Ana SayfaKürsüGeorges Abdallah’ın 26 Ekim 2024 tarihli mektubu

Georges Abdallah’ın 26 Ekim 2024 tarihli mektubu

Gazze Asla Teslimiyetin Beyaz Bayrağını Taşımayacak

Siyonizm ve emperyalizmle mücadeleyi, emperyalist metropollere taşımak için bulunduğu Fransa’da 24 Ekim 1984’te tutuklanan Lübnanlı Komünist Georges İbrahim Abdallah 40 yıldır Fransa hapishanelerinde Filistin davası için mücadele vermeye devam ediyor. Fransa yasalarına göre 1999’dan beri şartlı tahliye edilebilir olmasına ve tahliyesine yönelik iki mahkeme kararı bulunmasına rağmen, İsrail ve ABD emperyalizminin direktiflerini takip eden Fransa’nın siyasi müdahaleleriyle tutsaklığı sürekli uzatılan Georges Abdallah, şu an Fransa’nın İspanya sınırına yakın bulunan Lannemezan hapishanesinde yatıyor. Tutuklanmasının 40. yılında, Fransa’nın farklı şehirlerinden gelen en az iki bin kişi, hapishanenin bulunduğu beş bin nüfuslu ve adı artık Georges Abdallah ile özdeşleşmiş olan Lannemezan şehrinde buluşarak Abdallah’ın, Filistin’in, Lübnan’ın ve emperyalizm saldırısı altında bulunan tüm halkların özgürlüğü için yürüdü. Şehir garından başlayan yürüyüş Lannemezan hapishanesini çevreleyen tel örgülere vardığında, tel örgülerin üzerinden hapishanenin bulunduğu alana havai fişekler atılarak, tel örgülere vurularak ve “Georges Abdallah, yoldaşların burada!”, “Filistin yaşayacak, Filistin kazanacak, George Abdallah özgür olacak!” gibi sloganlarla Abdallah selamlandı. Koparılan coşkun gürültünün ulaştığı Georges Abdallah, eylemin ardından 26 Ekim günü bir mektup kaleme aldı. Mektubun Türkçe çevirisini ilginize sunuyoruz. Başlığı biz koyduk.

**

Sevgili yoldaşlar, sevgili dostlar,

Bu berbat duvarların ardında yıllar, çok uzun yıllar geçti ama hâlâ aynı kararlılık ve aynı coşku dayanışma seferberliğinizde yankılanıyor…

Bugün burada, hücremden sadece birkaç metre ötede, bu dikenli tel örgülere ve gözetleme kulelerine karşı toplandığınızı bilmek bana güç veriyor ve yüreğimi ısıtıyor. Ancak yoldaşlar ve dostlar, bunca yıldan sonra ilk kez, bildiriyi okuyanın yorulmak bilmez Suzanne’ımız[1] olmadığını görmek ne büyük bir acı. Çok sevgili Suzanne’ımız, bildiğiniz gibi, birkaç hafta önce aramızdan ayrıldı. Kendisi, canlı bir alev gibi yüreklerimizde ve anılarımızda sonsuza kadar, özellikle de böyle anlarda, yaşamaya devam edecek.

Sevgili yoldaşlar, sevgili dostlar,

Dayanışma seferberliğiniz burada hiç kimseyi kayıtsız bırakmıyor. Bu uğursuz yerdeki atmosfer, tüm bu hapishane atmosferi, aktif yaşamın yankısı, ölümcül bir günlük hapishane yaşamının isimsiz donukluğuna çarptığında değişiyor… Böylece mahkûmlardan bazıları, sanki sihirli bir şekilde, sadece kısa bir süre için bile olsa, parmaklıklar ardında geçen onca yıla rağmen, çıkarsız insan ilişkilerinin, dayanışmanın güzelliğini ve gücünü keşfediyor… Kültürel ve duygusal yoksulluk içinde hayatta kalanlar olarak, bazıları uzun yıllar toplumla gerçek bir temas kurmamış olsa da, bu coşku ve insanlık uyanışı gözden kaçmıyor; bunu onların gözlerinde ve genellikle samimi olan ama ne yazık ki yarını olmayan anlık yorumlarında görebiliyorum.

Yoldaşlar ve dostlar, sloganlarınızın, şarkılarınızın ve diğer her şeyin yankısı bu dikenli tellerin ve gözetleme kulelerinin ötesine geçiyor, kafalarımızda yankılanıyor ve bizi bu uğursuz yerlerden çok uzaklara taşıyor.

Sevgili yoldaşlar, sevgili dostlar,

Tutsaklığımın bu kırk birinci yılının şafağında, sizi burada, angajmanlarınızın çeşitliliği içinde bulmak, dayanışma ruhunuzun tükenmekte olduğunu iddia edenlere sert bir cevaptır. Bu, güç dengesinin hapisteki devrimci kahramanlar lehine değişmesinin her zaman anti-kapitalist/anti-emperyalist mücadelede harekete geçirilen dayanışmanın bir işlevi olduğunu göstermektedir.

Dolayısıyla en ufak bir tereddüt duymadan söyleyebiliriz ki, hapisteki yoldaşlarımıza verebileceğimiz en önemli destek, en başından itibaren devam eden mücadeleye gerçek bir bağlılıktır. Ancak bu zeminde dayanışmayı üstlendiğimizde, yoldaşlarımızın devam eden tutsaklıkları, özgürlüklerine yönelik olası tehditlere ağır basmaya başlar.

Yoldaşlar ve dostlar, küreselleşmiş kapitalizmin küresel krizinin ve tüm çelişkilerinin şiddetlendiği bu dönemde, savaş, büyük ölçekli katliam, baskı, faşistleşme, propaganda ve manipülasyon, aynı zamanda büyük mücadeleler ve seferberlik ve hepsinden önemlisi ölmekte olan kapitalizme özgü barbarlığa karşı aktif gençliğin coşkulu yükselişine şahitlik ediyoruz… İnsanlık tarihinde ilk kez milyonlarca insan süregiden bir soykırıma tanıklık ediyor. 380 günü aşkın bir süredir Gazze ve Batı Şeria’yı kasıp kavurmaya devam eden soykırımcılar, şimdi de Batılı büyük emperyalist güçlerin aktif desteğiyle savaşlarının kapsamını Lübnan’a kadar genişletiyorlar. Ancak, Filistinli halk kitlelerinin ve onların mücadele öncülerinin kahramanca direnişi ve her şeyden önce dünya çapında kitlesel dayanışma seferberliği sayesinde Filistin direniyor ve uluslararası sahnenin ön saflarındaki yerini her zamankinden daha fazla yeniden işgal ediyor.

Hal böyleyken, sevgili yoldaşlar ve dostlar, belki de aktif uluslararası dayanışmanın, Filistin’in süregelen sömürgeleştirilmesine ve bunun doğasında var olan soykırım savaşına karşı mücadelede vazgeçilmez bir silah olduğunu hatırlamak faydalı olacaktır. Burada, emperyalist canavarın göbeğinde, ve başka yerlerde, Filistin ulusal kurtuluş hareketinin küresel çerçevesi ve potansiyel öznesi olan “Tarihsel Blok”un inşası sürecine ve güç dengelerindeki değişimlere, işte bu aktif dayanışma temelinde katılabiliriz.

Sevgili yoldaşlar ve dostlar,

Elbette Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’da devam etmekte olan Siyonist barbarlığa karşı koymak ve durdurmak için mümkün olan her şeyi yapmak acildir. Gerçek şu ki, Gazze’deki tüm yaşam alanlarının korkunç bir şekilde tahrip edilmesine on binlerce şehit ve yaralının eklendiği son günlerde Gazze’ye yönelik bu soykırımcı, geniş çaplı saldırıya rağmen, direniş sarsılmazlığını korumakta, Filistinli halk kitleleri tarafından korunmakta ve desteklenmektedir.

Gazze asla teslimiyetin beyaz bayrağını taşımayacak. Ne Siyonistler ne de başka bir suçlu güç Gazze’deki direnişin iradesini kırmayı başaracak.

Soykırımcı Siyonist barbarlık karşısında bizi başka tarafa bakmaya çağıran herkes utanmalı!

Filistin’i ve onun şanlı direnişini desteklemek için binlerce inisiyatif gelişsin!

Kapitalizm barbarlıktan başka bir şey değildir ve söylemlerinin çeşitliliği içinde ona karşı çıkan herkes onurumuzdur!

Birlikte ve sadece birlikte kazanacağız!

Filistin yaşayacak ve Filistin mutlaka kazanacak!

Tüm yoldaşlara ve dostlara, sıcak devrimci selamlarımla.

Yoldaşınız Georges Abdallah.

Kaynak:


[1] Suzanne Le Manceau son nefesine kadar Georges Abdallah’ın serbest bırakılması için verilen mücadelenin en ön saflarında yer aldı. 14 Eylül 2024’te vefat etti ve portresi 24 Ekim’de Lannemezan’daki yürüyüş sırasında yoldaşları tarafından kortejin en önünde taşındı.

Yazarın Diğer Yazıları

Aynı kategoriden yazılar