tahlil]; diyalektik bağlantılarının aydınlattığı bu başarıların ve yenilgilerin hakiki bir tahlilinden ve gelip geçici bir yenilgiyi kalıcı zafere dönüştürme aracından vazgeçemez.”

[16] Althusser, “The Transformation of Philosophy (1976).”

[17] Çevirenin notu: Qu’y faire? Que faire? Althusser’in 1985 tarihli yayınlanmamış bir metnidir. “Qu’y faire?” soru cümlesi, bulunduğu bağlama göre “Burada/Bu konuda ne yapmalı?” şeklinde çevrilebilir. “Que faire?” ise “Ne yapmalı?” anlamına gelmektedir. Metnin orijinaline erişemediğimiz için bu çeviride söz konusu metni Ne Yapmalı? şeklinde Türkçeleştirmeyi tercih ettik.

[18] Bu metinlerin çıkarılmaları, Althusser’in ölümünden sonraki editoryal müdahalelerin, kendi teşebbüsleriyle onun çalışmasının felsefi yönünü vurgulamak üzere bilimciliğini ortadan kaldırmak, metinlerin, ‒Althusser mevcut durum ve onun somut tahlili üzerine konuştuğunda görünür olan‒ sanrısal ve kehanetvari yönünü önemsizleştirmek için gösterdiği aktif bir niyeti yansıtıyor görünmemektedir.

[19] Althusser, “Qu’y faire? Que faire?,” 2. “Bu strateji, Marksist-Leninist ilkelere göre, yalnızca objektif, yani bilimsel bilgiye dayanabilir (Lenin’in, Marksizmin özünü oluşturduğunu düşündüğü “somut” durumun somut tahlili üzerine olan ifadesi tam da böyledir). Ekonomik, politik ve ideolojik konjonktürün, yani nihayetinde güncel konjonktürde sınıf mücadeleleri, ilişkileri ve biçimlerinin, bu çatışmaların çelişki içindeki eğilimlerinin tahlili; yalnızca elimizde güncel durumun, güncel konjonktürün evrimi, evrimsizliği ve bastırılmasının tümü için soyut genel kavramları sağlayabilecek bilimsel bir teori bulunuyorsa yürütülebilir. Bu kavramlar olmadan “somut durumun (hiçbir) somut tahlili” mümkün olmaz… Teori olmaksızın karanlıkta kalırız ve siyasi hatalara düşeriz.”

[20] Althusser, “Thèses de juin,” 1. “Yine de mücadeleye girmiş insanların (mücadele içinde olmayan fakat bir başka siyaset bekleyen insanlar için olduğu gibi) bilinçlenmesine yardım edebilecek birkaç genel gözlem.”

[21] A.g.e., 2. Müşfik bir okuyucu, bu analizlerin televizyona ve bazı gazetelere erişimi olan ancak bilimsel materyallere ulaşamayan evine kapanmış hasta ya da yaşlı bir kimsenin daldığı derin düşüncelere benzediğini fark edecektir. Müşfik bir okuyucu bunları sanrılı, paranoyak ve gereksizce optimist bulacaktır: “Önümüzde iki yol var: ülkenin, hatta dünyanın somut durumunun somut tahlili ya da bu analizi olanaklı kılan teorik araçların üzerine çalışılması ve düzeltilmesi.

[22] A.g.e. “Marx’a yeri doldurulamaz bilimsel kavramlar borçluyuz: üretim tarzı, üretici güçler, üretim ilişkisi, meta, tüketim, sabit sermaye, değişken sermaye, ekonomik sömürü, devlet diktatörlüğü; kitlelerin devrimci eylemine ve komünizmin kaçınılmaz geleceğine dair görüşler. Bunlar ‒ki yalnızca başlıcalarını saydım‒ Marxist geleneğin tarihsel materyalizm ismi altında işaret ettiği şeyi yeniden yükselten bilimsel kavramlardır; somut durumun somut tahlilini sağlayan kavramlar gövdesidir.”

[23] Althusser, “Philosophie et marxisme. Entretiens avec Fernanda Navarro,” 47. “İddiaya girerim ki eski tezlerime getirdiğim, onlarla hâlâ aynı çizgide olan kimi radikal açıklamalarla aynı kafa karışıklığı tekrar ortaya çıkacak. Bazı formüllerde onları arılaştırmak suretiyle düzeltmeler yapmış olsam da teorik ve politik çizgimi asla değiştirmedim.”

[24] Althusser, On the Reproduction of Capitalism, 51.

[25] Althusser, Essays in Self-Criticism, 111-12; Althusser and Matheron, The Humanist Controversy and Other Writings, 1966-67, 297; Althusser, “Philosophie et marxisme. Entretiens avec Fernanda Navarro,” 48.

[26] Althusser, “Lenin and Philosophy (Şubat 1968),” 18; Althusser, Philosophy and the Spontaneous Philosophy of the Scientists & Other Essays; Althusser, “Du Matérialisme Aléatoire (1986),” 184.

[27] Althusser, “Philosophy and Marxism: Interviews with Fernanda Navarro (1984-87),” 257.

[28] A.g.e., 254.

[29] Althusser, “Qu’y faire? Que faire?,” 22. “O halde bizi bekleyen nedir? Antik toplumun boşluklarındaki (interstice) Epikür’ün küçük tanrıları gibi, bizi bekleyen komünizmin kendi küresel kapitalist-emperyalist-emperyalistler arası toplumumuzun boşluklarındaki aralıklarıdır.”

[30] Bourdin, “The Uncertain Materialism of Louis Althusser”; Sotiris, “Philosophy of the Encounter”; Suchting, “Althusser’s Late Thinking about Materialism”; Tosel, “Les Aléas Du Matérialisme Aléatoire Dans La Dernière Philosophie de Louis Althusser.”

[31] Bourdin, “Ce que fait la rencontre aléatoire au matérialisme (et à la philosophie),” 59; Tosel, “The Hazards of Aleatory Materialism in the Late Philosophy of Louis Althusser”; Sotiris, “Contradictions of Aleatory Materialism.”

[32] Bourdin, “Ce que fait la rencontre aléatoire au matérialisme (et à la philosophie),” 63.

[33] Bourdin, “Ce que fait la rencontre aléatoire au matérialisme  (et à la philosophie),” 63. “Bir “servis tabağı” [Une assiette], dünyanın (ya da doğanın) yapısı ve oluşu (devenir) üzerine, ve düşüncenin bu formüllere ulaşmak için alması gereken biçim üzerine önermeler ileri süren, her türlü ampirik kanıtın deneyiminden bağımsız en genel kategoriler bütününü temsil eder.”

[34] A.g.e., 165.

[35] A.g.e., 54-5.

[36] A.g.e., 182.

[37] A.g.e., 170-1.

[38] Althusser, “Qu’y faire? Que faire?,” 13.

[39] A.g.e., 13-4. “Tarihte, bir ekonomik-politik-ideolojik konjonktürün ve onun rastlantısal oluşunun tahlilinin araçlarına sahip biricik teori olan Marxist teorinin genel terk edilişinden beri dünyada, uzun vadede değil, orta ve kısa vadede, konjonktürün evriminin ve geri çekilmesinin eğilimini (ya da eğilimlerini) ve güncel konjonktürü düşünmeye girişebilecek hiçbir teori bulunmamaktadır.”

[40]Althusser, “Philosophie et marxisme. Entretiens avec Fernanda Navarro,” 48. “Duruyorum, ama yöneltilen soruyu cevaplamak için. Nihayet neden ideolojik sınıf savaşının ne olduğunu iyi bilmenin ideolojinin ne olduğunu anlamak için elzem olduğu anlaşılacak. Beni iyi takip ettiklerinde ideolojik mücadeleyi anlamak için materyalist felsefenin hangi bakımdan elzem olduğunu anlayacaklar.”

[41] Althusser, “Qu’y faire? Que faire?,” 14. “O halde tam olarak Makyavel’in İtalya ile ilgili olarak betimlediği durumun içinde bulunuyoruz. İnsani ve maddi araçlar; her şeyi yapabilecek, işe girişmek için yalnızca bir strateji bekleyen sayısız zeki ve canlı insan mevcut. Fakat bir teorik düşünce merkezinden, haliyle konjonktürün ve onun evrimsel eğilimlerinin açıklamasından yoksunlar.”

[42] Althusser, “Thèses de juin,” 2. “Burjuva toplum teorisinden ödünç alınacak çok sayıda ilginç kavram var. Onları başka bir zaman inceleyebileceğiz. Bu teorik kavramların zayıf yanıysa, onların kökünün, ister subjektivist-idealist, ister pozitivist, ister yapısalcı olsun, kötü bir felsefede bulunuyor olması.”

[43] A.g.e., 2-3. “Bilimsel kavramlar ancak doğru felsefe temeli üzerinde ve bu felsefenin teyit ettiği uygun kullanımla doğru olabilirler.”

[44] A.g.e., 4.

[45] “Of Marxist Thought”un (1982) yayınlanmasına eşlik eden editoryal notlarda, Haider and Mohandesi de bu eksikliği fark eder ve “Althusser’le ilişkilendirdiğimiz kelime dağarcığı hiçbir yerde bulunamaz: bilim, ideoloji, problematik, epistemolojik kopuş, materyalizm vb., bütün terimler ya hiç olmayan ya da önceki çağrışımlarından tamamen arındırılmış. Ancak ifade edildikleri dil her ne kadar kesin olarak değişmiş olsa da hikayenin amacı aynıdır: Marx ve Engels’in düşüncesinin çetrefilli tarihinden bugüne ne taşınacağını keşfetmek” diye yazarlar.

[46] Althusser, Philosophy of the Encounter, 3.

[47] Baltas, “Critical Notice,” 655.

[48] Althusser, Philosophy of the Encounter, 274.

[49] Althusser, “Philosophy and Marxism: Interviews with Fernanda Navarro (1984-87).

[50] Althusser, Philosophy of the Encounter, 287.

[51] A.g.e., 264.

[52] Lewis, “Althusser on Laws Natural and Juridical,” 39.

Yazarın Diğer Yazıları

Aynı kategoriden yazılar