Ana SayfaArşivSayı 85 ÇİN ve MARKSİZM Yeni Tarihsel Oyun ‘Hai Rui'nin Görevden Azli’ Üzerine

Yeni Tarihsel Oyun ‘Hai Rui’nin Görevden Azli’ Üzerine

Yeni Tarihsel Oyun ‘Hai Rui’nin
Görevden Azli’ Üzerine
Yao Wenyuan
Çeviri: Bircan Polat

Çevirenin sunuşu

Çin devrim tarihi için en önemli dönemlerden biri olan Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin başlangıç tarihi hakkında anlaşmazlık vardır. Yine de birçok kaynağın fikir birliğine vardığı üzere, Yao Wenyuan’ın Yeni Tarihsel Oyun “Hai Rui’nin Görevden Azli” Üzerine isimli makalesinin yayınlanması, tartışmaların fitilini ateşleyen ilk olay olmuştu. Dolayısıyla Kültür Devrimi’nin başlangıcı olarak Wenyuan’ın makalesinin ilk yayınladığı tarih olan 10 Kasım 1965 kabul edilmektedir.

Makalede eleştirisi yapılan oyun, tarihçi ve dönemin Pekin Belediye Başkan Yardımcısı Wu Han tarafından kaleme alınan bir opera eseridir. Bu eserde Wu Han, Ming Hanedanlığı’nın imparatoru olarak 16. yüzyılda Çin’de hüküm süren Jiajing’in altında çalışan bir memur olan Hai Rui’nin yaşamını betimliyordu. Hai Rui, köylülerin toprak üzerindeki haklarını savunan, onların çıkarlarını imparatora karşı kollayan, erdemliliği, dürüstlüğü ve açık sözlülüğü gibi özellikleriyle övülüyor ve imparator tarafından görevden alınması bir direniş örneği olarak yüceltiliyordu.

Kültür Devrimi’nin ardından ÇKP yönetimine gelen “reformcular” tarafından Dörtlü Çete üyesi olma ithamıyla yargılanacak ve ömür boyu hapse mahkûm edilecek olan sol kadrolardan Yao Wenyuan (1931-2005), yazdığı eleştirel makalede, Hai Rui’nin zengin köylüleri ve küçük toprak sahiplerini kollayan bir devlet görevlisi olduğunu, topraksız köylülere herhangi bir faydasının dokunmadığını yazıyordu. Yao Wenyuan, Wu Han’a karşı yürüttüğü polemikte meseleyi sadece tarihsel figürlerin çözümlemesinden ibaret görmüyordu; Hai Rui gibi kişiliklerin övülmesinde tarihi ileriye götürenin sınıf mücadeleleri yerine dürüst, yolsuzluk yapmayan memurlar olduğu şeklinde bir yanılsama söz konusuydu.

Wenyuan’ın yazısı, parti içerisinde burjuva eğilimlerin baskın olup olmadığı ve devrimin geleceği konusundaki tartışmaları alevlendirdi. Makale bir süre sümen altı edilmek istendiyse de Mao Zedong’un sol kadrolara sahip çıkması ve partide çöreklenmiş bürokratlara ateş püskürmesi nedeniyle gazeteler Wenyuan’ın eleştirisini yayınlamak durumunda kaldılar.

İlk etapta parti yetkilileri meseleyi sanki sadece akademik bir tartışmaymış gibi ele almak istedi. Çevirisini paylaştığımız Halkın Günlüğü editörünün notu, bu bakış açısının örneklerinden biridir. Mao Zedong da Wu Han’ın oyununda Hai Rui’nin görevden alınan savunma Bakanı Peng Dehuai’yi, imparatorun ise kendisini temsil ettiğinden şüphelenerek, Wenyuan’ın eleştirel makalesine arka çıktı.

Bu tartışma akademik sınırlara indirgenemezdi ve sağ parti bürokratları bu niyetlerinde başarılı olmadılar. Wenyuan’ın çaktığı kıvılcım büyüdü ve Kültür Devrimi ateşini harladı.

Halkın Günlüğü editörünün notu

Yoldaş Yao Wen-yuan, bu makaleyi Hai Rui gibi tarihi bir karaktere ve Hai Rui’nin Görevden Azli oyununa ilişkin önemli eleştirel görüşlerinin bilinmesi için WenHui Bao’da yayınladı.

Hai Rui’nin ve Hai Rui’nin Görevden Azli oyununun incelenmesinin aslında tarihsel karakterler ve oyunların nasıl ele alınacağı, tarih etüdünde hangi bakış açısının benimsenmesi gerektiği ve tarihi karakterleri ve olayları yansıtmak için nasıl bir sanat biçiminin kullanılması gerektiği sorunlarını içerdiği kanaatindeyiz. Düşünürlerimiz bu konu hakkında ihtilaf içinde. Bunun nedeni, sorunun yıllarca sistematik olarak tartışılmaması ve doğru bir şekilde çözüme ulaştırılmamasıdır.

Yoldaş Wu Han bu makalesini aynı zamanda daha önce “Hai Rui İmparatoru Dolandırıyor”da (16 Haziran 1959’da Liu Mien-chih mahlasıyla) ve “Hai Rui Üzerine”de (21 Eylül 1959’da) yayınlamıştır. Ayrıca konuyla ilgili diğer tarihi karakterler hakkında da makaleler yayınladı. Hai Rui’nin Görevden Azli oyunu ve beraberindeki diğer sorunlarla ilgili bir tartışma başlatmayı planlıyoruz. Tarihçiler, filozoflar, yazarlar ve sanatçılardan oluşan okuyucuları bu tartışmaya katılmaya davet ediyoruz.

Yoldaş Mao Zedong, “Çin Komünist Partisinin Propaganda Çalışması Üzerine Ulusal Konferansta Konuşma” başlıklı makalesinde şöyle diyor:

“Bizim siyasal sistemimiz, halka yazması için elverişli koşullar sağlayan demokratik bir halk rejimidir. Yüz çiçeğin açmasına ve yüz fikir ekolünün çatışmasına izin verilmesi politikası, bilim ve sanatın gelişmesi için yeni destekler sağlar. Yazdıklarınız doğruysa, herhangi bir eleştiriden korkmanıza gerek yok, ancak tartışma yoluyla doğru görüşlerinizi daha detaylı açıklayabilirsiniz. Yazdıklarınız yanlışsa, eleştiriler, hatanızı düzeltmenize yardımcı olacaktır. Bunda nahoş bir şey yok. Bizim toplumumuzda eleştiri ve karşı eleştiri devrimci mücadelenin, çelişkileri ortaya çıkarmasının ve çözmesinin, bilim ve sanatı geliştirmesinin ve her türlü çalışmayı layıkıyla yapmasının iyi bir aracıdır.”

Umuyoruz ki, bu tartışma sayesinde çeşitli fikirlerin çatışması ve birbirlerine yönelik eleştirileri daha da ileriye götürülebilsin. Şiarımız, hem eleştiri özgürlüğüne hem de karşı eleştiri özgürlüğüne müsaade edilmesi gerekliliğidir. Hatalı görüşleri göz önünde tutarak, insanları mantıkla ikna etmek için muhakeme ve doğruyu gerçeklerden ortaya çıkarma yöntemlerini de benimsiyoruz. Mao Zedong’un vurguladığı gibi, “Tartışma ve muhakeme yoluyla her türlü hatalı düşüncenin üstesinden gelmeyi öğrenmeliyiz.”

Yoldaş Mao Zedong ayrıca şöyle demişti: “Bu yöntem daha az hata yapmamızı sağlayabilir. Bilmediğimiz birçok şey var ve dolayısıyla onları nasıl çözeceğimizi de bilmiyoruz. Tartışma ve mücadele sırasında bu tip şeyleri ve problemleri nasıl çözeceğimizi öğreneceğiz. Farklı fikirler arasındaki tartışmanın sonucunda, gerçek kendini ortaya çıkaracaktır. Bu yöntem, bu zehirli, anti-Marksist fikirlerle uğraşırken de benimsenebilir, çünkü bu anti-Marksist fikirlere karşı mücadele vererek Marksizmi geliştirmek de mümkün olacaktır. Bu, karşıtların mücadelesindeki ilerlemedir, diyalektiğe uyumlu bir ilerlemedir.”

Haziran 1959’dan itibaren, Yoldaş Wu Han, “Hai Rui İmparatoru Dolandırıyor” ve “Hai Rui Üzerine”de dâhil Hai Rui’yi öven çok sayıda makale yazdı ve Hai Rui’yi incelemenin “gerçekçi önemi”ni defaatle vurguladı. 1961’de, yedi revizyon yaptıktan sonra Hai Rui’nin Görevden Azli adlı bir Pekin opera oyununu bitirdi, oyuna bir önsöz yazdı ve insanları bir kez daha Hai Rui’nin “mükemmel erdemi”ni düşünmeye zorladı. Oyun yayınlandıktan ve sahnelendikten sonra gazeteler ve süreli yayınlar tarafından oldukça methedildi. Bazı makaleler bu oyunun “büyük önem taşıdığını” ve “seyircinin düşünmesine mahal verdiğini” söyledi. Hai Rui’yi “meyan kökü [1] olmaktan utandığı ve Güney’in Lord Pao [2] rolünü üstlenmeye cesaret ettiği için” övdüler. Bazı yorumlar, Yoldaş Wu Han’ı överken “bir tarihçi olarak, tarihsel araştırmayı gerçek mücadeleye dâhil etmekte başarılı olması” ve “çağdaş toplumu eski toplumun örtük bir eleştirisini yapma, böylece eski toplumun tarihsel araştırmalarla çağdaş topluma hizmet etmesi taktiklerini kullanması” gibi övgülerle aşırıya kaçtı. Bu oyunun “kişinin kendi tarihsel araştırmasının sosyalist gerçeklere ve halka daha iyi hizmet etmesine yarayacak yeni bir yol açtığını” söylediler. Bazı makaleler de “Oyunlarda ‘dürüst, namuslu görevlilerin’ övülmesinin, dönemin görevlilerini eğitmek için ‘dazibao’ işlevi gördüğünü yazıyordu.

Hai Rui’nin Görevden Azli oyunu ve destekçileri çok önemli bir sorunu gündeme getirdiğinden ve fikirlerini geniş çapta duyurduklarından, oyunu gerçek bir ciddiyetle değerlendirmekten kaçınamayız.

Yeni Tarihsel Oyun “Hai Rui’nin Görevden
Azli” Üzerine
Hai Rui’nin Azli oyunundaki Hai Rui
nasıl yaratıldı?

Bu tarihi oyunda, Yoldaş Wu Han, Hai Rui’yi “her yerde halkı düşünen” ve “ezilen, zorbalığa ve haksızlığa uğrayan insanların kurtarıcısı” olarak tasvir ettiği kusursuz ve soylu bir karakter haline getirir. Onun şahsında, herhangi bir kusur bulamazsınız. Görünüşe bakılırsa o galiba yazarın ideal karakteri. Yalnızca Ming Hanedanlığı’ndaki yoksul köylülerin “kurtarıcısı” değil, aynı zamanda Çin halkının ve sosyalist dönemin kadrolarının ders alması gereken bir örnektir.

Yazar, kendi kahramanını yaratmak için büyük acılar çekmiş. Bu oyundaki dokuz perdeden üçünü tamamen bu onurlu memuru canlandırmaya ayırmış.

Oyun, Hai Rui sahneye çıkmadan önce, birinci ve ikinci perdede bir zamanlar başbakan olan ve sonraları emeklilik hayatı süren Yen Sung’un devrilmesine neden olan Sui Chieh’in ailesi, Sui Hanedanı’nı canlandırmak için çok uğraşıyor. Bu ailenin köylülerin topraklarını nasıl gasp ettiğini, köylülerin kızlarını zorla kaçırdığını ve zavallı köylü Chao Yti-shan’ı öldüresiye dövmeleri için memurlara rüşvet verdiğini anlatıyor. Köylü kadın Hung Ah-lan “ıstırap içinde adaleti için Cennete yalvarırken”, acil bir mesajla, Hai Rui’nin Yingtien’in On Eyaletinin valisi olarak atandığı haberi gelir. Yüksek memurlar için bu hiç beklenmedik bir olaydır. Telaş içinde bağırırlar: “Ne yapacağız?” Emirlerindeki Yamenler [3] bile bağırıyor: “Erdemli Hai geliyor. Bu korkunç bir şey.”

Üçüncü perdede, Hai Rui sivil kıyafet içinde görünür. Yazar, Hai Rui’nin ona en derin saygılarını sunan ve onun gelmesi için dua eden “kendilerini ateşe atılmış gibi hisseden köylüleri” kişisel olarak nasıl dinlediğini anlatır. Onu “tarafsızlığı”, “bilgece kararları”, “azametli şöhreti” ve “iyi siyaseti” nedeniyle övüyorlar.

Feodal toplumda “dünya tepeden tırnağa devlet görevlilerinin nüfuzu altında olmasına ve hakları olup parası olmayanlar için adalet olmamasına” rağmen, haksızlığa uğrayan köylüler hep beraber “Erdemli Hai”nin bir istisna olduğuna inanıyor ve “kendi lehlerine kararlar verebileceğini” düşünüyorlar.

Bu tezat oluşturma taktikleri, seyirciye köylülerin sefaletini yalnızca Hai Rui’nin giderebileceğine dair güçlü bir duygu yaratmaya çalışıyor. Hai Rui’nin Görevden Azli, yazarın iddia ettiği gibi “feodal hâkim sınıfların iç mücadelesini” göstermiyor, bugünün seyircileri için her yoldan köylülerin kaderini belirleyen bir kahraman yaratılıyor.

Oyunun çatışması “toprağın geri verilmesi” teması etrafında gelişiyor. Yoldaş Wu Han önsözde oyunun “tiranların zulmünü ana tema olarak alacak şekilde yeniden düzenlendiğini söylese de, gerçekte, toprağa el koyma tüm dertlerin nedenidir ve “tiranları durdurmanın” ve “dertlerin giderilmesi”nin yolu olarak “toprağın geri verilmesi”ne odaklanır. “Toprağın geri verilmesi” “yoksul köylülere yardım etmenin bir yolu” olarak gösterilir ve aynı zamanda bu oyundaki çatışmanın zirvesi olan Hai Rui’nin görevden alınmasının da nedenidir.

Oyun bu özel açıklamayı “Köylü A” aracılığıyla yapar: “Hepimiz Sui Hanedanı’nın kiracılarıyız.” Seyircinin, oyunun yoksul köylüler ile Sui Hanedanı, diğer emekli memurlar ve yozlaşmış yetkililer arasındaki mücadeleyi tasvir ettiğini ve Hai Rui’nin Sui Hanedanı’nın kiracılarının tarafında olduğunu hatırlaması isteniyor.

Erdemli Hai halkın umutlarını boşa çıkarmaz ve göreve gelir gelmez “halk lehine kararlar verir”. O, “tefecilik yapan ve toprakları zorla ele geçiren gerçek keskin nişancıları” lanetlemekle ve köylüleri bunlardan “şikâyetçi olmaya” teşvik etmekle kalmaz, aynı zamanda dilekçe verenlerden “yaşlıların” fikirlerini dikkate alarak davalarda demokratik bir tutum sergiler.

Köylüler Lord Hai Rui’den Sui Hanedanı’na ve “emekli memurların ailelerine” el koydukları toprakları geri vermeleri için emir vermesini isterler. Bunun sonucunda Hai Rui, “tüm emekli memur ailelerinin yasalara uyan insanlardan gasp ettikleri toprakları on gün içinde geri vermeleri gerektiğini bildiren” bir emir yayınlar.

“Toprağın geri verilmesi”nden sonra, keskin sınıf çelişkileri aniden ortadan kalkar. “Köylüler” Hai Rui’ye yaltaklanarak “Sayın Yargıç halkın lehine kararlar verdiğinden Yangtze Nehri’nin aşağı kesimlerinin güneyindeki yoksul insanlar gelecekte daha iyi günler görecekler.” derler.

Yazar, dürüst, namuslu memuru yücelten bir şarkıyı yoksul köylülerin birlikte söylemesi ile “minnettarlıklarını” ve neşelerini ifade etmelerini sağlar. Şarkı şöyleydi: “Bugün mavi gökyüzünü görüyoruz ve evlerimizle bahçelerimizi yeniden yapmak için gayretle çalışmalıyız. Topraklarımızla düzgünce beslenip giyineceğiz ve önümüzde güzel bir hayat bizi bekleyecek.”

Oyun insanlara, feodal düzenin ortadan kalkmamasına ve toprak ağalarının acımasız baskı ve sömürüsünün hala devam etmesine rağmen, meseleleri Hai Rui gibi ele aldığımız sürece, köylülerin “toprak” ve “yiyecek ve giyecek” sorunlarının çözülebileceğini ve “önümüzde iyi bir yaşam” olduğunu dile getiriyor.

Oyun ayrıca Hai Rui’nin “insanların intikamını aldığını” ve topluca “yozlaşmış memurları” nasıl infaz ettiğini vurguluyor. Tekrar tekrar “hatalı hüküm verilen davaların yeniden açılması ihtiyacının” ve Hai Rui’nin “halkın öfkesini yatıştırma konusundaki kararlılığının” propagandasını yapıyor. Hai Rui “Bütün kötü memurları ortadan kaldırmak” ister ve “halkın öfkesini yatıştırmak için yasalar uygulanırken hiçbir hoşgörü göstermez”. Hai Rui’nin oyunda gerçekleştirdikleri arasında Huat’ing sien yargıcı Wang Ming-yu’nun kafasını kesmek; Sung-chiang Valisi Li P’ing-tu’yu “İmparatorluk kararının alınmasına kadar görevden alınma ve hapsedilme” cezasına çarptırmak ve Sui Chieh’in oğlu Sui Ying’i asmak var.

Yoldaş Wu Han’ın kendi sözleriyle, “Hai Rui’nin ayrılışı kederli ve kasvetli bir durum yaratmasın diye, Sui Ying’i ölüme mahkûm etmeye karar verdim.” Böylece, Hai Rui resmi kariyerine son verir ve feodal İmparatorluk hanedanına muzafferane şekilde direnen bir kahraman olur.

Oyunun sonunda Sui Ying idam edilir, Sui Chieh düşüp bayılır ve yeni vali dehşete düşer. Ama Hai Rui resmi mührünü kaldırır, dimdik durur ve şöyle der: “Erdemli bir adam başı göğe, ayakları yere değecek şekilde durur.” Kendi kendine şöyle der: “Ben kazandım.”

Yazar da kendi kahramanını yaratma görevini “zaferle” tamamlamıştır.

Bu oyunda sadece Hai Rui kahramandır. Köylüler yalnızca efendilerine şikâyetlerini iletebilir, “efendilerine lehlerine kararlar vermesi için” yalvarabilir ve kendi kaderlerini “Erdemli Hai”ye emanet edebilirler. Hai Rui’nin imgesini diğer tüm feodal yetkililere karşı öne çıkarmak için oyundaki tüm ana yetkililer kötü karakterler olarak tasvir edilir. Hai Rui’nin karısı ve bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler, kendilerini korumak isteyen kurnaz insanlardır ve yalnızca annesi onu destekler. Hai Rui, büyük bir ekonomik ve politik devrim yapmak için tek başına yola çıkar.

İnsanlar, bu oyunu gördükten sonra, Wu Han Yoldaş tarafından yaratılan bu kahramanca imgenin, geçmişte feodal çağın herhangi bir opera ve romanında tasvir edilen Hai Rui’den çok daha görkemli olduğunu yoğun bir şekilde hissediyorlar. Her ne kadar Yoldaş Wu Han özellikle oyuna dâhil edilmesi için bazı açıklayıcı notlar yazmış, tek bir cilt halinde yayınlamış ve insanlara oyunun tarihi gerçeklere uygun olarak yazıldığı izlenimini vermek amacıyla Hai Rui’nin Görevden Azli hikâyesinden bir dizi tarihsel veriyi çıkarsa da yine de insanlar şunu sormaktan kendilerini alamıyorlar: Feodal toplumun hâkim sınıfları arasında gerçekten böyle bir kahraman var mıydı? Bu “Erdemli Hai”, tarihteki gerçek Hai Rui’nin sanatsal bir versiyonu mu yoksa sadece Yoldaş Wu Han tarafından yaratılan hayali bir karakter mi?

Yanlış bir Hai Rui

Bizler tarihçi değiliz. Ancak okuduğumuz verilere göre, Hai Rui’nin bu tür çelişkileri çözerken sergilediği sınıfsal tavır ve tarihsel çelişkiler -bu oyunda tasvir edildiği gibi- tarihsel gerçeklerle çelişiyor. Oyundaki Hai Rui, yalnızca Yoldaş Wu Han’ın kendi bakış açısını göstermek için yaratılmıştır.

Hai Rui, 1569 yazından 1570 baharına kadar olan dönemde Yingtien valisiydi. O zamanlar, Yangtze Nehri’nin aşağı kesimlerinin güneyindeki kırsal kesimde sınıf çelişkisi ve sınıf mücadelesi çok keskindi. Cheng-te’nin hükümdarlığından Chia-ching’in hükümdarlığına ve Lung-ch’ing’in hükümdarlığına kadar, toprak ağaları sınıfının çeşitli yollarla çılgına dönmüş şekilde köylülerin topraklarını ele geçirmesiyle, toprağın temerküzü giderek artıyor ve köylüler giderek daha fazla sömürülüyordu.

Jihchihlu, “Orta Kiangsu’daki her on kişiden sadece biri toprak ağasıydı ve diğer dokuz kişi kiracıydı.” diyor. Bu, toprağın ezici çoğunluğunun mülk sahiplerine ait olduğunu göstermektedir. Her ne kadar Ku Yen-wu kesin bir tarih vermese de elimizdeki verilere göre bu tahmin Ming Hanedanlığı’nın ortalarından sonra Wuzhow ve Songjiang’daki durumla örtüşüyordu.

Toprağın kamulaştırılması, “imparatorluk mülklerini” genişletmek için siyasi etkilerine güvenen imparatorluğun toprak ağaları grubu tarafından en vahşi şekilde gerçekleştirildi. Bunun dışında kırsal kesimdeki bazı bürokrat-toprak ağaları da çok sayıda toprağa el koymuşlardır. Yalnızca Sui Chieh’in sahip olduğu topraklar, bazen 240.000 mou [4] bazense 400.000 mou olarak belirtiliyor -bugün Şanghay belediyesinin yetkisi altındaki Songjiang hsien’deki ekilebilir arazilerin yaklaşık üçte birine veya yarısına tekabül ediyor.

Hai Rui’nin “alt kesimden insanlar Huat’ing’deki emekli memurların sahip olduğu çok sayıda mülke ve köleye beddua ediyor ve sinirleniyor” ifadesi, kendi gözleriyle gördüğü keskin sınıf mücadelesinin bir tasviriydi. Toprağın temerküzü, köylüler ile toprak ağası sınıf arasındaki sınıf çelişkisinin keskinleşmesini şiddetlendirdi. Çok sayıda köylü iflas etti ve kaçtı, çok sayıda tarla ekilemedi ve “topraksız insanlar sadece diğer insanlar için ücretli çiftlik işçileri olarak çalışabilirdi” (Huat’ing Hsien’in Kayıtları).

Köylülük ile toprak ağası sınıfı arasındaki çelişki, feodal toplumun temel çelişkisiydi ve sınıf mücadelesinin keskinleşmesi, toprak ağası sınıfının içindeki çeşitli katmanlar arasındaki ilişkileri kaçınılmaz olarak etkileyecekti. Çoğu toprağın toprak ağalarına ait olduğu koşullar içerisinde, bürokrat-toprak ağaları, toprak ilhakı amaçları için küçük ve orta ölçekli toprak ağalarını ve “topraklarını ekmeleri için insanları kiralayan zengin aileleri”, yani “zengin köylüleri” (“üst sınıf köylüler” de denir) hedef aldılar. Sonuç olarak, toprak ağası sınıfı içindeki çelişki de keskinleşti.

Bu sıralarda, bürokrat-toprak ağaları, üzerinden hiçbir vergi ödemedikleri çok sayıda toprağı sakladıkları ve sömürünün meyvelerini tekellerine aldıkları için, İmparatorluk Sarayı kendisini mali zorluklar içinde buldu ve bazı saray görevlileri sürekli olarak ekilebilir toprakların araştırılmasını, “imparatorluk mülklerinin” ve diğer mülklerin büyüklüğünün sınırlandırılmasını ve orta ve küçük toprak sahiplerinin sahip olduğu “özel mülk toprakların” sürekli ilhakının kısıtlamaya tabi tutulmasını talep ediyordu. Bu, saray mensubu ve diğer çeşitli toprak ağaları grupları arasındaki çelişkileri keskinleştirdi.

O zamanlar, bürokrat-toprak sahiplerinin toprağı ilhak etmelerinin başlıca yöntemlerinden biri, Hai Rui’nin “toprağın geri verilmesini” talep ederken karşı çıktığı, sözde “topraktan feragat” idi.

Topraktan feragat esas olarak iki şekilde uygulanıyordu. Güç sahibi toprak ağaları için birinci yol, ilk toprak sahipleriyle akrabalıkları olan dalkavukları bu toprakları kendilerine “bırakmaları” için ayartmaktı. Bu tür topraklar, önce sahibi olan “zengin ailelerden” alındı ​​ve sonra “topraktan feragat eden” dalkavuklar, bu toprakların bekçisi ya da alt-sahibi oldular.

Diğer yol, orta ya da küçük toprak sahiplerinin, zengin köylülerin, insanların ya da birkaç küçük mülk sahibinin ağır resmi angaryalardan ve vergilendirmeden kurtulmak amacıyla topraklarını bürokrat-toprak ağalarına bırakmasıydı. Bunun nedeni, “Ming Kanunları”nın, memurların, rütbelerine göre değişen oranlarda, resmi angaryalardan ve vergi muafiyeti ayrıcalıklarından yararlanmasını sağlaması ve toprak ağalarının, bürokrat-toprak ağası unvanlarıyla topraklarını bu tür resmi angaryalardan ve vergilendirmeden kaçırabilmeleriydi. Bürokrat-toprak ağaları bundan yararlandı ve resmi angaryalar ile vergilerden kaçmaya çalışan orta ya da küçük toprak ağalarının, zengin köylülerin ya da küçük toprak sahiplerinin sahip olduğu topraklara el koydular.

Toprağın çoğu toprak ağalarına ve zengin köylülere ait olduğundan, bürokrat-toprak ağalarının el koyduğu topraklar çoğu durumda orta ya da küçük toprak sahiplerinin ya da zengin köylülerin mülküydü. İşin aslı buydu.

Hai Rui’nin biyografisinde şöyle bahsediliyor:

Bu nedenle, zenginler genellikle topraklarını bürokratlara bıraktılar ve başlıca yükümlülüklerinden kaçmak için kiracı-yarıcılar olarak çalışmayı tercih ettiler. Buna topraktan feragat deniyordu. Bu nedenle, okumuş bir kişi ikinci derece sınavını verdikten sonra, genellikle feragat edilen toprakları satın alır ve zengin bir adam olurdu. Gözden düşen memurlar, makamlarını ve güçlerini yeniden kazandıklarında, genellikle yeni başlayan memurlar gibi davrandılar ve toprak ilhaklarını olağan bir şeymiş gibi gördüler. İktidar ve nüfuz sahipleri istedikleri mülkleri ele geçirdiklerinde kimse karşı koymaya cesaret edemezdi.

Yukarıda bahsi geçen “zenginler” ile tabii ki “feragat edilecek” toprağı olmayan yoksul köylüler değil, “nüfuzlarını yitirmiş” yerel memurlar ya da siyasi statüsü olmayan orta veya küçük toprak sahipleri ile zengin köylüler kastedilmektedir. Bu kimselerin “özel mülkiyetindeki topraklar” güç sahibi bürokrat-toprak ağaları tarafından aralıksız olarak ilhak edildi ve bürokrat-toprak ağaları “tüm topraklara el koymak istediğinde, kimse karşı koymaya cesaret edemedi.” Bu da orta ve küçük toprak sahipleri ile zengin köylülerin çıkarlarını ciddi şekilde tehlikeye soktu ve İmparatorluk Sarayı’nın mali gelirlerini de ağır biçimde etkiledi.

Tam da bu nedenle, Hai Rui, Songjiang ve Huat’ing’e gelir gelmez, “birinci dereceden memurların”, “iyi emekli memurların” ve hatta bazı yerlerde “vali ve yargıçların” Sui gibi bürokrat-toprak ağalarının büyük ölçekli toprak ilhaklarına ve “feragat edilmiş toprakları kabul etme” uygulamalarına “koro halinde” karşı çıktıklarını fark etti.

“İyi emekli memurlar”, Hai Rui’ye “Geçtiğimiz yirmi yılda, valiler ve sulh yargıçları emekli memurların tavsiye ve tekliflerine tek taraflı olarak kulak verdikleri için, özel mülkler yavaş yavaş ortadan kaldırıldı ve emekli memurlar giderek zenginleşti.” diyordu. Bu sözler, orta ve küçük toprak sahiplerinin büyük bürokrat-toprak ağaları tarafından ilhakının canlı bir tasvirini vermiyor mu?

Hai Rui, “halkın hayırsever olmayan zenginlere ateş püskürdüğü” sonucuna vardı. Bu “ortak nefret” orta ve küçük toprak sahiplerinin, zengin köylülerin ve onların çıkarlarını savunan aydınların, büyük toprak ağaları tarafından ilhak edilmelerine karşı siyasi tutumlarını gösteriyordu.

Yangtze Nehri’nin aşağı kesimlerinin güneyindeki büyük toprak ağalarının sözcüsü Tai Feng-hsiang, Hai Rui’yi “üçkâğıtçılar” ile işbirliği yapmakla suçladığında Hai Rui, “toprakların geri verilmesi” çağrısını yukarıda bahsedilen bilgileri kullanarak bu insanların şikâyetlerine dayandırıyordu. Görünüşe göre Hai Rui gerçeği söylüyordu. Onun “toprağın geri verilmesi” çağrısı, orta ve küçük toprak sahiplerinin ve “özel mülkiyetleri giderek azalan” zengin köylülerin ortak talebini yansıtıyordu. Bu çağrı toprak ağası sınıfın kendi iç çelişkilerini ve geniş köylü kitleler ile toprak ağası sınıf arasındaki her zamankinden daha keskin sınıf çelişkilerini yatıştırmak için kullanıldı. Ayrıca Saray’ın nakit gelirlerinin artmasına ve mali sıkıntılarının giderilmesine de katkı sağlamıştır.

Bu tarihsel gerçeklik açıklığa kavuşturulduktan sonra, Hai Rui’nin Görevden Azli oyununun sınıf ilişkilerini nasıl çarpıttığına dair daha net bir tabloya sahip olacağız.

Hai Rui, emekli memurlara köylülerin topraklarını geri vermelerini zorunlu tuttuğunda, toprak ağalarından köylülere toprak vermelerini istedi mi? Hayır.

Hem Ming Tarihi hem de Hai Rui’nin birçok biyografisi, Hai Rui’nin emekli memurları kendilerine “bırakılan” toprakları geri vermeye zorladığını açıkça belirtir. “Efendi Hazretleri demir yumruğuyla, kendisine toprak bırakılan herkese, bu toprakları geri vermelerini ya da bu toprakların geri alınmasına müsaade etmelerini emretti.” Bu emir, ilhaktan vazgeçirmek ve büyük toprak sahiplerine darbe vurmak için verildi. Hükümete geri verilenler dışında, iade edilen toprakların çoğu, “nüfuzu olmayanlara” ve “zengin ailelere”, yani orta ya da küçük toprak sahiplerine veya zengin köylüler gibi “böyle bir toprağı teslim etmiş olanlara” geri verildi.” Böylece, bu aslında orta ve küçük toprak sahiplerinin ve zengin köylülerin çıkarlarını koruyordu.

Irgat yoksul çiftçilerin “feragat edecekleri” toprakları ve bu toprakları “bedelini verip kurtaracak” paraları olmadığı için, doğal olarak, “geri verilen toprakların” hiçbiri ellerine geçmeyecekti. Hai Rui’nin tüm kalbiyle yoksul köylülere toprak dağıtmak için “savaştığı” nasıl düşünülebilir?

Hai Rui, “Sui Hanedanı’nın kiracılarına” kurtuluşu getirmenin yollarını mı aradı? Aslında bu hususta hiçbir şey yapmamıştı.

Hai Rui, Sui Chieh’ten “toprağı geri vermesini” isteme amacını Li Ch’ung-fang’a yazdığı mektupta şöyle açıklıyordu:

Toprağının yarısından fazlası geri verilmezse, insanların ahlaksızlığının önüne nasıl geçilebilir? Hayır yapmamak, zengine zarardan başka bir şey getirmez, arkadaki araba öndeki devrilmiş arabadan ders çıkarmalıdır. Muhterem Sui’nin topraklarının yarısından fazlasını geri vermesini isterken, sadece o ölüp gittikten sonra da huzuru korumak istiyorum. Lütfen beni yanlış anlamayın.

Bu, Hai Rui’nin sınıfsal bakışının açık bir kanıtı değil miydi? Açıkça, halkın “ahlaksızlığı”nın “önüne geçmek”, her zamankinden daha şiddetli yaşanan sınıf mücadelesinde toprak ağası sınıfın devrilmesini engellemek ve Sui Chieh’in “ölümünün ardından huzuru” sağlamak istiyordu. Herhangi bir durumda, yoksul köylülere danışmadı ve “Sui Hanedanı’nın kiracıları” için toprak sorununu çözmeye çalışmadı.

Hai Rui’nin “toprağın geri verilmesi” çağrısı “halkın çıkarları için” mi verilmiş bir karardı?

Hai Rui, Vali Açıklamasında bize, vali olarak aldığı tüm önlemlerin “eski suistimallerden kurtularak halkı yatıştırmaya ve atalarımızın yerleşik yasalarını geri getirmeye” çalıştığını söylüyordu.

“Hanedanın kurucusu” tarafından hüküm altına alınan Ming Kanunu’nda şöyle bir hüküm vardı: “Anlaşmazlık konusu toprakları veya başkasının toprağını kendi malı olarak iktidardaki görevlilere teslim edenler ile bu toprakları alanlar yüzer sopa ve üçer yıl hapisle cezalandırılır.” Bu tam olarak Hai Rui’nin baş etmesi gereken çelişki değil miydi?

Ming Hanedanlığı, topraktan feragat edilmesine karşı bu hükmü, bu sınıf içindeki çelişkileri hafifletmek, ilhakın şiddetli bir şekilde gelişimine karşı koruma sağlamak ve tüm toprak ağası sınıfının diktatörlüğünün konsolidasyonunu kolaylaştırmak amacıyla uzun zaman önce yasalaştırmıştı. Bu madde daha sonra sadece ismen var oldu. Hai Rui, bu konuda toprağın bırakılmasına karşı çıkmaktan başka bir şey yapmamıştı. Yangtze Nehri’nin aşağı kesimlerinin güneyindeki köylülerin “lehine karar verdiği” nasıl söylenebilir?

Hai Rui, “yoksul köylüler” için “tefeciliğe” fikren mi karşı çıktı?

Tai Feng-hsiang’ın kendisine yönelik suçlamasını çürütmek için Hai Rui’nin yaptığı açıklamayı alıntılamak en iyisi. Şöyle diyordu:

Geçmiş yıllarda, hububat memurları tahılı toplarken genellikle tahılı hükümete devretmeden önce özel borçlarını mahsup ederlerdi. Zengin aristokratlar da hasat zamanında yerleşimleri işgal ederdi. Özel çıkarlar ve kamu çıkarları karşı karşıya geldiğinden tahıl vergisinin ödenmesi güçbelâ yerine getirilirdi. Tahıl vergisinin özel yerleşim alanları yapılmadan önce ödenmesi gerektiğini düşünüyorum ve borçların ödenmesini yasaklamak niyetinde değilim.

“Kamu çıkarları”, feodal İmparatorluk Divanı anlamına gelirken, “özel çıkarlar”, toprak ağaları ve yerel zorbalar anlamına geliyordu. Hai Rui, kırsaldaki toprak ağaları tarafından gerçekleştirilen sömürüye ve bunlara kredi verilmesine karşı olmadığını belirtiyordu. O, yalnızca, imparatorluğun mali gelir sorununu çözmek için kırsaldaki büyük toprak ağalarının sömürünün meyvelerini tekellerine almalarına karşı çıkıyordu.

Hai Rui, köylüler ve toprak ağaları arasındaki çelişkiyi ortadan kaldırmayı asla düşünmedi. Yalnızca bu çelişkiyi azaltmak istiyordu.

Hai Rui’nin kendisi “Üst sınıfların alt sınıflar tarafından desteklenmesi ortadan kaldırılamayacak bir ilkedir, ancak sistemin devam edebilmesi için kar ve zarar regüle edilmelidir.” diyordu.

“Kar ve zararın regüle edilmesi” için uğraşırken, amacı, büyük toprak ağaları tarafından meşru sınırlar içinde gerçekleştirilen sömürüyü –toprak ağası sınıfının esas çıkarlarını engellemeden- sınırlamak ve köylülerin direnişini zayıflatmak olduğunu açıkça ortaya koyuyordu. Böylece, “üst sınıfların alt sınıfların desteğine” dayanan feodal sömürü sistemi “sürdürülebilir”.

Köylülere feodal düzene boyun eğmeleri, “adab-ı muaşeret”e uymaları ve “eşkıya” olmamaları konusunda tekrar tekrar nasihat veriyordu. Aynı zamanda, ayaklanan köylüleri bastırabilmek için “silahlı kuvvetlerin kullanılması ve güvenliğin sağlanması” gerektiğini savunuyordu.

En gerici büyük toprak ağalarına karşı çıkmaktaki amacı, toprak ağalarının toprak mülkiyeti düzenini zayıflatmak değil, bu sistemi, toprak ağalarının köylüler üzerindeki egemenliğini ve imparatorluk rejimini konsolide etmekti. Feodal hâkim sınıfların farklı hizip ve fraksiyonları ile toprak ağası sınıfın “uzun vadeli çıkarları” bu ortak çıkara dayanıyordu.

Köylülerin çıkarlarını temsil eden Hai Rui tasviri, düşmanımız konusunda kafamızı karıştırmaya, toprak ağası sınıfının diktatörlüğünün esasını görünmez hale getirmeye ve toprak ağası sınıfını güzellemeye çalışıyor.

Hai Rui defaatle imparatora sadakatini dile getiriyor. Aklında ne olduğunu açıklamak için Kao Kung’a yazdığı mektupta “Yangtze Nehri’nin aşağı kısımlarının güneyinde payidar bir düzen inşa etmek ve Majestelerinin bana olan güvenini doğrulamak için elimden gelenin en iyisini yapıyorum.” diyordu. Bu “payidar düzeni” sarsmak için nasıl bir şey yapmış olabilirdi ki?

“Toprağın geri verilmesi” gerçek dışı bir şekilde tasvir edilmiştir. “Dertlerini giderme” rolü doğru mu? Bulduğumuz verilere göre maalesef hayır yanıtını verebiliriz.

Songjiang Valisi ve Huat’ing Yargıcı aslında ne idam edilmiş ne de görevden alınmıştı. Hai Rui, Yingtien valisiyken, Wuzhong ve Songjiang bölgesinde ilçe hsiende [5] ya da daha üst bölgede görev yapan tek bir memur görevden alınmamıştı. Sui Chieh’in oğlu idam edilmedi, sadece sürgün cezasına çarptırıldı ve bundan sorumlu kişi de Hai Rui değildi. Sorumlu kişi, siyasi düşmanı, Sui Chieh’in başbakanlıktan uzaklaştırılmasının ardından politik gücünü yeniden kazanan Kao Kung’tu. Chang Chii-cheng iktidara geldiğinde, bu ceza kaldırıldı.

Ming Tarihi’ndeki “Kao Kung’un Biyografisi” şunları yazıyor: “Sui Chieh’in çocukları, kendi köylerinde tirandılar. Kao Kung, eski bir vali olan Ts’ai Kuo-hsi’yi, Hsu Chieh’in bütün oğullarını cezalandırmak üzere başsavcı olarak atadı. Hepsi sürgün cezasına çarptırıldı. Kao Kung, makamını kaybettikten sonra yapayalnız kalan Sui Chieh’i baskı altında tutmak için elinden gelen her şeyi yaptı.

Benzer notlar Sui Chieh’in biyografisinde de kayıt altına alınmış.

Sui Chieh’in oğullarının tutuklanması, doğal olarak intikamını almak isteyen Kao Kung’un ve başka bir memurun işiydi. Hai Rui ile hiçbir alakası yoktu.

Yen Sung’un devrilmesinden sonra, Sui Chieh, Kao Kung ve Chang Chii-cheng uzun süreli bir iktidar mücadelesine giriştiler. Kabinedeki farklı siyasi grupların çatışmasını Hai Rui’nin şahsına havale etmek ve onu “halkın mağduriyetlerini gidermek için yoksul köylülerin yanında duran” kişi olarak göstermek basit tarihsel gerçekliklere aykırı değil mi?

Yoldaş Wu Han, “Sui Chieh’in oğullarının yalnızca sürgüne mahkûm edildiğinin tarihe geçtiğini” gayet iyi biliyor, ama Hai Rui’yi methetmek için onu bu şekilde göstermeyi seçiyor. Bu da ideal kahramanını yaratmak için tarihi yeniden yazmaktan çekinmediğini gösteriyor.

Hai Rui ayrıca oyunda gösterildiği gibi “demokratik” değildi. Tam tersine, “Yangtze Nehri’nin aşağı kesimlerinin güneyindeki insanların dolandırıcı ve aşağılık karakterde olduğu” ve “on dilekçelerinden dokuzunun uyduruk suçlamalardan oluştuğu” kanısındaydı. “Dolandırıcı takımı”yla baş etmenin yolunun her zaman yedi sekiz tanesini yamenler prangalamadan ve kelepçelemeden önce acımasızca dövmek olduğunu kendisi söylüyordu. Bu akıllarını başlarına getirirdi.

Hai Rui, Reform Kuralları’nda “şüpheli dosyaları” tartışırken “Bir davada, prestiji korumak için emekli memurlardansa sıradan insanlara haksızlık etmek daha evladır.” da diyordu. Bunun altında bir de şöyle kısa bir not var: “Sıradan insanlar doğuştan düşük kökenli olduğu için doğuştan soylu emekli memurların prestijinin korunması isteniyor.” “Doğuştan soylu insanlar ile düşük kökenli insanlar arasındaki ayrım çizgisini” korumak için, “sıradan insanlara haksızlık yapmak” uygundu. Bu, toprak ağası sınıf diktatörlüğünün gerici doğasının bir tezahürüydü.

Şimdiyse, Hai Rui, köylülerden “tavsiye” alacak kadar demokratik olarak gösteriliyor. Böylece siyasi duruşu tersine çevriliyor.

Bu tarihsel gerçekleri, Hai Rui’nin Görevden Azli oyunundaki Hai Rui ile karşılaştırarak, oyundaki Hai Rui’nin kurgusal bir karakter olduğunu keşfetmek zor değildir. Burjuva bakış açısıyla yeniden yaratılmış bir karakterdir.

Tarihsel bir oyunun sanatsal olarak uyarlanması ve yeniden yaratılması gerekir. Yeni bir tarihsel oyunun tarihin her detayına uyumlu olmasını beklemiyoruz, ancak burada tasvir edilen karakterlerin sınıfsal duruşu ve sınıf ilişkisinin tarihsel gerçeklerle uyuşmasını bekliyoruz.

Wu Han Yoldaş, tarihsel bir oyunu “tarihsel gerçeklere daha uygun hale getirmek için her türlü çabanın gösterilmesi gerektiğini, çarpıtmaya ve varsayıma yer olmadığını” söylüyordu. Gelin görün ki, gerçeklerin sesi sözcüklerden daha yüksek çıkar. Hâlihazırda bu oyundaki Hai Rui imajının, gerçeklere uygun hayal gücü ya da karakteristik genellemeyle hiçbir ilgisi yok. Sadece “çarpıtma, varsayım, çok eski zamanlarda yaşamış insanlar üzerinden bugün yaşayan insanların örtük bir eleştirisini yapma” türüne girebilir.

Sınıf mücadelesinin seyri bize, Hai Rui’nin veya ondan sonra gelen diğer feodal yetkililerin, çürümüş ve yozlaşmış Ming Hanedanlığı’na yeni bir ruh getirmesinin ya da köylülere yönelik nefret ateşine su serpmesinin hiçbir yolu olmadığını gösteriyor. Songjiang’ın köylüleri Hai Rui’den sonra her zamanki gibi insafsızca ezildi ve sömürüldü. Toprağın ilhakı ve yerinden etme devam etti, sınıf çelişkisi giderek keskinleşti.

Hai Rui’nin 1587’de ölümünden sonra, köylüler patlamaya hazır bulutlar ve kabaran dalgalar gibi isyanlar başlattılar. Ming Hanedanlığı, Hai Rui’nin ölümünden 60 yıl gibi kısa bir süre sonra 1644’te yıkıldı.

Bu tür tarihsel gerçeklere ters düşen oyun, köylülere “Topraklarımızla düzgünce beslenip giyineceğiz ve önümüzde güzel bir hayat bizi bekleyecek.” şarkısını söyleterek “toprağın geri verilmesini” övüyor. Hatta “Yangtze Nehri’nin aşağı kesimlerinin güneyindeki yoksul insanlar bundan sonra iyi bir yaşam sürecek!” diye sevinç naraları atıyorlar. Bu abes ve gülünç değil mi?

“Hai Rui’nin Görevden Azli” ile yere göğe
sığdırılamayan nedir?

Yazarın sahte bir Hai Rui sanatsal imajıyla neyi methettiğine bakalım.

Devletin sınıf mücadelesinin bir aracı ve bir sınıfın diğerini ezmesi için bir mekanizma olduğunu biliyoruz. Sınıfla ilgisi olmayan ya da sınıflar üstü bir devlet yoktur. Marksizm-Leninizmin devlet sorununa temel bakış açısı budur.

Bu bakış açısından yola çıkınca, feodal devletin, toprak ağası sınıfın köylüler üzerindeki diktatörlüğünü dayatması için bir araç olduğunu kabul etmekten başka bir yol yok. Feodal devletin yasaları ve mahkemeleri ile -“dürüst, namuslu memurlar” ve “iyi memurlar” da dâhil olmak üzere- halkı yöneten memurlar yalnızca toprak ağası sınıfın diktatörlüğünün araçları olabilir, asla sınıflardan azade olamazlar ve yöneten sınıfa hizmet ettikleri gibi yönetilen sınıfa hizmet edemezler.

Şüphesiz bunlar, toprak ağası sınıfı içinde farklı katmanlar ile gruplar olduğundan ve sınıf mücadelesinin durumundaki değişiklikler nedeniyle, şu veya bu sorun üzerinde, büyük toprak sahiplerinin, orta ile küçük toprak sahiplerinin ve zengin köylülerin çıkarlarına karşı benimsenen tutum ve köylülerin maruz kaldığı baskının derecesi ve yöntemi üzerinde birbirlerine ters düşebilir ve çatışabilirler.

Ancak, esasında böyle bir çatışmanın özü, toprak ağası sınıfının diktatörlüğünü sürdürme alanından asla çıkamaz. Toprak ağası sınıfı içindeki mücadeleyi hiçbir zaman köylüler ile toprak ağaları arasındaki sınıf mücadelesi olarak tahrif edemeyiz.

“Dürüst, namuslu memurlar” ile “yozlaşmış memurlar” arasındaki mücadele örneğini açıklayacaksak, gerçekten de dürüst, namuslu memurlar vardı ve bazı “yozlaşmış memurları” toprak ağası sınıfının mahkemelerinde, toprak ağası sınıfı hukukunun hükümlerine göre cezalandırdılar. Hatta bir köylünün, açtığı davanın, söz konusu hizip veya fraksiyonun muhalifi olan “dürüst, namuslu bir memur” tarafından görülmesi nedeniyle, bir hizip veya fraksiyonun üyesine karşı açtığı davayı “kazandığı” istisnai durumlar da olmuştur.  Bu tür fenomenler, sınıf mücadelesi deneyimi olmayan birçok köylüyü yanlış yönlendirdi ve “dürüst, namuslu memurların” sınıf karakterlerini ve feodal devlet ile feodal mahkemelerin sınıfsal özünü gözden kaçırmalarına neden oldu. Toprak ağası sınıfı, aynı zamanda, bu tür olgulardan köylülerin ve “dürüst, namuslu memurların” bilincini uyuşturmak, sınıf hâkimiyetlerinin niteliğini saklamak ve köylülere karşı sınıf mücadelesini silahlı baskıyla koordinasyon halinde yürütmek için önemli araçları olarak sürekli yararlandı.

Ming tarihi belgelerinde, ayaklanan köylüleri tek hamlede yok etmek için harekete geçilmeden önce, düşmanın yaklaşmasının geciktirilmesi stratejisi olarak, toprak ağası sınıfı tarafından “dürüst, namuslu memurlar”ın sevk edilmesiyle ilgili belgeler vardır. Basitçe konuşmak gerekirse, “dürüst memurlar” ve “iyi memurlar” ne kadar “dürüst” ve “iyi” olurlarsa olsunlar, ancak köylüler üzerinde toprak ağası sınıfının diktatörlüğünü uygulamak için “dürüst memurlar” ve “iyi memurlar” olabilirler ve asla süreç tersine işlemez.

Ama “Hai Rui’nin Görevden Azli” bize şunu söylüyor: Hayır! “Dürüst, namuslu memurlar”, toprak ağası sınıfının araçları değildir, köylü sınıfının hizmetindedir. Görüyorsunuz, oyundaki Hai Rui, feodal hanedanlığın bir temsilcisidir, ancak her ne hikmetse Sui Chieh’e karşı şiddetli bir mücadele yürütür ve yoksul köylülerin çıkarlarının vekilidir.

Bu mücadelede, “dürüst memur” Hai Rui, bir yandan “Sui Hanedanı kiracılarının” ve tüm yoksul köylülerin çıkarlarını koruyan büyük bir kahraman olarak gösterilir. Toprak ağası sınıfının diktatörlüğünü uygulayan diğer memurlara karşı çıktığı gibi, “dürüst, namuslu memurlar” ile “yozlaşmış memurlar” arasındaki çelişki, köylülerin korunması ve bastırılması arasındaki çelişki kadar, hatta toprağın köylülere geri verilmesi ile köylülerin topraklarına el konulması arasındaki çelişki olarak gösterilir.  Toprak ağası sınıfının diktatörlüğünü konsolide etmede “dürüst, namuslu memurların” oynadığı rolden eser yok.

Diğer yandan, tüm köylüler, devrimci mücadele ruhundan yoksun, pasif bir kara kalabalık olarak tasvir ediliyor. Tek görevleri, “Erdemli Hai”nin önünde diz çökmek, köylüleri dertlerinden kurtarması için ona yalvarmak ve “dürüst, namuslu memuru” kurtarıcıları olarak görmektir.

Aşikâr ki, Hai Rui’nin Görevden Azli’nin yazarı tarihi ileriye taşımak için itici gücü sınıf mücadelesinde değil, “dürüst, namuslu memurlar”da görüyor. Kitlelerin ayaklanıp kendilerini özgürleştirmelerine gerek yoktur, çünkü “dürüst, namuslu bir memurun” lütuflarıyla hemen “iyi bir yaşam” sürebilirler.

Bu oyunda, toprak ağası sınıfın diktatörlüğünün araçları olan “dürüst, namuslu memurlar”, hukuk ve mahkemelerin tümü, sınıflar üstü şeyler olarak allanıp pullanır ve varlıkları, toprak ağası sınıf diktatörlüğünden ayrı ve bağımsızdır. Oyun, ezilenlerin devrim yapmasına, herhangi bir ciddi mücadeleye girmesine, devlet aygıtını parçalamasına gerek olmadığının propagandasını yapıyor. “Dürüst, namuslu memurlara” boyun eğip secde etmeleri ve feodal hanedanın “hukukuna” uymaları halinde, yozlaşmış memurları bir çırpıda ortadan kaldırabilir ve “iyi bir hayat sürebilirler”.

Lenin bir defasında devlet sorununun “burjuva akademikleri, yazarları ve filozofları tarafından en çok kafa karıştıran sorun olduğunu” söylemişti (Devlet Üzerine). Devlet sorununun bileşeni olan, “sorunların dürüst, namuslu memurlar tarafından düzeltilmesi” olarak adlandırılan şey, korkarım ki, burjuvazinin insanların kafasını özellikle karıştırdığı bir sorun ve insanların zihinlerini zehirlemek için bir tür hurafedir. Marksist-Leninistler, bu tür yalanları teşhir etmek ve bu tür hurafeleri yıkmakla mükelleftirler.

Hai Rui’nin Görevden Azli tam tersi bir yol izliyor. Böyle bir hurafeyi çürütmek yerine, yeni bir tarihsel oyun örtüsüyle kaplar ve toprak ağası sınıfın memurlarını, mahkemelerini ve kanunlarını tüm yollarla güzelleştirir, böylece bu hurafeyi derinleştirir.

Köylüler, “dünyanın hem üst hem ast seviyelerdeki devlet görevlilerinin hâkimiyeti altında olduğunu” ve “hakları olup da parası olmayanlara yer olmadığını” biliyorlar. Hai Rui sahneye girer girmez köylülere öfkeyle soruyor: “Toprak ağaları ve despotlar neyin hukukuna güveniyorlar?” Ayrıca köylülere “Siz de suçlusunuz. Niye şikâyet etmiyorsunuz?” diye çıkışıyor. “Mağduriyetleri giderdiği” sırada tekrar tekrar “Yasaları çiğneyen bir prensin, avamdan bir kimseyle aynı şekilde cezalandırılacağını” söylüyor.

Oyun, “hukuk”un sınıfsal özünü örtbas etmek için bu ifadeleri kullanıyor. Aynı zamanda, Hai Rui gibi “dürüst, namuslu memurlar”ın, “hukuk”a uygun hareket ettiklerini, ayrıca mahkemeleri köylüleri koruyan, “halkın sıkıntılarını gideren”, “hatalı kararları” düzelten ve köylülerin toprak elde etmelerini sağlayan yerler haline getirebileceklerini göstermek için “pratik eylem”den yararlanıyor.

Bu, toprak ağası sınıfının devlet mekanizmasına köylüleri korumanın bir aracı olarak bakmayı amaçlamıyor mu? Bu, toprak ağası sınıfın diktatörlüğünün köylüleri baskı altına almasının özünü ortadan kaldırmaya çalışmıyor mu? Bu, toprak ağası sınıfının dürüst, namuslu memurlarının yamende [6] köylüler “şikâyette bulunduklarında”, “halk lehine kararlar vererek” onların kurtarılabileceğini anlatmaya çalışmıyor mu? Toprak ağası sınıf devletini bu çapta güzelleyen, devrimden vazgeçmeyi ve sınıf uzlaşmasını ilan eden böyle bir oyunun, “Marksizm-Leninizm ve Mao Zedong’un düşüncesi doğrultusunda tarihsel oyunların yaratılmasına kılavuz olma ihtiyacı” hakkında söyleyecek neyi olabilir?

İnsan toplumunda sınıflar ve devletler var olduğu için, “halk lehine kararlar veren memurlar” gibi bir şey dünyada hiçbir zaman gerçekleşmemiştir. Çin’de ne toprak ağası sınıfın reformcuları ne de burjuva demokratları köylülere “güzel zamanlar” sunmadı. Yalnızca, toprak ağası sınıfın ve burjuvazinin devlet mekanizmasını tamamen parçalayan ve proletaryanın rehberlik ettiği işçi-köylü ittifakına dayanan Çin Halk Cumhuriyeti’ni kuran Çin Komünist Partisi’nin önderlik ettiği büyük devrim, Yangtze Nehri’nin aşağı kesimlerinin güneyindeki köylüler için ve tüm ülke için “toprak, yiyecek ve giyecek” sorunlarını çözmüştür. Bu, kimsenin aksini ispatlayamayacağı sert bir gerçekliktir.

Yoldaş Wu Han’ın, yarattığı Hai Rui imajını ve bu imaj aracılığıyla kamuoyuna sunduğu bakış açılarını, Yoldaş Mao Zedong’un tekrar tekrar açıkladığı Marksist-Leninist bakış açılarıyla karşılaştıracağını umuyoruz. Marksist-Leninist devlet kavramını toprak ağası sınıf ile burjuvazinin devlet kavramıyla ve sınıf mücadelesi teorisini sınıf uzlaşması teorisiyle fiilen değiştirdiğini keşfetmek zor olmayacaktır. Yüzlerce ve binlerce yıldır toprak ağası sınıf ve burjuvazi tarafından sürdürülen köhne bakış açısını bugün halka duyurmakla neyi hedefliyor? Ve bundan kim yararlanacak? Doğruyu yanlıştan ayırmak gerek.

“Hai Rui’nin Görevden Azli” oyununun insanlara
öğretmek istediği şeyler neler?

Hai Rui etkileyici bir tarihi karakterdir. Gördüğümüz gibi, feodal toplumun çöküşü aşamasında toprak ağası sınıfın içinde daha ileri görüşlü bir kişilikti. Feodal sisteme sadıktı ve feodal hanedanlığın “liyakatli bir memuruydu”. Köylü sınıfı ile toprak ağası sınıfı arasındaki keskin çelişkinin kendi zamanındaki bazı fenomenlerinin farkına vardı. Feodal rejimi konsolide etmek, köylülerin direnişini güçten düşürmek, keskin sınıf çelişkilerini azaltmak ve feodal hanedanın ana çıkarlarını korumak için, feodal hanedanın çıkarlarını tehlikeye atan bazı hiziplere ya da tedbirlere karşı sert bir mücadele yürütmeye cesaret etti.

Bazı yönlerden kendi çıkarları, orta ve küçük toprak sahipleri ile zengin köylülerin çıkarlarıyla uyumluydu. Güçlü toprak ağalarını zapt etmekteki amacı, tüm toprak ağası sınıfının köylüler üzerindeki diktatörlüğünü konsolide etmek ve İmparatorluk Sarayının çıkarlarını idame ettirmekti.

Onun “Güvenlik üzerine Bildiri”si Yoldaş Wu Han ile halkın çıkarlarını temsil eden birçok makale ve oyun tarafından ele alınmış ve hatta bazı insanlar tarafından “Hai Rui Bir Bildiri Sunuyor” adlı yeni bir tarihsel oyun bestelenmiş ve sahnelenmiştir. Gel gelelim, bildirinin girişinde “hükümdar tebaasının ve her şeyin efendisidir” kanısında olduğunu belirtmiştir. Onun amacı, imparatorluk hanedanı için “on bin nesil boyunca barışı sürdürmek”ti. Bu olay, onun ancak hükümdara ne kadar sadık olduğunu gösterebilirdi, başka bir şeyi değil.

Bu sayede İmparator Chia Ching onu ölümle cezalandırmadı. O öldükten sonra, imparator çok üzüldü ve “ölümünden sonra ona Veliahtın Muhafızı ve Chung Chih [sadakat ve dürüstlük] unvanını verdi.” Ayinler Kurulu’nun [7] üst düzey başkan yardımcısı ona son kez saygılarını sunmaya geldiğinde şunları söylüyordu: “İnatçılığı nedeniyle zamanın ruhuna uygun işler yapmasa da sonunda açık sözlülüğü ile itibar kazandı.”

Feodal İmparatorluk Sarayı, Hai Rui’nin toprak ağası sınıfın çıkarlarının sadık bir savunucusu olduğunu çok iyi biliyordu. Bu, Hai Rui’nin sınıfsal özüydü ve aynı zamanda bütün kararlarının başlangıç ve bitiş noktasıydı. Wu Han Yoldaş, Hai Rui’yi köylülerin çıkarlarını temsil eden, “halkını seven ve halkı için her şeyi yapan”, “halkın çıkarları için savaşan” ve hatta “feodal bürokratların etkisinden yılmayan” bir kahraman olarak tasvir ederek Hai Rui’nin sınıfsal niteliğini tamamen çarpıttı.

Ming Hanedanlığı İmparatorluk Sarayı, “halkı çocukları gibi koruduğunu” söyleyerek Hai Rui’yi yüceltirken, Yoldaş Wu Han, “halk için her şeyi yaptığını” söylüyordu. Bu ikisi arasında fark var mı?

Toprak ağası sınıfın tarihsel belgelerinde, Hai Rui’nin “her yerde ve her şeyde insanlar için nasıl çalıştığını” uzun uzadıya anlatan bir bilgi bolluğu vardır. Mesela, Hai Rui, Yangtze Nehri’nin aşağı kesimlerinin güneyindeki bölgenin valisiyken, Sui Chieh’e karşı mücadele etti ve geniş kapsamlı “toprağın geri verilmesi” çağrısında bulundu. “Bir aydan kısa bir süre içinde” Wusong Nehri’nin bakımını yaptırdı ve halk “denizin ejderha kralı” olduğunu söyleyerek onu övüyordu. Bu nedenle, ölümünden sonra, esnaf kepenk kapattı ve tabutunu taşıyan tekne anma yerine ulaştığında, beyazlar giyinmiş, ağlayan yüzlerce kişi nehrin iki kıyısını doldurdu. Bu kayıtlar, eski roman ve oyunlardaki renkli hikâyelerle bir araya geldiğinde insanları yanıltmak çok kolay. Ancak, bu tür “resmi belgelerdeki” kayıtlar, açık bir şekilde, toprak ağası sınıfın lehine mübalağalı anlatıları içerir ve bunları sınıfsal bakış açısıyla özenle incelememiz gerekir.

“Topraktan feragat edilmesine muhalefet” diye bir olgu vardı ve Sui Chieh’e “toprağı geri vermesi” çağrısı yapıldı, ancak Sui Chieh’in çağrıya uyup uymadığını, ne kadar toprağı geri verdiğini ve toprağın geri verilmesinin gerçek mi yoksa göstermelik mi olduğunu gösteren güvenilir bir veri bulunamadı. Tao Chen’in Devlet Vergilendirmesi’ne göre, Lung-ch’ing Saltanatının beşinci yılının yedinci ayında, Sui Chieh 40.000 mou araziyi iade etti, ancak “40.000 mou toprak hükümete teslim edildi” ifadesine göre, bu toprakların hükümete devredildiği ve esasen köylülere iade edilmediği kesindi.

“Toprağın yarısından fazlasının geri verildiğini” varsaysak bile, bu hâlâ toprak ağası sınıfın çıkarınaydı ve toprağın geri verilmesini isteyen tek kişi Hai Rui değildi. Sui Chieh de iktidardayken, “toprağın geri verilmesi” emrini vermişti. İmparator Chia-ch’ing’in dördüncü oğlu Ching Prensi Tsai Chun öldüğünde, Sui Chieh, Ching Hanedanı’ndan “halka verilmek üzere” “yamaçtaki onbinlerce hektarlık topraktan vazgeçilmesini tavsiye eden bir anma metni sundu ve Ch’u halkı çok memnun oldu.”

“Toprağın geri verildiği insanların” hangi sınıftan olduğu analiz edilmezse ve Yoldaş Wu Han’ın görüşüne uyarsak, “toprağın geri verilmesi” emrini vermeye cüret eden herkes bir kahraman olurdu. Sui Chieh on binlerce hektarlık İmparatorluk toprağının geri verilmesini emretmeye cüret ederken Hai Rui’den daha büyük bir kahraman değil miydi?

Hai Rui, Wusung Nehri’ni düzenlemeye çalıştı, ancak bununla ilgili başarısı da şüpheye açıktı. Modern koşullar altında bile nehir yatağı düzenlemesi hiç kolay değildir; Hai Rui bir nehri bu kadar kısa sürede nasıl düzenleyebildi? “Wusung Nehri’nin genişletilmesine ilişkin notlarına” göre, başlangıçta “nehri 150 fit genişletmeyi planlıyordu.” Projeye birinci ayın üçüncü gününde başlandı, ancak ikinci ayın ortasına kadar bütün para harcanmıştı. “Mühendislik projesi zor olduğu ve yeterli para olmadığından” kamu fonlarından yararlanmak için izin istedi. Büyük zorluklarla karşılaştığı ve bir aydan fazla bir sürede orijinal planı bile yerine getiremediği görülüyor.

Yoldaş Wu Han gerçeği abartmış: “İş o kadar hızlı ilerliyordu ki, projeyi bitirmek bir aydan az sürdü.” Bu abartı Hai Rui’nin kendi notlarıyla da uyumsuz.

Cenaze tasvirine gelince, buradan da fikirlerimize ekmek çıkıyor. Kurtuluştan önce, toprak ağası sınıfının acımasız sömürüsü altındaki, yoksul köylü kitleleri o kadar yoksuldu ki giyinmeye paraları yetmezdi. Birçok köylü, paçavralarını nesilden nesile bırakırdı. Kendi aile fertleri yaşamını yitirdiğinde bile giyecekleri yas kıyafetleri yoktu. Anlaşılacağı üzere, o sırada cenazeye katılmak için gösterişli “beyaz şapkalar ve elbiseler” giyebilecek kişiler asla yoksul köylüler ya da Yoldaş Wu Han’ın iddia ettiği gibi “geniş halk kitleleri” olamazlar, ancak toprak ağaları, zengin köylüler ve tüccarlar olabilir.

Tarihsel bir oyun yazarken, tarihsel materyalizmin ilkelerini gerçekten takip edebilmek, bu tür tarihsel verileri bilimsel olarak analiz edebilmek, yanlışı ortadan kaldırıp doğru olanı muhafaza edebilmek Hai Rui’nin karakterini gerçek özelliklerine göre yaratmak önemsiz bir konu değil, böylece izleyicinin onun sınıfsal özünün ne olduğunu görmesi ve tarihsel karakterlerin sınıf özelliklerini tarihsel materyalizm açısından bilmesi sağlanır. Hai Rui’yi öven birçok eski roman ve oyunun yaydığı istenmeyen etkilerin giderilmesinde olumlu bir anlam kazanılır.

Ancak, Yoldaş Wu Han, yalnızca tarihsel gerçeklere karşı çıkmakla ve Hai Rui’yi  methetmek için toprak ağası sınıfın sınıfsal bakış açısını, duruşunu ve verilerini -tamamen ve hiçbir değişiklik yapmaksızın- edinmekle kalmıyor; aynı zamanda Hai Rui’yi yoksul köylülerin “kurtarıcısı” ve köylülerin çıkarları için verilen mücadelenin galibi olarak tasvir etmenin en uç noktasına kadar varıyor. Günümüz insanının onu örnek almasını istiyor. Bu, doğru yoldan tamamen sapmaktır.

Yoldaş Wu Han, diğer insanları açıkça kendisi tarafından yaratılan Hai Rui’den öğrenmeye davet ediyor. Peki, sonuçta, ondan “öğrenebileceğimiz” şeyler nelerdir?

“Toprağın geri verilmesi mi?” Sosyalist kolektif mülkiyet sistemi hayata geçirildi ve köylerimizde büyük halk komünleri kuruldu. Böyle bir durumda “toprağı geri vermesi” gerekenler kim? Halk komünlerinin “toprağı geri vermesini” mi istiyoruz? Sosyalist yolda kararlıca ilerleyen 500 milyon köylünün böyle bir “toprak iadesini” “öğrenmesi” gerektiği söylenebilir mi?

Ya da “sıkıntılarını gidermeyi” öğrenmeyi mi? Bizim ülkemiz proletarya diktatörlüğünün gerçekleştiği bir ülkedir. “Sıkıntılarını gidermek” derken, proletarya ile tüm ezilen ve sömürülen sınıflar dünyanın en karanlık cehenneminden çıkıp, toprak ağalarının ve burjuvazinin doladığı zincirlerini kırıp kendi kaderlerinin efendisi haline gelirken insanlık tarihindeki en büyük sıkıntılarını gidermedi mi? Bugün “şikâyetleri gidermeyi” öğrenmemiz gerekiyorsa, kendimize şunu sormalıyız: bütün bu gerçekleşenlerden sonra, “sıkıntısı” olan sınıflar kimler ve onların “sıkıntıları” nasıl “giderilebilir?”

Toprağın geri verilmesini ya da sıkıntıların giderilmesini öğrenmemiz gerekmiyorsa, Hai Rui’nin Görevden Azli’nin “gerçek önemi” nedir?

Belki Yoldaş Wu Han, Hai Rui’den toprakların geri verilmesini ya da sıkıntıların giderilmesini öğrenmenin yanlış olduğunu kabul ediyorsak, en azından “yeryüzünde durup başı göğe uzanan büyük bir adam” olmanın ruhunu ve “eski günlerde ikiyüzlülere karşı çıktığı gibi bugünün bürokratizmine karşı çıkmayı” öğrenebiliriz derdi. Hai Rui’nin Görevden Azli’nin özetinde bu oyunun “Hai Rui’nin dürüstlüğüne ve kaba kuvvete boyun eğmeyi reddetmesine” ve onun “kararlılığına” vurgu yaptığını söylememiş miydim? Bugün de iç ilişkilerimizi idare etmek için böyle bir “güçlü adam”a ihtiyacımız mı var? Oyun, Hai Rui’nin “meyan kökü” olmaya karşı çıkışını ve ikiyüzlülere yönelik saldırısını bariz bir şekilde tasvir ediyor ve ayrıca Sui Chieh’i tipik bir “ikiyüzlü” olarak gösteriyor.

Bürokratizmin karşısında olmak gerekir. Nitekim Çin Komünistleri, bürokratizme karşı mücadelelerini hiçbir zaman gevşetmediler. Ancak, sosyalist toplumda bürokratizmin varlığının toplumsal kökeninin ve temel nedeninin ideolojide olduğunu ve kökünün kazınabilmesi için uzun süreli bir mücadele verilmesi gerektiğini biliyoruz.

“Dürüstlük”, “büyük adam”, “güçlü adam” ve “ikiyüzlülere muhalefet” hususlarına gelince, öncelikle bunların sınıfsal içeriğini, hangi sınıf için ve hangi sınıfa karşı çalıştıklarını belirlemek gerekir. Bu kavramlar farklı sınıflar tarafından farklı şekillerde yorumlanır ve sınıf içeriklerini göz ardı edip soyut olarak bakamayız. “Dürüstlük” veya “büyük adam”ın kendine özgü bir sınıfsal anlamı vardır ve temelde proletaryanın devrimci veya militan karakteriyle karıştırılamaz.

Mao Zedong yoldaşın Lu Sin’in bir şiirinden bir beyit için yaptığı açıklamayı alıntılamak istiyoruz:

“Kızgın, asık suratla meydan okuyorum binlerce işaret parmağına

Öne eğilmiş başımla hevesli bir sığır gibi kulluk ediyorum çocuklara”

Yoldaş Mao Zedong “‘Bin işaret eden parmağı’ bizim düşmanlarımızdır ve ne kadar vahşi olurlarsa olsunlar onlara asla boyun eğmeyeceğiz, buradaki ‘çocuklar’sa proletaryayı ve kitleleri simgeliyor.” demişti. (Yenan Forumunda Sanat ve Edebiyat Üzerine Konuşmalar)

Düşmanlarla “aşağılayıcı bir şekilde kaş çatarak” karşı karşıya gelmeli, ama çocuklara hevesli bir öküz gibi başlar eğik hizmet etmeliyiz. Bugün çok belirgin bir sınıfsal bakış açısından ya da duruştan yola çıkacak olursak, proletaryayı ve emekçileri küçümseyerek somurtkan bir tavırla meydan okuyanlar “doğruluğu” ve “büyük adamı” soyut olarak tanımlıyor, hatta “çocuklara başı eğik bir öküz gibi hizmet edenleri” “riyakar” olarak adlandırıyor, “dürüst” kişileri ve “özsaygı”yı “toprağın iadesi”, “sıkıntıların giderilmesi”, “bugünün bürokratizmine karşı çıkılması” ve “görevlilerin görevden azli” için kullanıyorlar. Öyleyse, insanlara hangi yolu göstereceğiz?

Eğer unutkan olmasaydık, 1957’de üretim araçlarının mülkiyetinin sosyalist dönüşümünün basitçe tamamlanmasından sonra, küçük bir grup insanın birdenbire “riyakarlar”ın muhalefetine özel bir ilgi gösterdiğini hatırlardık. Proletaryanın devrimci kadrolarına ve demokrat solculara karşı çıkmak için “riyakârlara karşı” ve “meyan köküne karşı” sloganlarını kullananlar oldu. Parti liderlerini “küçük erdemleri önemseyen riyakârlar” olarak lanetlediler ve Komünist Parti’nin çevre çeperindeki demokratlara “meyan kökçülüğünün” müritleri diye iftira attılar. O dönemin bazı gazetelerinde bu jargonun bolluğuna rastlanabilir.

Toprak ağalarının ve burjuvazinin tavrını benimseyenlere göre partinin ve halkın yüksek çıkarlarından hareket eden, halk arasındaki çelişkileri doğru bir şekilde ele almak için demokrasi ve ikna araçları ile birlik-eleştiri-birlik yöntemini benimseyen ve halkı ilerleme için çabalamaya çağıranların tümü “riyakâr” ve “meyan kökü”ydüler. Toprak ağalarının ve burjuvazinin çıkarlarından yola çıkarak, hatalarında sonuna kadar direnmeye, proletarya diktatörlüğünün muhalifi olmaya ve kendileriyle aynı fikirde olmayanları bir çubukla öldürmeye cüret ettiler. Ancak bu şekilde “meyan kökü ile özdeşleştirilmekten utanan” “büyük adamlar” ve “güçlü adamlar” olabileceklerini düşünüyorlardı.

Bu teoriler dizisinin asıl amacı zaten herkes tarafından biliniyor. Hai Rui’nin Görevden Azli oyunu ve yorumcuları neden onları bir kez daha duyurmak istiyorlar?

Yoldaş Wu Han, tarihsel oyunların, feodal çağın bazı karakterlerinin “iyi erdemlerini”, sosyalist ve komünist ahlakın bir bileşenini oluşturmak için insanların kalbinin derinliklerine getirmesi gerektiği teorisini inatla halka duyuruyordu. Burada ahlak sorununu tartışmayacağız (ki bu da burjuva akademiklerin, yazarların ve filozofların kafasını çokça karıştıran bir sorundur). Ama eğer Hai Rui’nin düşünceleri ve eylemleri, Hai Rui’nin Görevden Azli’nin vaaz ettiği gibi komünist ahlakın “bileşenleri” olarak kabul edilirse, o zaman Mao Zedong’un düşüncesini; ideolojik yeniden yapılanmayı, işçi-köylü-asker ittifakını, devrimleştirmeyi ve emeğin dönüşümünü incelemenin ne anlamı var?

Şimdi bu makalenin başında gündeme getirilen meseleye dönelim: Hai Rui’nin Görevden Azli’nin “dazibao” olarak “gerçek önemi” nedir? Bunu yanıtlayabilmek için bu oyunun yapımının arka planını incelemek gerekiyor.

Bilindiği üzere üç yıl peş peşe doğal afetlerin saldırısına uğradığı için Çin, 1961 yılında geçici ekonomik zorluklarla karşılaştı. Emperyalistler, çeşitli ülkelerin gericileri ve Çin’e karşı dalga dalga saldırılar başlatan modern revizyonistler ile birlikte, “bireysel tarım” ve “davaların yeniden açılması” için yaygara koparıyorlardı. “Bireysel çiftçiliğin” “üstünlüğünü” öne sürüyor, bireysel ekonominin restorasyonu ve “toprağın geri verilmesi” için çağrıda bulunuyorlardı. Diğer bir deyişle, halk komünlerini yıkmak ve toprak ağalarının ve zengin köylülerin istibdat düzenini yeniden kurmak istiyorlardı. Eski toplumda emekçilerin sayısız dertlerinden sorumlu olan emperyalistler, toprak ağaları, zengin köylüler, karşı-devrimciler, istenmeyen diğer tipler ve sağcılar, daha çok şikâyet etme haklarını yitirmişlerdi. Onları devirmenin “yanlış” olduğunu düşünüyorlar ve “sıkıntılarının giderilmesi” için yüksek sesle yaygara koparıyorlardı. Çıkarlarını temsil eden birinin öne çıkıp proletarya diktatörlüğüne direneceğini, onların “sıkıntılarını” gidereceğini ve iktidara geri dönebilmeleri için onlar adına “davayı yeniden açacağını” umut ediyorlardı.

“Toprağın geri verilmesi” ve “mağduriyetlerinin giderilmesi”, o dönemde proletarya diktatörlüğüne ve sosyalist devrimci mücadeleye karşı burjuva muhalefetinin odak noktasını oluşturuyordu.

Sınıf mücadelesinin nesnel varlığı, ideolojik alanda şu veya bu biçimde ya da o veya bu yazarın kalemiyle zorunlu olarak yansıtılacaktır. Bu yazarın bilincinde olup olmadığına bakılmaksızın, kişinin iradesinden bağımsız nesnel bir yasadır. Hai Rui’nin Görevden Azli, sınıf mücadelesinin bu tür bir yansımasıdır.

Yoldaş Wu Han bu analize katılmıyorsa, bize açık ve kesin bir cevap vermesi gerek: İnsanlar, 1961’de tarihi gerçekleri çarpıtan Hai Rui’nin Görevden Azli oyunundan ne “öğrenmiş” olabilir?

Hai Rui’nin Görevden Azli’nin güzel kokulu bir çiçek değil, zehirli bir sarmaşık olduğu kanaatindeyiz. Birkaç yıl önce yayınlanmış ve sahnelenmiş olmasına rağmen, oyunu övmek için çok sayıda makale yazıldığından, bu makaleler geniş çapta okunduğundan ve insanları büyük ölçüde etkilemiş olduğundan zarar verici etkileri her yerde hissedilmiştir. Oyun tartışılmalı; çünkü sorunu açıklığa kavuşturmadaki herhangi bir başarısızlık, halkın davasına daha çok zarar verecektir. Bu tarz tartışmalarda, sınıf analizinin bakış açısını ciddiyetle kullanarak düşünürsek, gerçekçi ve tarihsel sınıf mücadelesinden kesinlikle çok önemli bir ders çıkarabiliriz.

Kaynak: https://www.marxists.org/archive/yao-wenyuan/1965/november/10.htm

Yao Wenyuan, “Yeni Tarihsel Oyun ‘Hai Rui’nin Görevden Azli’  Üzerine”, Şangay WenHui Bao, 10 Kasım 1965; yeniden basım Halkın Günlüğü, 30 Kasım 1965.

İngilizce Çeviri: ABD Hong Kong Başkonsolosluğu tarafından Current Background 783. Sayısında yayınlanmıştır.

Çevrimiçi versiyon www.wengewang.org tarafından hazırlanmıştır.

Marxists.org için transkripsiyon 2014 yılında Juan Fajardo tarafından yapılmıştır.



[1] Çin meyan kökü (G. uralensis) sadece kuru ovalık düzlüklerde ve güneşli dağ yamaçlarında bulunur. Yüksek dozda kullanılması zehir etkisi göstermektedir. Hai Rui’nin köylülere zarar verenlerden biri olmaktan utandığı varsayılmış olabilir.-ç.n.

[2] Bao Gong olarak da bilinen, Çin’in Song Hanedanlığı’nda İmparator Renzong’un saltanatı sırasında görev yapan Çinli bir politikacı. Aşırı dürüst olarak nam salmış ve Çin toplumunda adaletin kültürel sembolü olarak biliniyor.-ç.n.

[3] Çin’de 1949 yılına kadar çeşitli devlet görevlilerine verilen isim.-ç.n.

[4] Çin’de kullanılan ve 0.1518 kareye eşdeğer olan bir arsa alanı birimi.-ç.n.

[5] Çin’de yerel idari bölüm, hükümet merkezi.-ç.n.

[6] Yamen çeşitli devlet görevlilerine olduğu gibi, devlet kurumlarına da verilen bir isimdir.-ç.n.

[7] Geç imparatorluk Çin’inde hükümetin altı bakanlığından biridir. –ç.n.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Yazarın Diğer Yazıları

Aynı kategoriden yazılar

Çin 2013